Gündemimize iki konu lök gibi oturdu. Birisi son günlerde Almanya’yı fena halde karıştıran yeni siyasi oluşum DAVA. İkincisi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendini tutamayıp baklayı ağzından çıkarması; şeriat eşittir din, demesi.
Bakalım Almanya’da neler oluyor? İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin haberi şöyle:
“Almanya bir süredir Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Almanya’daki siyasete etkisini tartışıyor. Almanya’da Türkiye kökenli bir grubun öncülük ettiği bir siyasi oluşum kuruldu. İsmi Çeşitlilik ve Uyanış İçin Demokratik İttifak (DAVA).
“DAVA tarafından 16 Ocak’ta yapılan açıklamada DAVA’nın mevcut partiler tarafından temsil edilmeyen pek çok vatandaş için yeni bir siyasi merkez olduğu belirtildi. Alman siyasetçiler de, ‘Erdoğan ve AKP etkisi’ üstünden tartışmalara dahil oluyor. DAVA, Almanca’da ‘Çeşitlilik ve Uyanış İçin Demokratik İttifak’ anlamına gelen ‘Demokratischen Allianz für Vielfalt und Aufbruch’ kelimelerinin kısaltılması olarak kullanılıyor.
“Türk siyasi tarihinde örgütleyici misyonuyla da kodlanan ‘dava’ kavramı aynı zamanda Türk sağının sıklıkla kullandığı bir söylem. “
DAVA’nın Genel Başkan Yardımcısı olarak kendini tanıtan Fatih Zingal isimli şahıs BBC’ye verdiği demeçte Türk ve Müslüman toplumun, ayrıca Almanya’da yaşayan bütün azınlıkların sesi olmayı amaçladıklarını söylemiş. Henüz partileşmediklerini, ancak kısa zamanda siyasi parti olma yolunda adım atacaklarını belirten Zingal’in ardından DAVA Genel Başkanı Tevfik Özcan da partileşmeyi hedeflediklerini, uzun yıllar Alman Sosyal Demokrat Partisi’ne (SPD) üyeyken bir kaç hafta önce SPD’den istifa ettiğini açıklamış. BBC’nin haberi şöyle devam ediyor:
“DAVA, geçtiğimiz haftalarda Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri için adaylarını açıkladı. Avukat Fatih Zingal, eski DİTİB (Diyanet İşleri Türk İslam Birliği) Genel Sekreteri Dr. Ali İhsan Ünlü ve Dr. Mustafa Yoldaş siyasi oluşumun adayları arasında.”
Bu arada Alman siyasetçiler DAVA’ya ciddi tepkiler gösteriyormuş. Yeşiller Partisi’nin Türkiye kökenli Gıda ve Tarım Bakanı Cem Özdemir,”Burada Erdoğan uzantısı bir siyasi parti ihtiyacımız olan son şey,” demiş.Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) –Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) ittifakından olan eski Sağlık Bakanı Jens Spahn da şu ifadeyi kullanmış:
“DAVA, Erdoğan-AKP’nin Almanya’daki bir uzantısı. Bu, ülkede bir başka aşırı parti olacaktır.”
Göç ve güvenlik konularında uzman olan CDU-CSU’lu Christophe de Vries de demiş ki:”DAVA Türk-İslamcı bir parti. Erdoğan DİTİB’den sonra burada DAVA’Yla başka bir araca daha sahip oldu. Güvenlik birimleri bu partiyi dikkatle izlemeli.”
ETTİĞİ YEMİNİ UNUTAN CUMHURBAŞKANI
Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün Diyanet Akademisi mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada şeriat düşmanlığı kampanyası yürütüldüğüne dikkat çekerek, bunun dinin kendisine yönelik bir husumet olduğunu iddia etti ve şöyle dedi:
“İslam’ın hayata dair kurallarının bütünü olan şeriata düşmanlık dinin kendisine husumettir.” Cumhurbaşkanı’nın bu sözlerini dinlerken nedense hiç şaşırmadım. 30 yıl önceki Erdoğan neyse bugün de aynısı. Buna saygı duymak lazım. Hiç sözlerini çarpıtmadan amacının ne olduğunu açıkça söylüyor. Ama kendisinin, hala yürürlükte olan T.C. Anayasası’nda “laik, demokratik, sosyal devlet” yazılı Türkiye’nin Cumhurbaşkanı olduğunu unutuyor.Bir de ettiği Cumhurbaşkanlığı yemini var. Laikliğe, demokrasiye bağlı kalacağına, tarafsız davranacağına namusu ve şerefi üstüne yemin etti.
Erdoğan belki her zaman yaptığı gibi, halkın dikkatini çok ağırlaşan ekonomik, demokratik ve sosyal sorunlardan başka konulara çevirebilmek için gündem saptırmak istiyordur. Ama dini inançları konusunda son derece dürüst davrandığını bildiğim Erdoğan galiba burada gündem saptırmaktan çok içinde biriken bir özlemi dışa vurmuş oldu: Türkiye Cumhuriyeti’ni şeriat devletine dönüştürmek! O zaman yol çok basit. Referanduma gidilir; takke düşer, kel görünür. Benden uyarması. İstatistiklere göre AKP’li seçmenin yüzde 80’inin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yüzde 90’ının reddettiği bir rejimi nasıl hayata geçireceksiniz? Çok merak ettim doğrusu.