109 yıl boyunca sadece adının geçtiği belgelerden haberdar olunan ‘Halileli Batarya Şehitliği’nin yerini yorucu saha çalışmaları sonucunda tespit edildi. Şehitliği keşfeden Prof. Dr. Murat Karataş “Böylece yeni bir şehitlik alanımız tarihsel verilerle ortaya çıkmış oldu. Buranın tescil edilmesi için gerekli bilimsel çalışmaların yapılması gerekiyor. Burası, tarihsel verilerle ve 1915 yılına ait askeri ve resmî kaynaklarla tespiti yapılmış, konumlandırılmış bir şehitlik halinde duruyor” dedi.
Çanakkale Savaşları ile ilgili şehitlik çalışmalarının 100 yılı aşkın bir tarihi olduğunu belirten Karataş, “Yeni şehitlik tespitleri konusunda son 20 yılda ciddi bir artış var. Aslında bunun temel nedeni, 2000’li yılların başında ortaya çıkan Şevki Paşa Haritası. Bu harita askeri bir harita olarak ortaya çıktıktan sonra 1916 yılına ait üzerindeki şehitlik işaretlerinden hareketle, gerek Milli Parklar gerekse Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından bu şehit noktaları tespit edildi, restore edildi, yeniden yapıldı, yapılandırıldı. 1915 yılında Çanakkale Savaşları’nın hemen sonrasında burada çeşitli şehitlikler yapıyoruz. Kireçtepe Şehitliği ya da Arıburnu’ndaki Türk Şehitliği 1915’te yapılanlardan bazıları. Ancak yapılamayanların da etrafının korunduğunu anlıyoruz. Fakat 1918’de Osmanlı Devleti savaştan mağlup çıktıktan sonra Çanakkale’de 1922’ye kadar süren İngiliz ve Fransız işgalinin olduğu bir dönem var. Bu süreçte de 1915 yılında yerleri belli olan şehitliklerimizin tahrip edildiğini, kaybolduğunu görüyoruz. Ancak askeri arşivde, harp cerideleri ve askeri tutanaklarda günlük yazışmaların içerisinde çeşitli bilgiler paylaşılıyor. Bu Osmanlıca metinlerin içerisinde şehit defnine dair veriler var, bunlar yazılı veriler yani koordinatı belli olmayan şehitlik yapıldığına dair veriler. Fakat nadir de olsa bu harp tutanaklarının içerisinde çeşitli krokiler çıkıyor. Bu krokilerde işaretlenmiş, tanımlanmış şehitlik alanlarına rastlayabiliyoruz. Halileli Batarya Şehitliği’ de bunlardan biri” dedi.
Karataş bugüne dek yapılan araştırmalar hem de genç araştırmacılar için şu önemli ikaz ile sözlerini sonlandırdı:
“Bu tarz, Osmanlı askeri arşivler, krokiler üzerindeki tespitlerde aslında önemli bir askeri terminoloji de var. Bu nedenle her görülen işaretin şehit mezarlığı olduğuna dair hükmederken terim ve terminoloji açısından dikkat etmek gerekiyor. Örneğin ‘meşhed’ kelimesi anıt anlamına geldiği gibi muharebe edilen bir birlik açısından ‘muharebe edilen yer’ anlamına da gelir. Örneğin, bir birliğin meşhedi dediğimizde bizim bundan muharebe alanı demek olduğunu anlamamız lazım. Askeri krokilerde şehitliklerin tam olarak ifade edilmesi lazım. Bunlar ifade edilmezse varsayım üzerinden yapılan çalışmalar boşa çıkar.”