Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, İstanbul Genişletilmiş İl Divan toplantısında, ”Biz yarınlarımızın hesabını sormak için ayağa kalkıyoruz. Çünkü burada gezinen çocuklar yarın ülkesiz kalabilirler, vatansız kalabilirler. İşte bunun altyapısı hazırlanıyor” diye konuştu.
BTP İstanbul Genişletilmiş İl Divan toplantısı Fatih’teki Ali Emiri Kültür Merkezi’nde yapıldı. Toplantıda partililere hitap eden BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş şöyle konuştu:
“Bu İstanbul’da 5 yıl İngiliz hüküm sürdü ama tekrar de bir adam çıktı ve hiç kimseye İstanbul’u teslim etmedi. Şimdi tekrar Anadolu’ya göz diktiler, tekrar bizi parçalamak istiyorlar, tekrar bizi bu topraktan kovmak istiyorlar. Bin yıldır böyle, bugün hâlâ böyle. Yine bir adam çıktı, buradaki adamları yetiştirdi ve biz tekrar bu ülkeyi, bu İstanbul’u tekrar hiç kimseye vermeyeceğiz.
”Çok büyük tehditlerle bugünlere gelmiş bir ülkede yaşıyoruz”
Hakikaten çok büyük tehditlerle bugünlere gelmiş bir ülkede yaşıyoruz. Açın dünya haritasını tam ortasında gözünüze ilk çarpan yer Anadolu coğrafyasıdır. Tüm milletlerin, bütün modern devletlerin gözü bu coğrafyadadır. Sürekli duyduğunuz bir şey vardır. Küresel dünya, küreselleşme, emperyalizm. Bu kavramların Türkçe karşılığı, bundan yüz yıl önce dünya savaşlarına sebep olan şey, yani sömürgeciliktir. Bugün hâlâ bütün dünya ister ki, ‘Biz bir yerleri sömürelim, sömürdüğümüz ülkelerle birlikte kendi kasalarımıza, kendi vatandaşlarımıza zenginlik aktaralım.’ Bunu bugün nasıl yapıyorlar? Sömürgeciliğin bugünkü tanımı, ucuz iş gücü haline getirdiğiniz ülkelerin insanlarının emeklerini çalmaktır. Bugün Türkiye, tam anlamıyla ucuz işgücü haline getirilmiş bir yerdir. Bu süreci nasıl işletirler? Bu süreci, önce sizi baskı altına alırlar, size nefes aldırmazlar, size demokrasiyi unuttururlar, size insan haklarını unuttururlar, sizi yasaklara boğarlar ve ondan sonra size ne emrediyorlarsa yaptırırlar.
Zaten bu büyük ve kadim milletin savaş kaybetmesi normal şartlarda mümkün değil. Bunu ecnebi de biliyor, yani sizi savaşarak yenemezler. Sizi nasıl yenerler? Sizi baskılarlar, sizi incitirler, sizi umutsuzluğa iterler, ümitlerinizi elinizden alırlar, hayal kurmanızın önüne geçerler ve siz artık insani vasıflarınızdan uzaklaşmış olursunuz tabii olarak. Sonra gelirler sizi yenerler. Sistem bunun üzerine kuruludur.
”Burada gezinen çocuklar yarın ülkesiz kalabilirler”
Bizim haykırışımız, bizim ayağa kalkışımız Bağımsız Türkiye Partisi olarak, dün Haydar Hoca ile ayağa kalkışımız, bugün o ayağa kalktığımız süreci devam ettirmemiz, esasında birilerinin yaptığı yanlışlar ya da ’Cebimizde 10 lira var bu 15 lira olsun’ kalkışı değildir. Biz yarınlarımızın hesabını sormak için ayağa kalkıyoruz. Çünkü burada gezinen çocuklar yarın ülkesiz kalabilirler, vatansız kalabilirler. İşte bunun altyapısı hazırlanıyor.
Bağımsız Türkiye Partisi, er ya da geç iktidar olacaktır. Bugün yürüdüğümüz yol iktidarın yoludur. Siyasetteki sermaye nedir? Siyasetteki sermaye fikirdir, çözümdür. Var mı, var. Siyasetteki sermaye nedir, teşkilattır. Var mı, var. O zaman buradan başarı çıkmayacak da ne çıkacak.
”Biz yarının teminatıyız”
Biz yarının teminatıyız, biz bu ülkenin en sıkıntılı günlerinde en önde koşacak askerleriyiz. Biz bu millete, bu vatana inanıyoruz. Biz bu toprakların maneviyatına inanıyoruz, bırakın inanmayı biz bunu yaşıyoruz. Türkiye’de bunu yaşayabilen, bunu algılayabilen başka bir yapı var mı diye sorun, ben birçok insanla tanıştım, yok.
Bütün teşkilat mensuplarımız en az benim kadar, hatta benden daha fazla bu davayı, bu fikri, bu zikri iktidar etmek istiyor. Çünkü biz bu millete hizmet etmek istiyoruz, bu millete hizmet etmeyi de geçmişe olan borcumuzdan, yarına olan sorumluluğumuzdan dolayı istiyoruz.” (ANKA)