İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ”3-4 yıldır Türkiye, 99 depreminden itibaren deprem hazırlıklarını sürdürüyor. Devletin gücünün nasıl olabileceğini ortaya koymaya çalışıyor. Bizim hazırlığımız İstanbul depremiydi. Fakat Kahramanmaraş hattı da bizim için önemli alanlardan bir tanesiydi.” dedi. Bakan Soylu, depremin hemen ardından bölgeye neden müdahale edilmediğine yönelik eleştirilerine ise, ”Havalimanlarının kapalı olması, telefonların çekmiyor olması, hava şartlarının ciddi şekilde etkilemesi evet bir zaman diliminde alana ulaşmayı zorlandırdı” yanıtını verdi.
Bakan Soylu’nun açıklamaları şöyle:
”Kahramanmaraş’taki 9, 9 çeyrek geçe gördüğüm ilk tablo Allah bölge bir felaketi kimseye yaşatmasın. Trabzon caddesiydi insanlar yardım istiyordu. O esnada depremin büyüklüğünün ne olduğunu gördük. İlk arama kurtarma ekibi 9.30’da yanımızda oldu. O saatten itibaren büyük mücadele başladı. Biz depremin merkezi olan Pazarcık’a gitmeye çalıştık. 13.24’teki ikinci depremle karşılaştık ve önümüzdeki bir araba takla attı. Ondan sonra yeniden şehre dönüp oradaki hem arama kurtarma çalışmaları hem başka süreçleri takip etmeye çalıştık.”
Depremin ilk saatlerinden itibaren buradayız birçok arkadaşımızla beraber. Bu ağır deprem sürecindeki yaralı sarabilmek için hep birlikte burada bir mücadeleyi ortaya koymaya çalışıyoruz. Antakya’dayız şu anda. Biraz önce Osmaniye’deydik. Her bir bölgedeki çalışmaların koordinasyonu, genel değerlendirme yapıp anlık koordinasyonu gerçekleştirmek için tüm arkadaşlarımızla değerlendirme içerisindeyiz. Depremin ilk meselesi arama kurtarmadır. Şunu bir rakam olarak söyleyebilirim. Sadece arama kurtarma yapılan bina sayısı 20 binin üzerindedir. 82 bina da ağır hasar kodu konulmuştur. 10 şehirde yaptığımız hasar tespitlerinde hemen hemen yarı orandayız. 82 bina hem yıkılmış hem ağır hasar olmuş hem de acil yıkılacak koduyla kodlanmıştır. Tabii bununla birlikte aynı zamanda şu ana kadar 39 bin 672 vatandaşımızı kaybettik.
Can kaybını duyurdu
Şu ana kadar 39 bin 672 vatandaşımızı kaybettik. 04.22 ya da 23’te sayın Cumhurbaşkanımızı aradım. Kendilerine depremle karşı karşıya kaldığımızı tam çözülmelerin oluşmadığını ifade ettik. Oradan tüm valilerimizle bir değerlendirme yapıp 5’i 10 geçe de AFAD merkezindeydik. 5.30’da uluslararası seviyeye çıkmaktı 4.seviyeye. 8 veya 8’i çeyrek geçe Kahramanmaraş havalimanına inelim diye zorladık. Kahramanmaraş Havalimanı’na çabuk yetişelim diye oraya uçak dönemedi. Biz Gaziantep’e inmek zorunda kaldık. Gaziantep’te hepimiz kendi görev alanlarımıza devam ettik. Kahramanmaraş’taki 9, 9 çeyrek geçe gördüğüm ilk tablo Allah bölge bir felaketi kimseye yaşatmasın. Trabzon caddesiydi insanlar yardım istiyordu. O esnada depremin büyüklüğünün ne olduğunu gördük. İlk arama kurtarma ekibi 9.30’da yanımızda oldu. O saatten itibaren büyük mücadele başladı. Biz depremin merkezi olan Pazarcık’a gitmeye çalıştık. 13.24’teki ikinci depremle karşılaştık ve önümüzdeki bir araba takla attı. Ondan sonra yeniden şehre dönüp oradaki hem arama kurtarma çalışmaları hem başka süreçleri takip etmeye çalıştık.
3-4 yıldır Türkiye, 99 depreminden itibaren deprem hazırlıklarını sürdürüyor. Devletin gücünün nasıl olabileceğini ortaya koymaya çalışıyor. Bizim hazırlığımız İstanbul depremiydi. Fakat Kahramanmaraş hattı da bizim için önemli alanlardan bir tanesiydi. Mersin Akkuyu Nükleer Santrali dahil olmak üzere 97 bin deprem tatbikatı yaptık. 650 bine yönelik afet gönüllüsü oluşturduk. Deprem gönüllüsü diye bir şey oluşturmaya çalıştık.
Türkiye afet bölgesidir. Bizim yapmamız gereken bu konulardaki ırmaklarda, derelerde oralarda alınması gereken tedbirler varsa onları alabilmek özellikle depreme yönelik yapı stokunun değişmesi bir taraftan da vatandaşımıza deprem anında neler yapılabileceğini anlatmaya yönelik çabayı ortaya koymak.
