Editör: Naim Arıoğlu
Obezite yani şişmanlık; vücutta aşırı yağ depolanması ile ortaya çıkan bir enerji metabolizması bozukluğudur. Obezite bireyde fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olarak sağlık için risk oluşturur. Her dört çocuktan biri kilo problemi yaşıyor. Yapılan araştırmalar 21. yüzyılın obez çocuklarının obeziteye bağlı hastalıklar nedeniyle ebeveynlerinden daha kısa yaşayacaklarını ortaya koyuyor.
Günümüzde en önemli sağlık sorunlarından biri olan “çocukluk çağı obezitesi”nin görülme sıklığı dünyada ve ülkemizde hızla artmaktadır. Özellikle yaşamın ilk yılı, okul öncesi dönem ve ergenlik dönemi obezite açısından risklidir.
Yaklaşık her 4 çocuktan birinde kilo problemi bulunmaktadır. Kız ve erkek çocuklarda yağ miktarı farklıdır. Ayrıca artan yaş ile vücut yağ miktarı da değişmektedir. Bu nedenle vücut kitle indeksi için, yaş ve cinsiyete özgül persentiller yani büyüme eğrileri kullanılarak çocuklar değerlendirilmektedir. 5-85 persentil arası normal, 85-95 fazla kilolu, 95 persentil üstü obezitedir.Bunun yanı sıra çocuğun kilosunun boyuna göre ideal ağırlığına oranı yani rölatif ağırlıkda obezite tanısında sık kullanılmaktadır. Bu oran %110’a kadar normal olup, %110-120 arası toplu çocuk, %120 ve üstü ise obezite.
HAREKETSİZ YAŞAM TETİKLİYOR
Diyetteki kalori ve yağ oranının artması, “fastfood” tarzı beslenmenin yaygınlaşması, hızlı yeme, az çiğneme, şekerli/gazlı içeceklerin tüketilmesi, aktivitenin azalması (sedanter yaşam), televizyon ve bilgisayar karşısında geçirilen saatlerin artması ile fiziksel aktivite ve egzersizden uzaklaşma önemli etkenlerdir. Sonuçta çocuklar daha az kalori yakıp, daha çok kalori almakta ve yağ dokusu artışı olmaktadır. Çocukluk çağı obezitesibir endokrin hastalık ya da bir sendroma bağlı olabilmekle birlikte, genellikle alınan kalorinin yakılandan fazla olması sonucu vücutta yağ birikimiyle oluşan “ekzojenobezite”dir.
AŞIRI KİLO VE BAŞKA HASTALIKLAR
Obeziteye eşlik edebilen önemli hastalıklar; insülin direnci, bozulmuş glukoz toleransı, tip 2 diyabet, metabolik sendrom, erken ergenlik, PCOS, hipertansiyon, dislipidemi, damar sertliği ve erişkin kalp damar hastalığı, inme-kalp krizi, karaciğerde yağlanma, safra kesesi taşı, uyku apnesi, astım, kalça ekleminde kayma, bacaklarda eğrilme, kırık riskinde artış, deride akantozisnigrikans(koyu renk boyanma), sosyal izolasyon, kendine güvenin azalması, yeme bozuklukları, endişe (anksiyete), depresyon, ve hatta bazı kanser (endometrial,meme,kolon) riskinde artma olarak sayılabilir. Obez çocuklar, erişkin dönemde de obezite yaşamaya devam ederlerse genç yaşta diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar geliştirme olasılıkları daha yüksektir.
Çocukluk çağı obezitesi hızla artış göstermesinin yanında, erişkin dönemde devam etme riski, tedavisi zor bir hastalık olması, eşlik eden hastalıklar ve ciddi yan etkilerinin olması nedeniyle önem taşımaktadır. Obez çocuğun “obez erişkin” olarak devam riski; çocuğun yaşı, obezitenin derecesi, ve ailede özellilkle anne babasında obezite varlığı ile ilişkilidir. Obez çocukların üçte biri, obez ergenlerin de üçte ikisi erişkin dönemde de obez olarak kalmaktadır. Obezite bütün organları negatif olarak etkileyen önemli bir sistemik hastalıktır.
Obez çocuğun obez erişkin olmaması için erkenden önlem almak gerekiyor
Her yıl en az 2.6 milyon insan aşırı kilolu veya obez olmanın sonucu olarak yaşamını kaybetmektedir. İyi bir dergide yayınlanan 55 yıllık izleme dayanan bir çalışmada, adölesan dönemde obez olan erkeklerde kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm riskinin normal kilolu olanlara göre iki kat daha fazla olduğu ortaya konmuştur. Yine çarpıcı bir bulgu olarak 21. yüzyılın obez çocukların obeziteye bağlı hastalıklar nedeni ile maalesef anne babalarından daha kısa yaşayacakları saptanmıştır. Obezitenin tedavisi ve kilo kontrolü ile çocuklarda bu hastalıkların gelişmesi büyük ölçüde önlenebilir. Bu nedenle, çocuklukta şişmanlığın tedavisinden erken önlem alınmalı geç kalınmamalıdır. Diyabet ve obezitenin artışını durdurmak için çocukluktan itibaren önlem alınması gerekmektedir. Önlem ne kadar erken alınırsa sonuç o kadar iyi olacaktır.
HORMONAL BOZUKLUK OLUP OLMADIĞI BELİRLENMELİ
Çocukluk çağı obezitesinin tedavisinde öncelikle; her obez çocuğun hormonal bozukluk açısından mutlaka en az bir kez tetkik edilmesi, kilo artışına neden olan yada kilo vermeyi engelleyen bir hormonal bozukluğun olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Bu tetkikler sonucunda hormonal bozukluk saptanırsa, gerekli ilaç tedavisine hemen başlanmalıdır. Eğer herhangi bir hormonal bozukluk yoksa; alınan enerjinin düzenlenmesi, fiziksel aktivitenin arttırılması, psikolojik destek, motivasyon, dengeli bir beslenme planı, sık izlem ile kilo kontrolünün sağlanması ile en azından kilo artışının engellenmesi için önlemler alınmalıdır.
Obezite tedavisi zor ve aslında ömür boyu süren hastalıklardan biridir. Çocukların daha hareketli ve büyüyen varlıklar olması nedeni ile obezitenin çocukluk çağında düzeltilme şansı erişkinlere göre çok daha yüksektir. Ciddi komplikasyonlara neden olan erişkin obezitesinin önlenmesi çocukluk ve ergenlik döneminde alınan önlemlere bağlıdır. Unutulmamalıdır ki; çocukluk döneminde obezite tanısının erken ve doğru olarak konulması, nedenlerinin ve eşlik eden hastalıkların saptanması, hastanın iyi ve yakın izlenip gereken müdahalelerin zamanında yapılması sayesinde obezitenin erişkin döneme yansıması ve komplikasyonları önlenebilir.
İHA