Sunucu Coşkun’un yönelttiği ilk soru Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İYİ Parti’ye yaptığı çağrıya ilişkindi.
Can Coşkun: Aylar sonra neden Cumhurbaşkanı Erdoğan benzer cümlelerle aynı denemeye gitti? Bir fikriniz var mı bu konuda?
İnanç Uysal: Tabi var ama herhangi bir fikrin açığa düşme ihtimalinin olduğu bir gerçek. İYİ Parti kurulurken FETÖ ile bağlantılandırıldı. Sonra PKK’lıları listesine almakla suçlandı. Sonra bir ara yerli milli oldu. Sonra tekrar yerli milli sıfatını kaybetti. Şimdi tekrar altılı masaya yakışmaz gibi paye edildi.
Bu aslına bakarsanız şöyle; Sayın Erdoğan’ın siyasi geçmişine baktığım zaman çok daha önemli işler çıkardığını düşünüyorum. Çok daha zekice hamleler yapan bir liderdi. Ama bu hamleyi ben açıkçası çok ilginç buldum. Kendi sosyal medya trollerinindevamlı gündeme getirdiği bir konu vardı biliyorsunuz. Meral Akşener son noktaya, son dönemece girerken aks değiştirecek ve Cumhur ittifakına katılacak diye bir balon üfürülüyordu mütemadiyen.
Şimdi bu hamleyle aslında Sayın Cumhurbaşkanı bunu kapattı. Daha doğrusu bu hamleyle bunu kapatmasına imkan verdi Sayın Akşener’in. Bence bu müthiş bir şey. Bunu niye hesaplamadı derseniz; bu bir panik. Ama Akşener’i trollerinin saldırısından koruyan bir hamle yaptı. Böyle bir hamleyi yapmasının panik dışında bir izahı yok. Bunun birkaç sebebi var. Birincisi İYİ Parti son dönemde çok ciddi transferlerle gündem oluşturuyor. Hatırlatmak gerekirse Eşref Fakıbaba, Turan Çömez gibi isimler İYİ Parti’ye katıldı.
En son isim ise şu an sözcü olarak görev yapan Prof. Kürşat Zorlu. Şimdi bu isimlerinin üst üste katılıyor olması ve katılımların devam edeceğine dair bir sürü sinyal alınıyor olması; İYİ Parti’nin konumu değiştirdi biraz. İYİ Parti merkez saha üzerine oturabilecek milliyetçi mukaddesatçı çizgiden beslenen bir siyasi hareket halinde. Gittikçe güçlendikçe gündem belirleme gücü de doğdu. Bu İYİ Parti’yi hedef haline getiren şeylerden birisi.
Ama bir şey benim çok dikkatimi çektiği için oraya gelmek istiyorum.
Başörtüsü gündeme geleli 1,5 ay oldu
Başörtüsü Anayasa değişikliği gündemimizde. Ne kadar oldu gündemimize gireli? Benim takip edebildiğim kadarıyla 1.5 ay oldu; bu anayasa değişikliğinin hazırlanmaya başlandığı söylenmesi üzerinden.
Bugün Muhalif’te de bu minvalde bir yazı kaleme aldım; 1.5 ay öyle bir metnin hazırlanması için aslında hiç gerekli olan bir süre değil. AK Parti’nin bu tip konularda eli alışkındır. Çok daha kolay hazırlayabilirler bu metni. Ama 1.5 aydır devam ediyor. Bu 1.5 aydır devam eden metnin referanduma götürülmesi her ne kadar Sayın Erdoğan “Temel hak ve hürriyetler referandum konusu olmamalıdır” diye bir beyanda bulunsa da; AK Parti’nin en çok tercih edeceği şey bu referandum. Eğer seçimde bu referandum sandığını da oraya koyabilirse AK Parti, bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu birçok sorunu perdeleyebilme ihtimali bulunması üzerinden gidiyor. Şu anki Meclis aritmetiğinde Cumhuriyet Halk Partisi’nin vereceği bir destek veya Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti’nin birlikte vereceği destek dikkat ederseniz referandum sayısını aşıyor. Ve direkt olarak anayasa değişikliğini geçmesi anlamına geliyor. HDP’nin vereceği desteği daha önce sınadılar. O hoş durmadı. HDP ile gittiler görüştüler, aldıkları tepkiler nedeniyle HDP’nin vereceği desteğin sağlıklı sonuç vermeyeceğine kanaat getirdiler. Bu desteğin manalı olabileceği adres İYİ Parti.
