Ekonomide Antalya’da ülke ekonomisinin üzerinde bir hareketlilik yaşandığını belirten Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır, “Açılan şirkette ülkemizdeki yüzde 33’lük artışa karşılık kentimizde yüzde 70’lik bir yıllık artış yaşanmıştır. Kapanan şirkette ise ülkedeki yüzde 14’lük artışa karşılık kentimizde yüzde 5’lik bir artış yaşanmıştır. Protestolu senet tutarında ise ülkemizdeki yıllık yüzde 63’lük artışa karşılık kentimizde yüzde 2 azalma yaşanmıştır” dedi. .
Antalya Ticaret Borsası Kasım ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında ATB Meclis salonunda yapıldı. Yönetimin bir aylık çalışması hakkında üyelerin bilgilendirildiği toplantıda konuşan ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, “Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında hayatını kaybeden vatandaşımıza ve İstanbul’un Beyoğlu ilçesi Taksim Caddesi ve Gaziantep’in Karkamış ilçesinde yaşadığımız insanlık dışı terör saldırıları nedeniyle kaybettiğimiz vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, kederli yakınları başta olmak üzere milletimize başsağlığı ve metanet, yaralılara acil şifalar dilerim” dedi.
“Ülkemizdeki yüzde 33’lük artışa karşılık kentimizde yüzde 70’lik bir yıllık artış yaşanmıştır”
Antalya’da ülke ekonomisinin üzerinde bir hareketlilik yaşandığını belirten Çandır, “Ekim ayı verileriyle Antalya’mızın ülke ortalamasından daha iyi olduğu göstergelerden bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum. Örneğin açılan-kapanan şirket artışlarında, protesto edilen senet ve karşılıksız çek artışlarında, çekle ödeme hacmindeki artışlarda ülke ortalamasından oldukça iyi durumdayız. Açılan şirkette ülkemizdeki yüzde 33’lük artışa karşılık kentimizde yüzde 70’lik bir yıllık artış yaşanmıştır. Kapanan şirkette ise ülkedeki yüzde 14’lük artışa karşılık kentimizde yüzde 5’lik bir artış yaşanmıştır. Protestolu senet tutarında ise ülkemizdeki yıllık yüzde 63’lük artışa karşılık kentimizde yüzde 2 azalma yaşanmıştır. Benzer bir durum karşılıksız çekte de söz konusu olmuştur. Ticaret hayatının hareketliliği için temel bir gösterge olan çekle ödeme hacminde de ülkemizdeki yıllık yüzde 5’lik artışa karşılık kentimizde yüzde 59’luk bir artış yaşanmıştır” ifadelerini kullandı.
“İş dünyası için asgari ücret, hiçbir zaman asgari ücretten ibaret bir kavram olmamıştır”
“Bu tür iş hayatı göstergeleri, yıllardır üzerinde durduğumuz, kentimizin iş hayatı karakteristiğini bir kez daha doğrulamıştır” sözlerine yer veren Çandır, “Hatırlarsanız her defasında Antalya’mızın iş dünyası karakteristiğini borcuna sadık en iyi kent olarak belirte geldik. Zorlu koşullara rağmen Antalya iş dünyamız, borçlarına sadık kalmaya devam etmektedir. Bankacılık kesiminin bu özelliğimizi göz önünde bulundurmasını ve daha yapıcı davranmasını tüm üyelerimiz adına talep ediyoruz. 2022 yılının sonlarına yaklaştığımız bu günlerde, yılı giderek ivme kaybeden bir rotada sürdürmekteyiz. Bu rotadan çıkıp yeniden hızlanan bir ekonomik ivmelenme için bir taraftan kredi sorununu çözmeye çalışırken, diğer yandan da gerçekçi bir asgari ücret ve gelir vergisi dilimleri güncellemesine odaklanmak zorundayız. İş dünyası için asgari ücret, hiçbir zaman asgari ücretten ibaret bir kavram olmamıştır. Eninde sonunda diğer ücretleri ve tabii maliyetleri doğrudan etkileyen bir politika kararı olmuştur. Mevcut durumdaki vergi dilimlerinin çok düşük ve günün gerçeklerinden çok uzak olması dolayısıyla yaptığımız ücret güncellemeleri çalışanlarımıza hakkıyla ulaşamamaktadır. Bu da hem maliyetlerimizi ciddi ölçüde artırırken hem de ihtiyaç duyduğumuz istihdamı sağlamakta önemli sorunlar oluşturmaktadır” dedi.
“EYT yetişmiş insan gücümüzün kaybı ve kıdem tazminatının finansmanı açısından riskler barındırmakta”
EYT düzenlemesi hakkında da açıklamalarda bulunan Çandır, “EYT konusu yetişmiş insan gücümüzün kaybı ve kıdem tazminatının finansmanı açısından riskler barındırmaktadır. Bu iki konuda hem çalışanların hem de işverenlerin çekincelerinin giderileceği bir yaklaşım sergilenmesini bekliyoruz. Ekonomik ivmelenme rotamızın giderek zayıflıyor ve daralıyor olması hepimizin malumudur. Bu durumun oluşturduğu atalet, ülke ekonomisine göre daha iyi performans gösteren kentimiz ekonomisi için risk oluşturmaktadır. Özellikle tarım ve ticaret kesimlerinin krediye erişimdeki zorlukları had safhaya ulaşmış durumdadır. Son açıklanan verilere göre eylül ayı itibarıyla kentimizin nakdi kredilerdeki artışı yüzde 55 civarında kalırken, Türkiye’de bu artış yüzde 70’e yaklaşmıştır. Ayrıca politika yapıcılar tarafından çok önemsenen ve teşvik edilen sektörel kredilerde de durumumuz ülke ortalamasının altında seyretmeye başlamıştır. Yine eylül ayı verilerine göre sektörel kredilerin Türkiye’deki artışı yüzde 69’u aşarken, kentimizde yüzde 60’ın altında kalmıştır” diye konuştu.
