Eğitimi, “dini ve milli temeller” üzerine inşa etmek için harekete geçen Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı müfredatta yer alan “yaratılış teorisi” detayı dikkati çekti.
Biyoloji dersinin 2024-2025 eğitim-öğretim yılı için hazırlanan ortaöğretim kademesindeki programında evrim teorisi, “doğruluğu ispatlanmamış teoriler” arasında sayıldı.
Adnan Oktar’ın en yılmaz savunucuları arasında bulunduğu, “yaratılış teorisi” ise merkeze yerleştirildi.
Bakanlık tarafından hazırlanan, “Biyoloji Dersi Öğretim Programı’nın Temel Felsefesi ve Özel Amaçları” başlığı altında, şu ifadeler yer aldı:
“Türkiye YüzYılı Maarif Modeli kapsamında geliştirilen biyoloji dersi öğretim programıyla yürütülen eğitim öğretim süreçlerinde yaratılış teorisi benimsenmektedir”
“BİYOLOJİK OLAYLAR; BİR PLAN VE PROGRAMIN GEREĞİ OLARAK ORTAYA ÇIKAR”
Öte yandan programda yer alan skandal ifadeler bunlarla da sınırlı kalmadı.
“Biyolojik olaylar; bir plân ve programın gereği olarak ortaya çıkar, kâinat ve içindeki canlı cansız tüm varlıklarda görülen mükemmel dengeye ve düzene işaret eder. Canlılar hem kendi yapı ve işleyişlerinde hem de birbirleriyle tam bir uyum içinde mükemmel bir denge oluşturur. Biyoloji bilimi ise yaşamın bu kusursuz düzenini, canlılığın ince detaylarını ve yaratılışın muhteşem tasarımlarını anlamaya kapı açar.”
YARATILIŞ TEORİSİ NEDİR?
‘Yaratılış teorisi’ ABD merkezli tarikatlar tarafından ‘evrim teorisi’ yerine ortaya atılan bir teoridir.
Teori, doğanın (toprak, su, bitki, canlı) 6 günde yaratıldığını, canlılığın 6 bin ile 8 bin yıllık bir geçmişi olduğunu ve bu sürenin evrimin oluşması için yetersiz olduğunu savunur.
Teorinin merkezinde ise “akıllı tasarım” yaklaşımı bulunur. Savunucuları genellikle özellikle biyolojik organizmaların yapısı, evrenin düzeni ve yaşamın karmaşıklığı gibi durumları bir üstün varlığın ya da yaratıcının etkisi üzerinden açıklar.
Cezaevinde tutuklu bulunan Adnan Oktar, yaratılış teorisinin Türkiye’deki en yılmaz savunucuları arasında yer alıyor.
‘Yaratılış Atlası’ isimli bir kitabı bulunan Oktar, 2000’li yılların başında ‘Yaratılış Müzesi’ açmıştı.
Bir dönem üniversitelerde bile açılan ‘Yaratılış Müzesi’ isimli sergilerde evrim karşıtı görüş ve ifadeler renkli ve resimli kuşe kağıtlarda sergilendi.