Avrupa’da kişi başı 23-24 kilogram olan balık tüketiminin yıllardır Türkiye’de 6-8 kiloyu geçmediğinin altını çizen Atalay, “İnsan sağlığı için sağlıklı ve güvenilir olan balığın ülkemizdeki tüketimi, dünya ortalamasının neredeyse üçte biri oranındadır. Ülkemizde su ürünleri yetiştiriciliği son 10 yılda neredeyse 2 katına çıktı. Özellikle çipura, levrek ve alabalıkta artış yaşandı. Avrupa Birliği ülkeleri arasında 1.sıradayız. Özellikle Türk somonu yurt dışında yoğun ilgi görüyor. Dünyanın her ülkesine balık pazarlıyoruz ancak ancak kendi vatandaşımız yeteri kadar balık tüketmiyor dedi.
Uzmanların haftada en ez iki defa balık tüketilmesini önerdiğini ifade eden Atalay, ülkemizin artan nüfusunu da dikkate aldığımızda, vatandaşlarımızın dengeli beslenmesi için mutlaka balık tüketiminin artırılması gerektiğini ifade ederek, salgın sürecinde su ürünleri yetiştiricilerimiz ile birlikte bir çok kampanya düzenlediklerini, ayrıca taşra teşkilatlarımız aracılığı ile özelllikle eğitim çağındaki çocuklarımıza yönelik olarak balığı sevdimek ve tüketimini özendirmek için bir çok faaliyette bulunduklarını söyledi.
“İnsan sağlığına yararlı etkileri var”
Sağlıklı bir neslin devamı için balık tüketiminin önemine değinen Dr. Atalay, “Balıklar ve diğer su ürünleri içerdikleri değerli besin maddeleri dolayısıyla beslenmede önemli bir yere sahip. Su ürünleri diğer gıdalara oranla daha yüksek protein değerine ve kolay sindirilebilirliğe sahip olmakla birlikte doymuş yağ oranı bakımından da oldukça düşüktür. Yapılan çeşitli çalışmalarla su ürünlerinde bulunan iki predominant omega-3 yağ asidinin sağlık açısından olumlu etkileri olduğu belirlenmiştir. Omega-3 yağ asitlerinin, kalp hastalığı, kanser, şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde insan sağlığına yararlı etkileri nedeniyle su ürünlerinin sıkça tüketilmesi uzmanlar tarafından önerilmektedir” dedi.