Bu hafta size anlatacağım ülkemizle ilgili her konuyu sizin bireysel hayatlarınızla birleştireceğim. Bakalım sizler ne göreceksiniz? Bir yandan ülkece yaşadıklarımızın bir arşivi niteliğinde haftalık not tutuyorum diğer yandan yazıyorum çünkü bu sefer hiç bir şekilde yaşanan ve yaşatılanları unutmayalım ki gereğini yapanlardan olalım istiyorum. Sonra bakalım hep birlikte biz neler neler yaşamışız, ne yapmışız, ne yapmamışız farkındalığı içinde olalım ve ARTIK DEĞİŞİMİ BAŞLATALIM istiyorum.
Acaba şu anda siz ne istiyorsunuz?
Hayat içinde uyumaya devam etmek mi uyanmak mı? Kendine uyanmak, ülkemizde, dünyada yaşananlara uyanmak! Ya da her şeyin üstünü örtüp görmezden gelmeye devam etmek! Belki görmezden gelme oyununuz içinde kendinizi ‘Ben ne yapabilirim ki?’ diye ikna ediyorsunuz. Ama gelinen noktaya bakılırsa işler öyle olmuyor. SEN HER ŞEYİ YAPABİLİRSİN SANA İHTİYACIMIZ VAR.
Kimisi artık yeter, duymak, görmek istemiyorum diyor. Bazılarımızda, hayır artık her şeyi bilmek istiyorum. Bugüne kadar zaten duymadım, görmedim ya da her şeyi biliyordum,takipteydim ama sesimi çıkarmadım. Esas artık buna yeter, hadi değiştirelimher şeyi diyor.
Şu anda kimsenin gözünü, kulağını kapatma, susma, sessiz kalma lüksü yok! Çünkü tüm bunlar hepimizin hayatını etkiliyor.
Hayat içinde de bu böyle değil mi? Ülkemiz sanki büyük bir dev aynasıyla insanlara nasıl yaşadığını gösteriyor. Toplumsal olarak yaşadığımız bu durumlar gibi insanlarda bireysel deneyimlerinde aslında hemen hemen aynı şeyleri yaşamıyor mu? Çıkar ilişkileri, yok etme ve tüketme üzerine kurulu değil mi her şey? Birlik beraberlik içinde saygıyla, anlayışla yaşamak unutulmuş durumda…
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.