Türkiye Çelik Üreticileri Derneği’nden (TÇÜD) alınan bilgilere göre Aralık 2022’de üretim, önceki yılın aynı ayına göre yüzde 20 azalarak 2,7 milyon tona indi. Türkiye 2022’de dünya üretiminden 8,7 puan daha düşük seviyede üretimde bulunurken, yılın genelinde miktar bazında üretim, 2021’e kıyasla, yüzde 12,9 azalışla 35,1 milyon ton seviyesinde gerçekleşti.
Nihai mamul tüketimi de Aralık 2022’de yıllık bazda yüzde 11,3 artışla 2,8 milyon tona çıkarken, geçen yılın tamamında bir önceki yıla göre yüzde 2,6 düşüşle 32,5 milyon ton oldu.
Dış ticaret açısından değerlendirildiğinde çelik ürünleri ihracatı, Aralık 2022’de miktar olarak yüzde 51,6 azalışla 864 bin ton, değer olarak da yüzde 55,1 düşüşle 745 milyon dolar olarak hesaplandı.
İhracat, 2022’de bir önceki yıla göre miktar bazında yüzde 23,5 azalarak 15,1 milyon tona, değer bazında ise yüzde 15,7 düşerek 13,9 milyar dolar oldu.
Söz konusu ayda ithalat 2021’nin aynı ayına göre, miktar yönünden yüzde 0,2 artışla 1,2 milyon ton, değer yönünden ise yüzde 14,1 azalışla 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşti.
İthalat, yılın tamamında, 2021’e göre, miktar yönünden yüzde 3,6 azalışla 14,8 milyon ton, değer yönünden ise yüzde 8,5 yükselişle 15,6 milyar dolar oldu.
Çelik ürünleri tüketimi içindeki ithalatın payı yüzde 30,2 yassı ürün tüketimi içindeki ithalatın payı ise yüzde 49 olarak hesaplandı.
2021’de yüzde 114,9 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı, 2022’de yaklaşık 25 puan düşüşle yüzde 89,3 seviyesine geriledi.
“Enerji fiyatlarındaki gerileme eğilimi ümit verici”
TÇÜD Genel Sekreteri Veysel Yayan, konuya ilişkin değerlendirmesinde, 2022’de Türk çelik sektörünün, sektör dışında gelişen şartlardan kaynaklanan, son derece zor bir yılı geride bıraktığını söyledi.
Yayan, Rusya-Ukrayna savaşının piyasalarda sebep olduğu daralmanın yanı sıra enerji fiyatlarındaki olağanüstü yüksek artışların, sektörün, uluslararası piyasada aynı şartları yaşamayan Hindistan, Çin, Japonya, Rusya ve Orta Doğu ülkelerindeki devlet tarafından desteklenen rakipleriyle rekabet edemez duruma düşmesine sebep olduğunu dile getirdi.
Sektörün, 2021’de yüzde 74,8 kapasite kullanım oranıyla 40,4 milyon ton rekor üretim seviyesine ulaştığını hatırlatan Yayan, üretimin 2022’nin ikinci yarısında yüzde 30, kapasite kullanım oranının da yüzde 51 seviyesine kadar düşürmek mecburiyetinde kalındığını anlattı.
Türkiye yüzde 12,9 ile dünyada üretimi en fazla gerileyen ülkeler arasında
Yayan, Türkiye’nin 2022’de, yüzde 12,9 ile dünyada üretimi en fazla gerileyen ülkeler arasında yer aldığını ve dünya çelik üretiminde Almanya’nın ardından 8. sıraya gerilediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Rusya-Ukrayna savaşı sonrası, AB bölgesinde yaşanan talep daralmasına ek olarak, AB ve ABD tarafından uygulanan koruma önlemleri ve yüksek enerji maliyetlerinin sektörün rekabet gücü üzerindeki olumsuz etkisi, ihracatımızda yüzde 23,5 azalışa neden oldu. Aynı zamanda AB ve ABD’nin korumacı önlemleriyle karşılaşan Çin, Hindistan, Rusya gibi ülkelerin Türkiye pazarına yönelmeleri, yılın tamamında çelik ürünleri dış ticaretindeki açığın büyümesine yol açtı. ABD ve AB’nin, Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) kararına rağmen, koruma tedbirlerinde ısrar etmesi, EUROFER’in hurda ihracatını engellemek için her yola başvurması, atık sevkiyat yönetmeliğine çevre gerekçelerini kullanarak yaptığı engelleme girişimleri sonrasında, bu defa, hurdanın kritik ham maddeler listesine eklenmesini talep ederek serbest ticaret ilkelerini baltalama girişimlerinde bulunması, sektörde esasen yaşanmakta olan olumsuzlukların daha da derinleşebileceğine ilişkin endişeleri artırdı.”
Yayan, 28 Ocak’taki İthalat Rejimi Kararı çerçevesinde bazı yassı çelik ürünlerine uygulanan ithalat vergilerinin revize edilmesinin, yassı ürün ithalatının belirli ölçülerde ikame edilmesi ve kapasite kullanım oranlarının artırılması açısından olumlu bir gelişme olduğunu söyledi.
Enerji fiyatlarındaki gerileme eğiliminin de ümit verici olduğunu vurgulayan Yayan, şunları kaydetti:
“Sürecin hızlandırılabileceği beklentisi ağırlık kazandı. İç ve dış piyasalarda yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen, 2023’ün, Rusya-Ukrayna savaşının bütün piyasaları olumsuz yönde etkileyen şartlarının dengelenerek istikrar kazanması ve enerji fiyatlarının makul seviyeye indirilmesiyle, 2022’ye kıyasla daha iyi bir yıl olmasını bekliyoruz. Hem mevcut kapasitelerin daha iyi kullanılması hem de yeni kapasitelerin devreye girmesi sayesinde, yeniden, üretimde 40 milyon ton, tüketimde ise 35 milyon ton seviyesine ulaşılmasını öngörüyoruz.”