AB üyesi 27 ülke yasa dışı göç ve sığınmacı sorununu halletmek için bir anlaşmaya vardı. Ayrıntıları tam olarak bilinmemekle birlikte bu anlaşmayla AB ülkeleri gelecek sığınmacı ya da yasa dışı göçmenlerin istemediklerini komşu, AB üyesi olmayan ülkelere gönderecekler. Sözkonusu anlaşma Avrupa’daki solcu ve insan hakları savunucusu çevreler tarafından “aşırı sağcıların dayatması, insanlık dışı “ olarak nitelendi.
Fransız Le Figaro gazetesi “Göç Antlaşması:Avrupalılar Tarihi Bir Uzlaşmaya Vardı” başlıklı haberinde şöyle yazıyor:
“Üç yıl süren müzakerelerden sonra 27’ler, aralarındaki insani hassasiyet farklılıklarına rağmen bir ortak noktada uzlaşmaya vardılar. Sonunda AB ülkeleri göçmen sorunuyla ilgili küresel bir çerçeve çizmeyi başardılar. Bu uzlaşma ülkelerin farklı siyasi ve coğrafi konumlarına bağlı hassasiyetleri göz önünde bulundurularak oluşturuldu. “
Amerikan Associated Press (AP) ajansının haberine göre AB ülkelerinin geçtiğimiz Çarşamba günü nihai şeklini alan bu anlaşma insan hakları savunucuları tarafından ağır bir şekilde eleştiriliyor. Eleştirenler, özellikle Avrupa ülkelerinden siyasi sığınma hakkı talep edenlerin haklarını zayıflatacak; üstelik de sığınmacıların terk ettikleri ülkelerle AB arasında ahlaki kriterleri tartışmalı anlaşmalara varılmasına açık kapı bırakacak, görüşündeler.
AP’nin haberinde şu ifade kullanılıyor:
“Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola,’Bu, bizim için tarihİ bir gün olmuştur. Önümüzdeki Haziran ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri öncesi göç ve sığınmacı sorunları ciddi biçimde kızışacaktı. Böyle bir anlaşmaya varmamız çok olumlu oldu,’ biçiminde bir açıklama yaptı.
“AB’nin göç politikası kuralları 2015 yılında süresini doldurmuştu. 2015’e kadar AB ülkelerine, çoğunlukla Irak ve Suriye iç savaşlarından kaçan bir milyonun üstünde düzensiz göçmen girmişti. AB, 2020’de yeni bir göç antlaşmasına varmak için müzakerelere başlamıştı. Geçen üç yıl sonunda nihayet bir uzlaşmaya varılabildi.
“Antlaşmanın ayrıntıları tam olarak bilinmemekle birlikte AB üyesi ülkelerin göçmen ve sığınmacı siyasetlerini çok sıkılaştıracakları, sınırdan girecek göçmenlerin biyometrik kayıtlarının tutulabilmesi için altı yaşındaki çocuklar dahil, ekran taramasından geçirilecekleri, vesikalık fotoğraflarının ve parmak izlerinin alınacağı bildiriliyor.
“Göçmen başvurularının hangi AB ülkelerine yapılacağı, özellikle kriz dönemlerinde göçmen alımları konusunda sorun yaşayacak ülkelere hangi ülkelerin yardımcı olacağı sa saptanmış durumda.
“Eski Twitter, şimdiki X hesabından bir mesaj yazan Avrupa Konseyi Göçmen, Sığınmacı ve Sürgün İşleri Dairesi şu sert ifadeyi kullandı:’Bu kurallar tam Bizans işi karmaşıklıkta, Orbanvari (Macaristan Başbakanı Viktor Orban’a atıf yaparak) acımasızlıkta.’
“Öte yandan İspanyol Sosyalist Avrupa milletvekili Juan Fernando Lopez Aguliar,’Müzakereler çok uzun sürdü. Gece boyunca gözümü kırpmadım. Bir uzlaşmaya varılmış olması bike büyük başarı,’derken İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, antlaşmayla ülkelerin sınırlarının göçmen akınına karşı çok daha iyi denetim altında tutulabileceklerine işaret etti. Almanya Başbakanı Olaf Scholz da,’Antlaşma göç akınından fazlasıyla etkilenen ülkelerimizi rahatlatacaktır,’diye konuştu.”
ÜÇÜNCÜ ÜLKELERE AHLAKSIZ TEKLİF
AP’nin haberinin başka bir bölümünde de şu çok çarpıcı bilgi yer alıyor:
“AB son yıllarda bir uzlaşma zemininin giderek zayıflaması karşısında, göçmenlerin terk ettikleri ya da Avrupa’ya ulaşmak için transit yol olarak kullandıkları ülkeleri bu kişileri topraklarında tutmaları konusunda ikna edebilmek için rüşvet anlamında siyasi, ekonomik, hatta seyahat kolaylıkları sağlamayı teklif ettiler. Son örnek Tunus’la varılan anlaşma oldu. İtalya Arnavutluk’la bir anlaşmaya vardı, ancak anlaşma yasal engellere takıldı. AB göçmen konusunda Mısır,Irak,Fas, Nijerya ve başka üçüncü ülkelerle müzakereleri sürdürüyor. ”
“AB’nin göç antlaşması, ülkelerin kendi yasalarını antlaşmayla uyum sağlama çalışmaları tamamlanana kadar yürürlüğe girmeyecek.”
Bu haberleri okurken aklıma bazı sorular takıldı. Bu antlaşmayla birlikte acaba hangi AB üyesi ülkeler Ankara’yla temasa geçip, göçmen kabulü karşılığında bazı tekliflerde bulunacaklar? Türkiye, topraklarındaki 10 milyonun üstündeki göçmen ve sığınmacıya ek olarak Avrupa ülkelerinin istemediği vasıfsız göçmenleri kabul etmeye yanaşacak mı? Vasıfsız göçmen adaylarının kabulü karşılığında Brüksel acaba kaç para teklif edecek? Ya da Schengen Anlaşması ve vize kolaylığı havucunu Ankara’nın burnuna doğru sallayacak mı? Ahlaktan, insan haklarının üstünlüğünden söz edip mangalda kül bırakmayan Avrupa ahlaksız tekliflerine devam edecek mi? Bu göç antlaşması Avrupa ülkelerinin samimiyetlerini ya da iki yüzlülüklerini gözler önüne serme bakımından bir turnusol kağıdı olacaktır. Bakalım! Göreceğiz!