Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, yüksek faiz maliyetlerinin yavaş ekonomik büyüme ortamında nakit akışlarını aşındırmaya devam ettiğine işaret edilerek, bu nedenle ABD ve Avrupa piyasalarındaki yüksek kaldıraçlı kredi ve tahvil ihraççılarının yılın ilk çeyreğinde beklenen birincil piyasa toparlanmasına katılmakta zorlanacağına inanıldığı kaydedildi.
ABD’de, diğer faktörlerin yanı sıra ücret enflasyonu gibi artan girdi maliyetleri ve düşen işletme veriminin serbest nakit akışı üzerinde baskı oluşturduğu ve likiditeyi kısıtladığı vurgulanan açıklamada, bunun aynı zamanda bu şirketlerin büyüme girişimlerini sürdürme becerilerini de zorladığı ifade edildi.
Açıklamada, Avrupa’da, isteğe bağlı tüketim sektörü, emlak gibi faiz oranına duyarlı sektörler veya telekom gibi marj baskısı altındaki sektörlerdeki ihraççıların en savunmasız konumda olduğu belirtilerek, bunların 2024’te daha yüksek tahvil ve kredi temerrüt oranlarına katkıda bulunmasının muhtemel olduğu aktarıldı.
Geçen yılın ikinci yarısındaki finansal sonuçlara işaret edilen açıklamada, bu sonuçların tahvil ve kredi piyasalarının temel kredi performansında 2023’ün ilk yarısına kıyasla daha geniş bir dağılım olduğunu gösterdiği kaydedildi.
Açıklamada, ABD’de 12 aylık kaldıraçlı kredi temerrüt oranının 2023’ü yüzde 3,28 seviyesinde tamamladığı, yüksek getirili temerrüt oranının da yüzde 2,97 olduğu belirtildi.
Bu oranların geçen yıl Avrupa’da sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 1,7 olduğu kaydedilen açıklamada, bazı tahvil ve kredi ihraççılarının 2024’ün başlarında yeniden yapılandırma süreçlerine girdiği veya danışmanlar tuttuğu ifade edildi.
Açıklamada, Avrupa’da tahvil ve kredi temerrütlerinin bu yıl yüzde 4’e doğru çıkmasını ve ABD’deki kaldıraçlı krediler ve yüksek getirili tahvillerdeki temerrüt oranlarının da yüzde 3,5 ila yüzde 4,5 aralığında gerçekleşmesinin beklendiği bildirildi.
