29 Ocak’ta Meclise gelen yeni maden kanunu teklifi İliç Siyanürlü Altın Madeni Felaketi ardından 14 Şubat’ta geri çekilmişti. İktidar durumu kontrol altına aldığını hissetmiş olmalı ki kanun gündeme geri girmiş.
Bunu nereden mi duydum? Tabii ki muhalefetten buna dair henüz bir haber almadım. Ama AA’nin 18 Şubat tarihli haberinde “Sağlık alanında çeşitli düzenlemeleri kapsayan teklifin görüşmelerinin tamamlanmasının ardından Genel Kurul, Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni ele alacak.” cümlesini görünce her vatandaşın vereceği tepki gibi kanım beynime sıçradı. ( Bağlantıdan siz de kontrol edin)
Kanun 26 Ocak’ta Meclis’e sunulmuş, komisyondan sessizce geçerek 5 Şubat’ta raporunu hazır etmiş, genel kurula doğru yola çıkınca 13 Şubat’ta İliç olayı patlak verince muhalefetin de konuyu halka anlatmamasını fırsat bilerek 14 Şubat’ta geri çekebilmişti.
Böyle bir teklifin varlığını iktidar geri çekince kamuoyu duydu.
Neden muhalefete teşekkür etmeliyiz?
Siz geçen 3 haftada maden kanununa dair oy verdiğiniz partiden bir bilgi aldınız mı? Hayır. Muhalefet maden kanunu halktan saklayarak büyük bir iyilik yaptı zaten.
Yetmedi olay sonrası ilk ÇED’in müsabbibini, ilk kapasite artırımının müsabbini (26.10.2014) ve de son açık ocak genişletmeye ÇED’e bile gerek yoktur diyen kararın (16.8.2023) altındaki imzaya baktı mı? Bakmadı.
Burada adı geçen ÇED’lerdeki bakanların adını duydunuz mu? Hayır.
Peki sadece dört ÇED sürecinin üçüncüsünün adını duydunuz değil mi? Murat Kurum yani. Namı diğer İBB adayı. Yani burada fiil imzası olan bakan olması değil, İBB adayı olması. Diğer üçünün sevabı ne ki adlarını bile anmadınız?
Dahası eski bakan Kurum’un adını sık sık ananlar o ÇED’de olur veren 21 diğer kurumun başındakileri neden anmaz? Yoksa sistem eleştirisi olur diye mi korkuyorlar.
Ama asıl noktaya gelelim. Şimdiki bakanın adını anan var mı, bu ÇED’lerin uygulanmasına dair bir eleştirisi olan var mı? O da yok!
Ben de böyle muhalefete teşekkür etmek isterim.
Bakan Çökme Kanunu’nda teşekkür etmişti!
Afet adı altında evlerimize çökecek kanun düzenlemesi TBMM’den nasıl sessiz sedasız geçmişti hatırlıyoruz değil mi? “Geçmesi imkansız ‘evlerimize çökme kanunu’nu, iktidar elini kolunu sallayarak nasıl geçirdi?”diye tartışmıştık hatırlarsınız.
Teklif mecliste iken bir avuç insan konuyu gündem yapmış, muhalefetimiz onu da halka anlatmayarak ve de oylamalar bile katılma zahmeti göstermeyerek geçmesindeki rolüne seyirci kaldık değil mi?
Sonrasında Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanı bu kanun teklifinde muhalefete önden bilgilendirdiklerini ve zaten destek aldıklarını ballandıra ballandıra anlattı ve Meclis kürsüsünden partilerimize teşekkür etti.
Meğerse her şey mecliste tıkır tıkır, karşılıklı teşekkürler çerçevesinde ilerliyormuş. Böyle böyle evlerimize çökme kanunu geçmiş.
Sorumlu kim?
Meclise kanun teklifleri geldiğinde halka anlatmayan muhalefet sorumlu değil ülkemizde. O kanun tekliflerine de karşı halkı örgütlemediği gibi partilerini de örgütlemeyenler de sorumlu değil.
Bu dört ÇED kararından sorumlu bakanlar da sorumlu değil. Yerine İBB adayı olan kişi var.
15 yıl boyunca çalışan bu madenin eline taş değdirmeyenler yok, bunun sadece 5 yılında bakan olan sorumlu değil mi?
Böyle bakarsak sistemi hiç sorgulayamayız. Dezenformasyonun böyle siz yaparsanız hep ayrıntıda boğulur, kazanan hep kasa olur!
Bu resimden asıl sorumlu kim çıkar biliyor musunuz? Biz! Bize bilgi vermeyen ve hatta bilgi saklayan, sorumluları değil popüler sorumluyu dert edinen, sistemi sorgulamaktan sürekli bizleri kaçıran bu siyasi sistemin değirmenine su taşıyan bizlerin hiç mi rolü yok? Partimizi sorgulamazsak ve bir futbol holiganından daha politik olmazsak nasıl olacak?
#Siyanürgate 2.0
Geçen hafta ilk yazımızda “Çöpler politikacı eliyle, teknik destekle başarılmış bir felaket değil mi, bu yüzden SiyanürGATE skandalı desek haksızlık etmiş olmayız!” demiştik. Şimdi İliç’in ardından daha bir hafta geçmeden TBMM’ genel kuruluna tekrar getirilmesi ve hala muhalefetin bu kanunun halka anlatmaması bize yeni bir skandal olarak geri dönüyor.
Dört yüz bin kamyon siyanürle kirlenmiş toprak dere yatağında beklerken, altında dokuz can yatarken bir iktidarın maden kanun teklifini olay ertesi çekip üç gün sonra geri gündeme alması büyük bir rahatlık değil mi?
Bu arada yerel seçim aday çalışması ile meşgul muhalefetimize başarılar dileyelim, ne diyelim artık?
Not: AA haberini TBMM sayfasından da kontrol ettim ve 19 Şubat 2024 sabahı itibariyle TBMM’de Gündemde olan kanun teklifleri içinde 2/1959 sayılı teklif ikinci sırada yer alıyordu.