Kızılay Derneği’nin özelleştirildiğini, bir holdinge çevrildiğini, başına modern tüccarların getirildiğini hiç duydunuz mu? Hayır.
Yerine beceriksizlik, liyakatsızlık sözlerini günlerdir duyuyoruz ama. Böylece asıl neoliberal politikaya karşı çıkamıyor, basit bir ahlaki tartışma yapıyoruz. Neoliberal dedim çünkü liyakat ve beceri merkezli bir tartışmada “onların kadroları” yerine “bizim kadrolarımız” tartışması var ve asla o yapının değişmesini değil, faydalananların değişmesi tartışması var.
Depremin üstünde on beş günden fazla zaman geçti ve hepimiz pek çok kez “nerede?” diye sorarken bundan en fazla nasibini alan Kızılay oldu. Evet 15 gündür Kızılay yok. IBAN olarak var ama o çadırları, aşevleri, yardımları ile yok.
155 Yıllık Derneği 5 Yıllık Holding Yuttu!
11 Haziran 1868 tarihinde “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla kurulan ve
1935’te “Türkiye Kızılay Cemiyeti” ve 1947’de “Türkiye Kızılay Derneği” adını alan Kızılay deyince aklımıza 155 yıllık dernek geliyor tabiki. Kızılay adlı o derneği AKP ile önce 2009’da bir tüzük değişikliği yaşadı ve 2018’de de holding kurularak pek çok şeyi ona devredildi. Yani Bugün Kızılay diyorsak dernek olan Kızılay ile şirket olan Kızılay’ı ayırmak zorundayız. Şirket olan Kızılay yardım kuruluşunun özelleştirilmiş, şirketleştirilmiş hali…
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.