BUSİAD Enerji Uzmanlık Grubu tarafından organize edilen ‘Bursa Hidrojeni Konuşuyor’ toplantıların ilki, “Hidrojen Enerjisinin Üretimi, Lojistik ve Depolanması” başlığı ile BUSİAD Evi’nde gerçekleştirildi.
Etemoğlu: “Hidroje kullanımı ilerliyor”
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) hazırladığı 2023 Dünya Enerji Görünümü (WEO-2023) raporunda hidrojene olan güvenin arttığının ve 2022 yılı içerisinde hidrojen yatırımlarının 1 milyar doları aştığının belirtildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Etemoğlu, “Eğer tüm duyurulan projeler gerçekleşirse 2030’a kadar dünya üzerinde 400 Gigabayt’tan fazla elektroliz kapasitesine geçilebileceğini ve bunların işler duruma gelebileceği ifade edilmektedir. Hidrojen enerjiye bakışımızı ve son kullanım alışkanlıklarımızı değiştirecek şekilde dünyada ilerliyor. Bu toplantının bu yoğunlukla dinlenebilir olması da bunun ölçeklerinden bir tanesidir” dedi.
Yazıcı: “Alternatif yakıtlar önem kazandı”
100-150 yıldır bilinen ancak ekonomik olmadığı için vazgeçilen hidrojenin, küresel ısınmayla birlikte gelen iklim değişikliğinin alternatif yakıtlara bakmaya yöneltmesiyle tekrar önem kazandığına dikkat çeken Doç. Dr. Yazıcı, şunları söyledi: “Şu anda dünyada 100 milyon ton hidrojen üretiliyor ve bu değişik sektörlerde kullanılıyor ama küresel ısınmadan dolayı bunun yaygınlaştırılması yönünde bir iteleme var. Yani burada temel motivasyonumuz yakıt ekonomisinden artık elektrik ekonomisine geçtik. Önümüzdeki 20, 30, 40 yılda artık elektriği konuşuyor olacağız. Bugün dünyada 100 milyon ton hidrojen üretilirken, 2050’de bunun yaklaşık 500 milyon ton olacağı öngörülüyor. Bu 500 milyon ton da toplam enerji eşitliği içerisinde yüzde 20’lere karşılık geliyor. Yani her şey artık hidrojene dönmeyecek, yüzde 20’lik kısmı dönecek. Mesela yüzde 25-30’lardan fazla yüzdeye sahip olarak Biyogaz çok daha önemli olacak. ”
Midilli: “Hidrojen konusunda harekete geçmeli”
İstanbul Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adnan Midilli, “Kimya sektöründe özellikle Bursa’da hidrojen önemli bir paydaş, parametre oluşturabilir. Bugün hidrojen teknolojilerinde özellikle hafifleştirme anlamında, teknolojiyi hafifleştirme, mobilitesini hızlandırma, enerji kabiliyetini artırma anlamında kompozitler önemli. Dolayısıyla ‘acaba bu sektörde hidrojen yüzde 1’de olsa Bursa’da bir ekmek bulabilir mi?’ Bursa gerçekten kaliteli makineler üreten bir sektöre sahip. Hidrojen ekonomisinin ekosisteminin yüzde 90 ana parçası, makine sektöründen geliyor. Dolayısıyla o zaman makinecilerin de bu işe bir kulak vermesi gerekiyor. Bursa’da otomotiv olması olmaz. Otomotiv sektöründe hidrojen, otomotiv sanayi sektörüne parça üretebilecek ya da altyapı teknolojisi üretebilecek iyi bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum Bursa’nın. Bütün bu sektörlerde bahsetmiş olduğum bu altyapılar eğer harekete geçerse bugün 15-16 milyar dolar civarında ihracat potansiyeli olan Bursa’nın, bunu özellikle 2030’dan sonra 3-4 katına çıkaracağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.