Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Altındağ Kültür Sarayı’nda düzenlenen “Kadın Kolları Kuruluşundan Bugüne MKYK ve İl Başkanları ile Toplantı” programında konuştu.
Konuşmasından satırbaşları ise şöyle;
Sadece ülkemizde değil dünyada bir çok siyasi parti AK Parti’nin kadın teşkilatlanması modelini örnek alarak kendisine uyarlamaya çalışmıştır. Kadınlarımızın parti faaliyetlerindeki hayati gayretleri yanında Türkiye’nin son 20 yılında elde ettiği tüm kazanımlarda da çok önemli payları vardır. Yaptığımı her reformda hayata geçirdiğimiz her eser ve hizmette, yürüttüğümüz her mücadelede kadınlarımızı yanımızda görmenin verdiği şevkle sürekli daha iyi ileri adımlar attık.
Mersin Polisevi Saldırısında 2 Kadın Kendini Patlattı
Mersin’deki terör saldırısı! Bu ne vicdan? Bu nasıl bir anlayış? Nasıl bir beyin yıkama ameliyesi yaptınız ki bu 2 kadın kendilerini batıl davanız için feda etti. Üstelikte polisevimizi imha etmeye çalışırken. Bunlar hangi yüzle bu milletin karşısına çıkıp kendilerini anlatacaklar? Hangi yüzle bunlar ‘Biz Türk siyasi hayatında varız. Biz demokratız. Biz özgürlükçüyüz’ diyecekler. Hangi yüzle?
İşte burada ben kadın kollarımıza sesleniyorum. Bugüne kadar yüzlerce kadın bu batıl terör davası için kendilerini yok etti. Biz kadınlarımızla millete hizmet etmenin gayreti içerisindeyiz. Dağ, taş, kar, kış demeden bunu yapıyoruz. Bunlar ise maalesef bu batıl dava için insanlarını yok ediyor. Kadınlarını yok ediyor.
Yıllarca sadece sorunlarıyla istismarlarıyla, dramlarıyla, mağduriyetleriyle gündeme gelen kadınlarımızı ülkemizin beşeri sermayesinin ana unsuru haline dönüştürdük. İşte dün Mersin’de yaşanan hadiseyi gördük. 2 tane terörist kadını kimler istismar ediyor; malum parlementoda olan. Adı Parti. Ama dikkat edin terörist olarak kullandığı 2 kadın. Ve bu 2 kadın kendilerini patlatıyorlar ve Mersin’de bunlar ölüyor.
Öyle ki bugün yüksek öğrenimde çağ nüfusuna göre kızlarımızın okullaşma oranı yüzde 49 iken erkeklerde bu oran yüzde 40’da kalıyor. Ekonomiden sağlığa pek çok alanda istihdamda kadın oranı yüzde 50’nin üzerine çıkmıştır. Sadece bu tablo dahi yıllarca çeşitli bahanelerle okuldan eğitimden hayatın pek çok alanından uzak tutulmaya çalışılan kadınlarımızın fırsat eşitliği temelinde ulaştığı yeri göstermeye yeterlidir.