Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Hamdolsun, yaklaşık bir buçuk ay içinde arama-kurtarma çalışmalarının bittiği, enkaz kaldırma faaliyetlerinin hızla sürdüğü, geçici barınma merkezlerinin yaygınlaştırıldığı, kalıcı konutların inşasına başlandığı bir döneme girdik.
Geçici barınma için 125 bini AFAD tarafından olmak üzere 156 bin çadır dağıtılmış veya kurulmuştur. AFAD tarafında 22 bin ve bağış olarak da 14 bin olmak üzere toplam 36 bin konteynerin alt yapısı kurulumu nakli sürmektedir.
Bu konteyner sayısı, mevcut başvuruyu fazlasıyla karşılayacak seviyededir. Yaklaşık 309 bin aileye 10 bin liraya ödemeler yapılmış, 101 bin aileye de 15 bin liralık taşınma paralarının ödenmesine başlanmıştır. Kalıcı konutlarla ilgili hazırlıkları da inşaat safhasına getirdik.
Birileri bize kalıcı konutların yapımı konusunda acele ettiğimizi söylüyor. İleri sürülen gerekçelerin geçerliliğin olmadığını, Van, Elazığ depremlerinde yaptığımız çalışmalarda gördük. Milyonlarca vatandaşımızın kimsenin keyfini bekleyecek dermanı, sabrı yoktur.
Dünyada, 500 KM’lik bir alana yayılan, böylesine büyük bir felaketin yıkıcı etkilerini bu kadar kısa sürede üstesinden gelip kalıcı konutların inşasına başlayabilecek başka bir ülke bulamazsınız.
Ana muhalefetin 11 büyükşehir belediyesi var. Nerede bu belediyeler? Bu belediyeler acaba buralara uğradı mı?
Burası CHP’li demedik. Biz, ‘bunlar da bizim vatandaşımızdır’ dedik.
Hatay’da 100 bin binadaki 338 bin bağımsız bölüm, yıkık, acil yıkılacak, ağır ve orta hasarlı olarak kullanılamaz hale gelmiştir.
Hatay’da toplam 238 bine yakın konutu ve köy evini yaparak hak sahiplerine teslim etmeyi planlıyoruz.
Bugün Hatay’da temelini atacağımız 3 bin 122 konut ile birlikte 22 bin 467 konutun inşası fiilen başlamıştır.
Biz ana muhalefetin yalanlarıyla ayakta duran bir iktidar değiliz.
Antakya Devlet Hastanesi’ni 10 Mayıs’ta hizmete açıyoruz.
Meydanlarda bol keseden atıp göreve gelince unutanlardan da olmadık.
Müslüman, aynı delikten iki defa ısırılmaz.
Geçtiğimiz 20 yılda pek çok iş yaptık. Önemli iyileştirmeler sağladık. Ama görüyorum ki daha fazlasını daha hızlı bir şekilde yapmaya ihtiyacımız var.
Buradan İstanbul başta olmak üzere ülkemizin her yerindeki vatandaşlarıma sesleniyorum. Eğer binanız depreme dayanıklı değilse, sel veya heyelan tehdidi altındaysa, başka bir sıkıntısı sorunu varsa, hiç vakit kaybetmeden dönüşüm sürecini lütfen başlatın.
Ayrıntılar geliyor…