Dostum, Majak’a,
Bu aslında bir sipariş yazı. Özünde ise kendimi çok iyi hissettiren, hatta lise yıllarımda Edebiyat öğretmenimin yazmamı istediği bir kompozisyon ödevi gibi.
Geçtiğimiz günlerde, deklanşörün değil de yeninin vazgeçilmez fotoğraf makinelerinden fotoğrafladığım, çatıda ağız ağza didişen martıların halleri sonrası, talep üzerine yazılıyor, okumakta olduğunuz bu makale. Majak (Majak Toşikyan-Besteci, Aranjör, Müzik İnsanı ama en çok da İNSAN), esasen onların ekmek kavgası derdinde olduğunu düşünse de ve haklı olarak da, karşıdan da öyle yansıyorsa da gagaları, birbirinin içine geçmiş ve tamamen bir üstünlük savaşının görüntüsüydü. Hatta ben, doğa yine ne kadar güzel söylüyor, hiç affetmeden, Karadeniz’de, aynı zamanlama ile İHA’lar, birbiri ile didişirken, hep doğayı örnek olan devrimler ve onun doğurduğu, yansımalardan teknoloji kuşlarını, kendince uçuruveriyordu.
Majak Toşikyan, “Aklıma ne geldi, izlerken. Çocukken, “vur, vur” diye çocuklar kendi aralarında üstünlük oyununu, saflıkla biçimlerdi. Şimdi ise hâle ve dünyaya bak! Bunu yazmak lâzım ve eminim ki çokta güzel, anlatırsın.”
Kendisi Kanada’da yaşıyor ve bulundukları yerde, nispeten diğer ülkelere göre daha huzurlu olduklarını, medeniyetin varlığına değinirken; farklı ülkelerden dünya vatandaşları ile zaman zaman görüştüğünü, mesela yıllar önce Fransa’da ki modernliğin göçlerle gölgelendiğini, ifade ediyor ve Amerika’da ise herkesin kafasına göre şiddet meyili taşıyabildiğine dem vuruyor…
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.