Finlandiya’ yı dünyanın en yüksek refah oranlı ülkesi haline getiren Snellman ile büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerine baktığınızda, sorunun şahsım adına bizde olduğunu görmemek elde değil.
Okumadık
Anlamadık
Yapmadık
Kötü Sınav Verdik
Mustafa Kemal Atatürk “Öğretmenler; Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır. Ordularımızın kazandığı zafer, sizin eğitim ordularınız için yol açtı. Gerçek zaferi siz, öğretmenler kazanacaksınız. Bunu başaracağınızdan kuşkum yoktur. Sarsılmaz bir inançla ben ve arkadaşlarım sizi gözeteceğiz. Sizin karşılaştığınız tüm engelleri kıracağız.” Derken,
Snellman öğretmenlerin ilk yaz toplantısında halk öğretmenlerine hitaben “işinizin ne kadar ağır olduğunu biliyorum. Ücra yerlerde nasıl yaşadığınızı, eğitimsiz bölge sakinlerinin sizin çalışmanıza değer vermediğini biliyorum. Kötü maddi koşullarda olduğunuzu da anlıyorum. Halkın eğitimsizliğiyle mücadele etmenin ağırlığını omuzlarımızda taşımaya mecburuz. Bunun karşılığında bizi övgüler beklemiyor, anlayış beklemiyor, ağır fedakarlıklar bekliyor. Sizi fedakarlığa çağırıyorum! Bağışlayın, açıkça söyleyeceğim: Her meslekte olduğu gibi, öğretmenler arasında da ruhen hiç de pedagog olmayan kimseler olduğunu biliyorum. Zanaatkâr bile değiller. Onlar kiralık işçiler, öğretmenlik çalışmasını sevmezler, ona lanet ederler. Onlara dostça şunu öğütlüyorum: Okulu bırakın! Başka bir işle uğraşın, ama canlı ruha ve yüce bilgilere sahip insanlara ihtiyaç olan yerleri işgal etmeyin.” Demiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetin ilk yıllarındaki eğitim seferberliğinden önce Avrupa’ya gönderdiği başarılı öğrencilere “Sizleri bir kıvılcım olarak gönderiyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz.” Demiş,
Snellman’ da Fin subaylarına hitaben “Neden herkes İngiliz kumaşı, Çek camı, Hollanda balığı, İrlanda koyunu, Fransız şarabı, Danimarka tereyağı, Rus kürkü ve derisi, İsveç kartonu ve kibriti gibi şeyleri övüyor ve yüksek fiyat ödüyor onlara? Çünkü orada bu mallar daha iyi, daha güzel yapılıyor. Kim sizin köydeki cahil babanıza, ağabeyinize öğretecek bunları? Kim bataklıkların ve hülyalı ormanların ortasındaki ıssız yerlere gidecek diye soruyordu ve yanıtlıyordu. Siz! Öncelikle siz! O zaman sizin köyünüz, sizin baba ocağınınız asla kayba uğramaz sizin uzun süre kışlada kalmış olmanızdan. Tam tersine, onlara paha biçilmez şeylerle döneceksiniz. Kışlaya odun gibi geldiniz, canlı ışık gibi, güçlü, mucizevi bir ateş gibi döneceksiniz.” Demiştir.
Mustafa Kemal Atatürk, “O gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır. Geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün umudum gençliktedir.”, “Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizlersiniz” derken,
Snellman, “Unutmayın, sizin hedefiniz Finlandiya gençliği olarak, ağır bir topu daha yükseğe ve yukarılara atmak değil, halkımızı yükseklere çıkarmak, vatanınızı daha çok geliştirmektir” demiştir.