Nasıl bir coğrafyada, nasıl bir ülkede yaşıyorsak artık… Doğal olsun, siyasi olsun, ekonomik olsun her felaket, her olumsuzluk; bizi mutlandıran bir neticeye dönüşüyor.
Mesela depremde evi başına yıkılan vatandaş “İyi ki yıkıldı.” diye mutlu olabiliyor.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki canlı yayında açıkladı: “Deprem bölgesinde yaptığımız şimdiki evlerin standardı eskisinden çok yüksek… Gidip köy evlerini teslim ettiğim ve misafir olduğum ev sahipleri, ‘Allah razı olsun. Bak evimiz yıkıldı (eğer ölüler de yoksa) yıkıldığı iyi olmuş, bize mis gibi villa verdiniz’ diyor” dedi.
Evi başına yıkıldığı için mutlu olmak, deprem bölgesinde yaygın bir duygu olmalı. Açıklamanın 6 Şubat depreminin yıldönümünde yapılmış olmasından, bunu anlayabiliyoruz. Münferit bir durum olsa, öyle bir günün yıldönümünde söylenmezdi.
Ben de “Keşke evim yanarken depreme yakalansam, bir de tepeme yıldırım düşse…” diye iç geçiriyorum.
Ve hatta keşke Karadeniz’de sele maruz kalsam,
Bir madenciysem eğer keşke göçük altında kalsam,
Çalışan olarak keşke daha çok geçinemesem,
Emekliysem eğer, daha çok sürünsem keşke…
Öğrenciysem, keşke daha beter bir sistemde okusam,
Üniversiteden; daha çok, hiçbir şey öğrenmeden mezun olsam,
Keşke tıp fakültesi, hukuk fakültesi, mühendislik fakültesi mezunu olarak motokurye işi bile bulamasam.
Keşke hastanelerden daha çok randevu alamasam…
Keşke uzaya, astronotumuz değil de enflasyonumuz fırlasa,
Yahu biz felaket diyoruz ama… değil değil! Lütufmuş onların hepsi. Ne kadar felaket, o kadar bahtiyarlık.
***
Mehmet Özhaseki, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde, CHP’nin Ankara’yı kazanması halinde PKK ve DHKP-C gibi örgütlerin, ‘Sana destek verdik, sen de bizi gör’ diyeceklerini öne süren, “Allah korusun, evine su parasını getiren tahsildarın militan olduğunu bir düşünün. Başımıza gelecek felaketleri bir düşünün.” diye bizi uyaran AKP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayıydı. Şimdi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı.
Seçimi CHP kazandı. Ogün bugündür, sokakta militan bir tahsildarla karşılaşırım endişesiyle, zorunda kalmadıkça, Ankara’ya gitmiyorum.
***
Sadece Özhaseki’nin açıklamasına dayanarak, her felaketin bizi bahtiyarlığa götürdüğü sonucu çıkartmış değilim.
Ormanlar cayır cayır yanarken, AKP’li Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özeren: “Evleri kullanılamaz hale gelen vatandaşlarımız için TOKİ tarafından 20 yıl ödemeli ev yapılacak. Çok eski evi olanlar keşke bizim de evimiz yansaydı diyecek.” demişti mesela.
Mehmet Özeren şimdi tekrar aday. “İyi ki evim yandı.” ve “Keşke evim yansaydı.” diyenlerin oylarına talip.
(Not: Bu yazı yazılırken Gündoğmuş Belediye Başkan adayının değişebileceği konuşuluyordu. Fark eden bir durum olmaz. Bu kez yeni aday “İyi ki evim yandı.” ve “Keşke evim yansaydı.” diyenlerin oylarına talip olacaktır.
Hamza Dağ, 23 Ağustos 2020’de Seferihisar’da çıkan yangın bölgesinde yaptığı incelemelerin ardından yüreklere su serpmişti: “Yanan ağaçlar mangal kömürü olarak ekonomiye kazandırılacak.” demişti.
O tarihte AKP Genel Başkan Yardımcısı olan Hamza Dağ, şimdi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı. Bu vizyonunu tüm İzmirlilerin hizmetine sunmak arzusunda.
***
Diyelim deprem bölgesindesiniz, eviniz başınıza yıkılmış. Depremin üzerinden henüz kırk gün geçmeden bir de sele maruz kalıyorsunuz. 15 kişi yaşamını yitiriyor.
Size bir uzmanlık sorusu: Bu tablodan nasıl bir bahtiyarlık çıkartırsınız?
Cevap, o zamanki Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci’den geliyor: “Evet 15 canımızı aldı ama toprak suya kavuştu.”
***
Bir orman olsam mesela, Cayır cayır yanıyor olsam, Hamza Dağ’a gider “Vallahi iyi ki yanmışım.” derdim. Börtüsü böceği, tavşanı sincabı helak olurdu ama mangal kömürü olarak iyi para ederdim.
Yanmamış bir ormansam Mehmet Özeren’e giderdim. “Keşke ben de yansaydım.” diye hayıflanırdım. Durup dururken kime ne faydam olacak? Yanınca, mangal kömürü olarak ekonomiye kazandırılırdım.
***
Şiirleri Erdoğan tarafından da meydanlarda, kürsülerde coşkuyla okunan Nazım hikmet, “Bugün Pazar” isimli şiirini “Toprak güneş ve ben/Bahtiyarım.” diye bitirir.
Ben, başıma gelen felaketlerle, bahtiyarım.