”Neden zamanında müdahale edilmedi” şeklindeki eleştirilere yanıt verdi
Kapasite anında harekete geçirildi. Bu hazırladığımız kapasite jandarmasından, polisine kadar TSK’dan DSİ’sine kadar bütün arama kurtarma ekiplerimize kadar uluslararası sisteme kadar. Biz saat 5.30’da uluslararası sisteme çağrıya çıktık. Şöyle bir durum söz konusu, yaklaşık buraya ulaşabilenler 18-19 saatte ulaştılar. Türkiye’nin her tarafından anında yönlendirdi. Nurdağı yolu farklı noktaya gelmiş. Ankara – Konya arası kapanmış hem hava şartları hem yol şartları. Tüm araçlar yola çıktı, bütün araçlar gidebildiği her yere kadar ulaşmaya çalıştı. 20 binin üstünde binada arama kurtarma yapıldı. 20 binin üstünde bina yapıldı 10 ayrı bölgede. Siz elinizdeki bütün arama kurtarma personeliyle ulaşabildiğimiz maksimum sayı 35 bindir. Bu depremin büyüklüğü, etkisi, bu depremin yıktığı binalar ve bu depremin özellikle yıktığı fay hattı esas itibarıyla ve biraz önce anlattığım koşullar havalimanlarının kapalı olması, telefonların çekmiyor olması, hava şartlarının ciddi şekilde etkilemesi evet bir zaman diliminde alana ulaşmayı zorlandırdı. Ama o insanlar yola çıktı.
”O değerlendirmelerin gerçeklerinden alacaklarımız var”
Gaziantep Havalimanı’na indiğimizde etki alanına görebildik. Bizim karşı karşıya kaldığımız bir problem daha söz konusuydu. Gaziantep’e indiğimizde alabildiğimiz bilgiler yerelden aldığımız bilgiler daha bizi bu konuda aydınlatıcı bilgilerdi. 13.24’te yaşadığımız ikinci depremdi. Biz onun etkisini de bölge içerisinde iletişimin neredeyse sıfır olduğu nokta içerisinde. Deprem kendine ait başka bir hatta daha yaygınlığa doğru gitmiş oldu. Türkiye’deki bütün itfaiyeler aynı saatte görevlendirildi. İçerideki bütün kapasitemizi buraya aktardı. Şu anda bölgede 51 vali görev yapıyor. Bağlantı kurduğumuz Sivas – Kayseri hattı dışında bağlantı kalmadı. Aynı zamanda Kayseri – Niğde hattı da etkilendi. Türkiye’nin birçok yerinde hissedilen deprem oldu. Herkes buraya yetişmek için çaba sarf etti. Muhakkak ki sözler olacak biz acı bir gerçekle karşı karşıyayız. Sosyal medyada birtakım değerlendirmeler yapacaklar. O değerlendirmelerin gerçeklerinden alacaklarımız var.
Baraj yıkılmış diyor bizim için önemi yok. Burada karşılaştığımız olay bunların üzerinde. Bahsettiğimiz kişi 40 bine yakın insan. Arama kurtarma geliyor, gönüllü geliyor herkes bir ile doğru akıyor.
Her bakanlığın kapasitesi var. Birlikte olduğumuz ayrı olduğumuz alanlarda oldu. Valiler, belediyeler ve başka unsurları oraya çekiyoruz. Orada bir sistem oluşuyor. İlk andaki olaylardan şimdi farklı noktaya geldik. Şimdi çadır kentler var, sonra konteyner merkezleri olacak. Bu arada hasar tespitleri bizim için önemli. Pazartesi itibarıyla tamamlanacağını düşünüyoruz. Ev yapmakla kalmayacağız, şehri tarımdan üretime ayağa kaldırmak zorundayız.
Cenazelerin definlerinde hepimiz büyük bir titizlikle davrandık. Kimliksiz cenazeler var. Her şehirde bazıları hastanelerde, bazıları da mezarlıklarda birimler oluşturuldu. DNA’larla kimlik tespitleri yapılıyor.
”Bölgeye yardımların 1 yıl boyunca devam etmesi gerekir”
Bir ara çok büyük bir gönderim söz konusu oldu. Sonra galiba bu araç yoğunluğu görülünce biraz duralım anlayışı oluştu. Burada insanlar işlerini kaybettiler, evlerini kaybettiler. 1 yıl boyunca bu yardımların buraya devam etmesi gerekir. Devlet kendi kaynaklarından bu süreci yönetecektir. Özellikle gıda yardımı, çünkü bu süreç en az 1 yıllık. Kuru gıda ve koli gıdaya ihtiyaç var. Hijyen malzemelerine ihtiyaç var. Buralarda konteyner, çadır göndermek isteyenler barınmada yardımcı olmak isteyenler olabilirler. Elbette ki kitaplara ihtiyaç var, çadırkentlerde kütüphaneler kuruyoruz. Giysiye ihtiyaç var ama ikinci ele yok. Biz orayı bir yaşam alanına döndürüyoruz. Konteyner kentlerde de aynısı olacak. Bölgede güvenlik kapasitesi 3’e katlandı. Çamaşırhane ihtiyacımız var, aynı zamanda ilk önce elimizdeki bütün tuvaletleri sevk ettik.
Kaynak: T24