En fazla konkordato ilan edilen sektörlerde liderliğe yükselen tekstilde şirketler rotayı yurtdışına kırdı.
Tekstil sektöründe özellikle giyim tarafında, dünyadaki sınırlı sayıdaki büyük alıcıların genelde Uzakdoğu ve Mısır gibi ülkeleri tercih ettikleri için zaten fazla rekabet olduğunu daha önce defaatle belirttiklerini ifade eden Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (DOSABSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Nilüfer Çevikel, “Bu sebeple bilhassa yine giyimciler son zamanda maliyetleri düşürme amacıyla fabrikalarını yurt dışına taşımayı tercih etmişlerdi. Bu durum Türkiye’ye daha ucuz ürün girmesine sebep oldu. Böylece bizim maliyetlerimizin altında Türkiye’de ürün satılmaya başlandı ve biz maliyetlerle alakalı rekabet edemediğimiz için dünyaya sesimizi daha önce duyurmaya çalışmıştık ve bunun şimdi neticesi olarak şu anda tekstilde hem konkordatolar başladı, hem de yurt dışına yatırım yapan firmalar hızla devam ediyor” diye konuştu.
Markalı üretim yapmamız şart
TÜGİAD Bursa, ekonominin geleceğini masaya yatırdı
Tekstil sektöründe yurtdışından siparişlerin durduğu haberlerine ilişkin de Çevikel, şunları kaydetti:
“Aslında Türkiye’ye ve Türklere sipariş gelmiyor değil. Sipariş aynı hızla devam etse de biz maalesef maliyet tutamadığımız için dünyadaki diğer ülkelerle bilhassa Mısır, Türkmenistan gibi veya Uzak Doğu gibi ülkelerle rekabet edemediğimiz için şu anda insanlar leasinglerini ödemiyorlar, borçlarını ödemiyorlar ve bu konkordatolara sebep oluyor. Karbon ayak izinin uygulanmaya başlamasıyla biz, uzak doğudaki ülkelerin buna kolaylıkla uyum sağlayabileceğini düşünmüyoruz. Bu yüzden aslında geçmişten beri söylediğimiz şu; Türkiye markalaşmalı ve marka satmalı çünkü Türk giyim sanayi maalesef dünyada çok belli sayıda ki bunlar yani bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar anca. Dünyada büyük alıcılar var ve Türk giyim sanayi maalesef bu büyük alıcılara markasız, üretim yaptığı sürece bunu yaşamaya mahkumdur.”
Rafa ürün koymayan, yok olur
Gelişmiş bir ülkenin hala belli firmaların ürün tedarikçisi konumunda olmasını doğru bulmadığını belirten DOSABSİAD Başkanı Nilüfer Çevikel, “Bu dönem artık kapanmıştır. Bu aslına bakılırsa doğal bir süreçtir. Daha inovatif, teknolojik ve farklı ürünlerle Türk tekstili bu kara günlerden sonra farklı bir konumda dünya pazarında yerini alacaktır. Acil markalaşma için atılımlar yapılmalı. Çünkü Türkiye artık sanayi devriminde belli bir aşamaya gelmiştir. Artık ucuz enerji maliyetleri, ucuz arsaların ve ucuz isçiliğin olduğu bir ülke değildir. Markalaşamayan ve rafa ürün koyamayan firmalar yok olmaya mahkumdur. Konkordatolarda devam edecektir” diye konuştu.
TEKSTİL EN FAZLA KONKORDATO İLAN EDEN SEKTÖR OLDU
Türkiye sanayisinin ve ihracatının lokomotif sektörlerinden tekstil ve hazır giyimde, Çin baskısı, giderek artan maliyetler ve ‘kur’un da etkisiyle geçen yıl başlayan istihdam kaybı ve kapanmalar zirve yaptı. Tekstil ve hazır giyim, mart ayında en fazla konkordato ilan eden sektörler listesinde ilk sıraya yerleşti. Tekstil, “en fazla konkordato riski taşıyan” sektörler listesinde de 195 şirket ile ikinci sırada. Bu yılın ilk çeyreğinde toplam konkordatoların yüzde 10’a yakını sadece tekstil sektöründen gerçekleşti. Söz konusu rakama giyim, halı ve iplik gibi diğer kategoriler de eklendiğinde, oran yüzde 15’e kadar yükseldi. Sektör temsilcileri, dipten dönüş için yılın son çeyreğini işaret ediyor.