“Teşvik edici sektörel kredilere erişimde mutlaka kolaylaştırıcı adımlara ihtiyaç duymaktayız”
Tarım ve ticarette kredi artış oranlarının Türkiye’deki artışın neredeyse yarısı kadar olduğunu belirten Çandır, “Tarımsal kredilerdeki artış, kentimizde yüzde 46 iken ülkemizde ortalama artış yüzde 76 düzeyinde olmuştur. Ticarette ise benzer bir farkla kentimizdeki yüzde 69 artışa karşılık ülkemizde yüzde 91’lik artış yaşanmıştır. Sektörümüzün öz sermaye zayıflığı ve erimesine karşılık en önemli direnç kaynağı olan krediye erişimde bu denli ülke ortalamasının gerisinde kalmış olmamız, bizleri ilave olarak zorlamaktadır. Teşvik edici sektörel kredilere erişimde mutlaka kolaylaştırıcı adımlara ihtiyaç duymaktayız. Üretici ve tüketici enflasyonları arasındaki rekor fark yüzünden zaten ciddi bir maliyet yüküne sahip olan tarım ve ticaret sektörlerimiz krediye erişimde desteklenmelidir” açıklamasını yaptı.
“Manavgat altın susamı tehlike altında”
Çandır konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu ay yapmış olduğumuz meslek komiteleri toplantılarımızda da siz ve komite üyesi arkadaşlarımda bahsetmiş olduğum konulardaki görüşlerinizi birebir yaşayan kesimler olarak ifade etmişsiniz. Ekonomi başlığı altında krediye erişimde yaşanan sorunlar, işçilik başta olmak üzere yem, enerji ve diğer maliyetlerde yaşanan artışlar, maliyet artışlarının ürün fiyatlarına yeterince yansıtılamaması ve yükün büyük bölümünün üreten kesimin üzerinde olması ile mevcut kur seviyesine bağlı olarak ihracatçının rekabet gücünün zayıflaması ve yaşadığımız enflasyon ve artan hammadde maliyetlerine bağlı olarak kar marjının oldukça düşmesi konuları görüşüldü. Sektörel konularda ise Korkuteli ve Elmalı başta olmak üzere ilimiz genelinde yaşanan taban suyunun derine alçalması probleminin artması, Manavgat başta olmak üzere susam üretimi gerçekleştirilen arazilere ve arazilerin çevresine muz seralarının yapılmasına bağlı olarak susam üretiminin ve veriminin olumsuz etkilenmesi, artan işçilik maliyetleri nedeniyle susam yerine ikame ürünlerin tarımının yapılması, arkadaşlar bu konu coğrafi işaretli Manavgat altın susamı başta olmak üzere kentimiz tarımsal karakteristiğinde önemli bir yere sahip olan susama sahip çıkmamız gerekiyor. Bu konuda önümüzdeki ay içerisinde tüm tarafların katılımıyla bir sektörel analiz toplantısı düzenleyeceğiz.”
Yüzde 60’lık su indirim teşekkürü
ASAT tarafından suya yapılan yüzde 60’lık indirim hakkında da konuşan Çandır, “Verilen düşük tarifeli su miktarının 50 tona yükseltilmesini ve artan maliyetlerin düşürülmesi ile üreticinin desteklenmesi amacıyla su birim fiyatının hayvancılık işletmeleri için 1 TL’ye düşürülmesini talep etmiştik. Dün yapılan ASAT Genel Kurulu’nda da talep ettiğimiz yönde bir karara varılmış olması küçük üreticinin desteklenmesi için önemlidir. Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’e teşekkür ediyorum” dedi.
Sınır kapısında bekletilen tırlar
Türk tırlarının Kapıkule Sınır Kapısı’nda bekletilmesini değerlendiren Çandır, “Konu temmuz ayından bu yana gündemimizde bulunuyor. Bulgaristan hükümetinin bu konuda alacağı kararı heyecanla bekliyoruz. Orada hükümeti zorda bırakmak için hükümet dışı faktörlerin etkin olduğu kulaklarımıza geliyor. Bakanlığımızın da bu konuda çalışmalarına devam ettiğini biliyoruz” açıklamasını yaptı.
“Maden ocaklarının ruhsatı Antalya’dan verilsin”
Antalya’da tartışma konusu olan maden ocakları ile ilgili de açıklamalarda bulunan Çandır, maden ocaklarının ruhsatının Antalya’dan verilmesini talep etti. Sıradan bir taş ve madeni Antalya gibi tabiatı ile var olmuş bir kentten çıkarmanın anlamının olmadığını belirten Çandır, “Özel bir maden varsa orman da bozalım, evleri de bozalım üzerlerine yapalım. Sıradan mermer ve taş için Antalya’nın tabiatı ile oynamayalım” dedi.
Antalya’da yaşanan göç dalgasının ardından konut sıkıntısının yaşandığını belirten Çandır, “Bu konu ’Antalya’da yabancı emlakçılar türedi’ ve ’yabancı emlakçılar kiraları arttırdı’ olarak gündemimize geliyor. Bu konunun derinlemesine incelenerek belki de merkezden bir karar alınması gerekir. Bu gelişmeler bizim yapımızı bozmaya başladı. Bunun yanında işletmelerimiz de el değiştirmeye başladı” sözlerine yer verdi.
Konuşmaların ardından 2018-2022 yılları arasında ATB’de meclis üyeliği yapan üyelerin plaketleri taktim edildi.