C.C: Ama altılı masanın bildirisinde İYİ Parti de imzaladı. Buna yol açacak herhangi bir davranışta bulunmayacağını beyan etti partililer.
İ.U: Kesinlikle bunla ilgili bir sıkıntı yok. Ben bunun da mümkün olmadığını düşünüyorum. Dikkatinizi çekerse burada Altılı Masa’nın diğer bileşeni olan CHP ve onunla ilişkili olduğunu HDP üzerinden İYİ Parti’nin milliyetçi mukaddesatçı seçmenin tahrik etme cümleleri ile beraber söyleniyor bu ifade. Yoksa Akşener’in birden bire cayıp hadi referanduma götürelim demeyeceğini o da biliyor. Burada korkunç bir paniğin olduğunu, bu paniğin bazı hesap hatalarına neden olduğunu düşünüyorum. Bu ekranlarda daha önce Sayın Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü çıkışının doğru olduğunu söylemiştim.
Bunun sebebi şuydu: eninde sonunda böyle bir referandum gayesine girecekti AK Parti ve Cumhur ittifakı tarafı. Bunu da başörtüsü ile beraber yapacaktı.
Kemal bey hamleyi çok öne aldı. Referandum hariç hiçbir çözüm yok. Bu tarihlerde 400 oy ile geçse Erdoğan için çok sönük zafer olur. Burada ki asıl amaç Sayın Akşener’i sıkıştırmaktı. Sayın Akşener’i sıkıştıracağı şartların oluştuğunu düşünmüyorum.
Diyelim ki Merak Akşener Cumhur İttifakı’na geçti
Bir de şöyle bir şey var. Meral Akşener diyelim ki ben Cumhur İttifakına geçtim dedi ve İYİ Parti’nin de yüzde 17 oyu var. Bunun kaçı Cumhur ittifakına gider diye düşünülüyor ki merak ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi’nin
Bir de şöyle bir şey var. Meral Akşener diyelim ki ben Cumhur İttifakına geçtim dedi ve İYİ Parti’nin de yüzde 17 oyu var. Bunun kaçı Cumhur ittifakına gider diye düşünülüyor merak ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi’nin Cumhur İttifakı’nı destekleme oy oranı ile şuan ki oy oranını bir değerlendirmek lazım.
C.C: Hep ikili sıkıştırma ya da ikili kıskaca alma gibi yorumlar yapılıyordu. Bu sefer Sayın Cumhurbaşkanını tek gördük MHP lideri Devlet Bahçeli’nin eş zamanlı bir açıklama ile İYİ Parti’ye dönük o çağrıyı perçinleştirdiğine şahit olmadık. Bu ne ifade eder?
İ.U: Bence çok önemli değil. Problem şurada Milliyetçi Hareket Partisi grubu bittikten sonra yapıldı o konuşma. Belki önümüzdeki grup toplantısında bu minvalde bir şey söyleyebilir. Sayın Akşener’in reddinden sonra oradan bir hareket geleceğini düşünmüyorum. Bu kadar sert bir ifade kullanmasını sağlayan da Erdoğan oldu. Biraz önce de söylediğim gibi aslında bakarsanız kendisi ile üretilen dedikoduları Sayın Akşener bu kadar kolay bertaraf edemezdi.
