Efe Hasan Öğünç / Afyonkarahisar / YENİÇAĞ
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Afyonkarahisar’daydı. Akşener, ziyaret sırasında esnafı ve caddedeki dükkanları dolaşarak vatandaşların sıkıntılarını dinledi. Yerel seçimlerde partisine ve belediye başkan adaylarına destek istedi.
Akşener’in konuşmasındaki satır başları şöyle;
“BİZİM GAYRETİMİZLE CHP’NİN BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARI KAZANDI”
2019 seçimlerinde biz arkadaşlarımızda konuştuk ve CHP’ye bir teklif götürdük; seçimlere birlikte girelim, İstanbul ve Ankara’yı alalım. Çünkü Sn Erdoğan’a göre; “İstanbul’u alan Türkiye’yi alıyordu”. Birlikte seçime girdik. Seçimin sonuçlarında; İstanbul, Ankara, Antalya, Adana gibi büyükşehirler alındı. İYİ Parti olarak ben arkadaşlarıma bir talimat verdim; Türkiye mi? İYİ Parti mi? İYİ Parti’nin mi yoksa Türkiye’nin menfaati mi sorusu ile karşı karşıya kaldığınızda Türkiye’nin menfaatini tercih edeceksiniz dedim. Onlar da öyle yaptı. 19 ilçe ve 4 tane de belde belediyesini kazandık. Bu dediğim büyükşehirleri de bizim gayretimizle CHP’nin belediye başkan adayları kazandı.
“KAZANACAK ADAY DEDİKÇE ARKADAŞLAR TERSİNE DÖNDÜ”
Şu ana kadar her şey yolunda. Sonra bu belediye başkanlarının birçoğunun başına bir şeyler geldi. Ben ve arkadaşlarım yanlarında olduk. Onların başına bir iş gelmemesi için büyük gayretler sarfettik, kendimizi siper ettik. Ve geldik 2023’e. Hani “İstanbul’u alan Türkiye’yi alıyor” diyordu ya Sn Erdoğan. Biz de 2023’te bu ucube sistemi değiştirecek seçimi kazanacağımıza kanaat ettik, yeniden ittifak sisteminin içerisinde yer aldık. Ama ben kazanacak aday dedikçe arkadaşlar tersine döndü. 2023’te biz o seçimi kaybettik. İstanbul’u almak, Ankara’yı almak Türkiye’yi aldırmıyormuş.
“BİR TARAFTA CEKET BİR TARAFTA KOLA KUTUSU VAR, AZİZ MİLLETİMİZ YOK”
Sonra arkadaşlarımızla bir araya geldik konuştuk. Kurulduğumuz ruh halimize geri dönmeye, milletimizin sesini dinlemeye, o milletin sesini kamuoyu ile paylaşmaya ve iktidara öyle bir muhalefet yapıp insanlarımızın; tarımla meşgul olanların, atanamayan öğretmenlerin, emeklilerin durumlarını anlatıp gereğini yaptırtmak üzere bir muhalefet sergilemeye karar verdik. Biz bir şey gördük; cansiperhane bu ucube sistemi değiştirelim diye gayret ederken aslında herkesin çok rahatı varmış. Yan gel Osman durumundaymış. Bir tanesi diyor ki; kola kutusunu koysam %60 ile alır, bu taraf diyor ki ceketimi koysam kazanırım. Burada bir ceket var, burada da bir kola kutusu var. İki taraf birbiriyle çatışıyor. Bunun içerisinde; emekliler yok, mülakat zulmüne uğrayan çocuklarımız yok; mazottan, gübreden beli bükülen çiftçilerimiz yok. Esnafımız yok. Aziz milletimiz yok.
“İKİSİ BİRBİRİNİN CANDAŞIYMIŞ”
Bu seçimlere hür ve müstakil giriyoruz. İki taraf da elinde sopa koşturdu. Biraz evvel Seçkin kardeşim; “Candaş ve Yoldaş Medya” dedi ya, candaş candaş. İkisi meğer birbirinin candaşıymış. Vur baba vur; ama bilmiyorlar ki biz iğnenin deliğinden geçmişiz.
Biz; İstanbul ve Ankara, Antalya, Adana gibi belediyelerin alınmasında katkısı olan bir siyasi partiyiz. Enteresan şeyler yaşadık. Sn İmamoğlu’na İstanbul Belediye Başkanlığı sandalyesinde otururken bir hukuki ceza çıktı ve ortalık karıştı. Sn Kılıçdaroğlu Almanya’daydı. Ben koştur koştur gittim. Sn İmamoğlu’na destek olayım dedim. “Saraçhane medyası” denilen medya; “Kanım aksa da zafer İmamoğlu’nun diyen medya” arkadaşların tümü ölmüş anama sövdüler. Antalya Belediye Başkanı Muhittin Böcek Bey Covid’den hastalandı. Uzun bir hastalık süreci geçirdi. Ne kadar insan varsa belediye başkalığı görevinde olan, birer birer geldiler ve dediler ki; “Sen razı olursan CHP razı olacak. Sn Kılıçdaroğlu ile de sen konuş. Muhittin Böcek hasta yatağında yatarken şu kişiyi yerine oturtalım”. Ben hayır dedim. Bunun siyasi bir ahlaksızlık olduğunu söyledim ve yapamadılar. Ankara’da da benzer işler oldu. Yapılan haksızlıkların hemen karşısında olup bu arkadaşların yanına koştuk. Sonra ne mi oldu? Biz hür ve müstakil girme kararı aldığımızdan itibaren; Antalya’da belediye meclis üyelerimizi bizzat Muhittin Böcek Bey kardeşim istifa ettirdi. İstanbul’da ne oldu? İstanbul’da da aynı şekilde bazı ilçe başkanlarımız, bazı meclis üyelerimiz hem de bizzat partimize ve bana hakaret ve iftira ederek istifa ettirildi, fotoğraflar verildi. En berbatı da Ankara. Bütün teşkilatlar ucuna kadar istifa ettirilmek üzere büyük bir gayret sarf edildi. Çok üzüldüm, onun adına utandım. Sn Mansur Yavaş çıktı, televizyonda dedi ki; “İl başkanı, ilçe başkanı, meclis üyeleri, ilçe yöneticileri İYİ Parti’den istifa ettiler benimle çalışıyorlar” dedi. Şimdi diğerleri anlamaz ama bu söyleyeceğimi Sn Mansur Yavaş ve etrafındaki tayfa anlayacaktır; “Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı asla unutmaz”. Allah şahittir; vallahi, billahi, tallahi ben de unutmayacağım. İyilik yap, kötülük bul. Böyle bir sistemden hayır çıkmaz. İnsanlara iyilik yapıp karşılık olarak siyasi ahlaksızlık görüyorsanız eğer oraya bir mim koyacaksınız. Mim koymadığımız için ihanetler boyumuzu aştı. Bozkurt kışı geçirir yediği ayazı unutmaz. Ayın 31’ine 7 gün kaldı. Göreceğiz ne olacak; Allah büyüktür.
