Yılmaz, Çatalca’daki evinde “Erşan Kuneri” dizisinin yeni sezonu üzerinde çalışırken yaşadığı bir anıyı anlattı: “‘İstanbul’a gitmeyeyim’ dedim ve eve kapandım. Evde çalışan arkadaşım sürekli ‘Çay içer misiniz abi?’ diye soruyordu. Bir süre sonra bana acıyarak, ‘Cem Bey, siz ne yapıyorsunuz?’ dedi. Ben de ‘Dizi yazıyorum’ deyince, o da ‘Böyle mi yazılıyor?’ diye sorunca gülmekle ağlamak arasında kaldık. Evet, bu iş böyle yazılıyor; süsleyerek anlatmıyorum, oldukça çileli bir süreç.”
“Biz Seçkin Fakirleriz”
Yılmaz, Altaylı’nın “Zaten sende para çok” yorumuna esprili bir şekilde cevap verdi: “Hayır, aşk olsun. Şu memlekette mi? Biz seçkin fakirleriz şu anda.” Bu sözlerle hem mizahi hem de eleştirel bir dille ekonomik zorluklara değindi.
A.R.O.G ve Hasılat Gerçeği
Yılmaz, “A.R.O.G” filmi hakkında da dikkat çekici bir itirafta bulundu. Filmin 4 milyon izleyiciye ulaşmasına rağmen kar elde etmediğini belirterek, “Hasılatı zarfla aldık, kârımız bu kadardı” dedi.
Karaborsa Tepkisi: “Baş Edemiyoruz”
Gösteri biletlerinin karaborsaya düşmesi konusunda ise Yılmaz, büyük bir sorun yaşadığını dile getirdi. Resmi bilet satış noktalarında bile biletlerin tükeniyormuş gibi göründüğünü söyleyen Yılmaz, “Bu durum bizim baş edebileceğimiz bir şey değil. Biletleri satan şirketten şüphelendik, güvenlik kameralarıyla bile kontrol ettik ama çözüm bulamadık. Biletler satışa çıkar çıkmaz bitiyor ve 20-30 oyun bir anda dolmuş görünüyor” diyerek karaborsa ile mücadelenin zorluğunu vurguladı.