Dönmez, başkent Moskova’daki “Rus Enerji Haftası” kapsamında düzenlenen “Yeni Zorluklar, Yeni Fırsatlar: Petrol ve Gaz Piyasasını Neler Bekliyor?” başlıklı oturumda konuştu.
Türkiye’nin son 20 yılda önemli bir dönüşüm yaşadığını vurgulayan Dönmez, “Bu dönüşüm sadece enerji alanında değil birçok alanda yaşandı. Büyüyen, gelişen ve kalkınan bir ülke haline geldi. Dolayısıyla böyle bir ülkenin yeni enerji kaynaklarına ihtiyacı var. Yenilenebilir enerjide şu anda geldiğimiz seviye yüzde 55’ler. Yani kurulu gücümüzün yüzde 54-55’ini yenilenebilir kaynaklardan temin ediyoruz.” diye konuştu.
Petrolün yerine hızlı şekilde başka bir enerji kaynağının kolaylıkla getirilemeyeceğini anlatan Dönmez, şöyle devam etti:
“Yeni kaynak arayışları devam ediyor. Özellikle hidrojen, çok sıklıkla tartışılan konulardan bir tanesi. Ancak bugünden yarına hidrojen fosil yakıtların alternatifi olacak bir durumda değil. Petrol sektörü 100-120 yıllık geçmişiyle bugün ihtiyaç duyulan her alanda çok geniş bir altyapıyla insanların hizmetinde. Bunu bir anda silmek ve yerine başka bir kaynağı getirmek kolay değil.”
Yenilenebilir enerji kaynaklarının, iklime de bağlı olduğu için kesintili kaynaklar olduğunu belirten Dönmez, “Tüm dünyada olduğu gibi biz de önceliğimizi yenilenebilir temiz enerji kaynaklarına veriyoruz. Ama rüzgarın esmediği, güneşin olmadığı zamanlarda mecburen konvansiyonel enerji kaynaklarına ihtiyaç duyuyorsunuz. Biz de önceliklerimizi bu şekilde değerlendirerek Türkiye’nin enerji güvenliğini tahkim etmeye, arz güvenliğini güçlendirmeye devam ediyoruz.” diye konuştu.
Türkiye, enerji alanında kapasitelerini artırdı
Dönmez, dünyanın daha önce benzerini yaşamadığı bir kriz yaşadığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
“Aslında yeterince kaynak var ancak kaynağın pazarlara erişiminde belirli kısıtlamalar getirildiği için fiyatlarda maalesef anormal yükselişler yaşandı. Berlin’de bazı temaslarda bulundum. Hakikaten Avrupa’da yaşayan halklar çok tedirgin. Bu kışı nasıl geçirecekleri konusunda ciddi soru işaretleri var.”
Enerji alanında, sosyal kesimlerin refahını hatta sağlığını olumsuz etkileyebilecek yaklaşımları doğru bulmadığını vurgulayan Dönmez, “Türkiye, arz ve enerji güvenliği açısından teknik altyapısına yapmış olduğu yatırımlarla bu sorunu gündemden çıkarmıştır. Bu sene de en büyük tedarikçilerimizden bir sorun beklemiyoruz. Sadece boru gazıyla temin etmiyoruz. Son yıllarda kaynak ve güzergah çeşitliliği anlamında sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) konusunda da ciddi yatırımlar yaptık. Sayılarını ve kapasitelilerini artırdık.” değerlendirmesinde bulundu.
Yeraltı gaz depolarının sayılarının ve kapasitelerinin de artırıldığını anlatan Dönmez, “Biz açıkçası komşu ülkelere göre çok daha rahat bir durumdayız. Ortada zaten sözleşmeler var. Bugüne kadar da gerek tedarikçilerimiz gerekse de biz yükümlülüklerimizi zamanında yerine getirdiğimiz için böyle bir sorun da yaşamadık.” diye konuştu.
Dönmez, enerji kaynaklarındaki yüksek fiyatlar kadar önemli bir başka sorunun da öngörülebilirliğin kalmaması olduğunun altını çizdi.