Ayıyla yatağa girmek bizim siyaset literatürüne İsmet İnönü tarafından kazandırılmış bir deyim. İnönü, 1964’te Başbakanken, dönemin ABD Başkanı Lydon Johnson’dan ünlü dayatmacı mektubu aldıktan sonra şunları söylemişti:
“Büyük devletlerle ilişkiler ayıyla yatağa girmeye benzer.” Ayıyla yatağa girmenin başınıza neler açacağını sanırım tahmin edersiniz. Her tarafınız kan revan içinde kalabilir; hatta ayı tarafından yutulabilirsiniz de. Ayı bu!
Bizim Anadolu’da çok yaygın kullanılan argo anlamında bir deyiş vardır: Moskof ayısı ya da Rus ayısı, derler. Aslında ayı çok şirin bir hayvan. Rusya da bu hayvancığı çok sevip benimsemiş olmalı ki 1980 Moskova Olimpiyatları’nın amblemi Mişa ismini koydukları ayıcık maketiydi.
Bu sevimli ayıların ülkesi Rusya’nın eski Devlet Başkanı ve eski Başbakanı, şimdi Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyi İkinci Başkanı Dmitri Medvedev geçen gün ilginç bir çağırı yaptı. Fransız Le Figaro gazetesinde çıkan haberin başlığı şöyle:
“Medvedev Her İmkanı Kullanarak Batı’daki Sistem Karşıtı Partilerin Desteklenmesi Çağırısını Yaptı.” Haberin spotunda da şu ifade kullanılıyor:
“Rusya’nın eski devlet başkanı, doğru sonuç alınması koşuluyla, Batı ülkelerinde seçimlere girecek siyasi partilere, isim vermeden, açık ya da gizli bir şekilde yardım edilmesini istedi.”
Haberi okuyalım:
“Rusya’nın eski Devlet Başkanı Medvedev, haberleşme ağı Telegram üstünden gönderdiği uzun mesajda ‘Batı ülkelerinde önümüzdeki aylarda yapılacak seçimlerde sistem karşıtı partilerin desteklenmesi ve yardımda bulunulması çağırısı yaptı. Medvedev açıkça şöyle yazdı: ‘Görevimiz Batı’da yapılacak seçimlerde doğru sonuçlar alınabilmesi için bu siyasetçilere açıkça ya da gizlice (apertum et secretum) destek olmaktır. Medvedev’e göre Avrupalı muhalefet partileri vatanseverken iktidardakiler vatanlarının ölümünü istemektedirler. Medvedev, ulusal ya da Avrupa Parlamentosu seçimlerine sağdan ve soldan girecek bu muhalefet partilerine bol şans da diledi.”
Haber şöyle devam ediyor:
“Marine Le Pen’in partisi Rusya’yla, sürekli yakın ilişkide olmakla suçlanıyor. Parti yetkilileri ise bu suçlamaları reddediyor. Öte yandan ABD’yle ittifak içinde görünmekten uzak duran sol partiler var. Bunlar da Medvedev’in sözleri yüzünden töhmet altına girmekten çekiniyorlar. Dmitri Medvedev, ‘Sistem karşıtı partilerin Avrupa’da yapılacak seçimlerde kurulu siyasi düzene eklemlenmeleri Batı’daki politik manzarayı radikal biçimde değiştirecektir. Avrupa ve ABD’deki eski siyasi güçlerin yöneticileri bu gelişmeden korkmaktadırlar. ‘ Medvedev ardından da Çinli düşünür Lao Tzu’nun şu sözlerini hatırlatıyor: ‘Zayıf güçlüyü, kıvrak serti yener.’”
Le Figaro, haberinde, Medvedev’in bugün için Rusya’da eskisi kadar yetkili olmadığını, ancak Ukrayna savaşında nükleer silah kullanabilecekleri dahil bir takım uçuk ve abartılı mesajlarıyla gündemde kaldığını belirtiyor. Haberin son cümleleri şöyle:
“Ancak, sistem dışı partilere açık ya da gizli yardım yapılması çağırısı Batı ülkelerinin seçimlerine müdahale anlamına geldiği için ciddi kaygılara neden oluyor. Rusya’nın 2016’da Donald Trump’ı iktidara taşıyan Başkanlık seçimlerine müdahale ettiği, bunun organizasyonunu da 2023’de bir uçak kazasında ölen katil grubu Wagner’in lideri Yevgeni Prigojin’in yaptığı ortaya çıkmıştı. Ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 2017’deki seçim kampanyasında Rusya’nın müdahalesi olduğu şüpheleri hala ağırlığını koruyor.”
Haberi okurken güldüm. Hele Lao Tzu’nun sözlerine… Şaka bir yana, Rusya’nın, Kırım’ı işgali ve Ukrayna Savaşı’nı açmasından sonra Avrupa, Batı dünyası, hele de Türkiye için ciddi bir tehdit olduğu görmezden gelinemez. Moskova, Batı ülkelerinin seçimlerine böylesine açıktan müdahale etme cesareti buluyorsa buna birilerinin artık, dur, deme zamanı gelmedi mi? Tarih bilenler Rusya’nın 19. Yüzyıl ortalarında patlak veren Kırım Savaşı’ndan beri Türkiye için ağır bir tehdit teşkil ettiğini nasıl göz ardı edebilirler?
Bunları yazarken Medvedev’in ayrıca, Türkiye bağlamında ne iyilikler düşündüğünü doğrusu merak ettim. Malum, bu ay ortasına doğru Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ankara’yı ziyaret etmesi söz konusu. Ankara’da yaygın olan kanı Putin’in Türkiye üstündeki etkisini kaybetmemek için 31 Mart yerel seçimleri öncesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek anlamında bir gövde gösterisi yapacağı.
Rusya dişine uygun rejimlere, örneğin iktidara kafa kaldıran gazetecilerin içeri atıldıkları, yıllarca hapiste rehin alındıkları, narko trafikçilerinin, terorist unsurların mekan tuttukları ülkelere sevgilerini gösterip bağrına basmaya pek meraklıdır. Aman ha, diyeyim. Başta da yazdığım gibi İnönü’nün sözlerini hatırlatırım. Ayıcık Mişa’nın sevimli görünümüne aldanmayın. Ayılarla peşrevin sonu hayırlı olmuyor.