İsrail’in Gazze’ye saldırısının başlamasından bu yana bölgedeki Amerikan üslerine yönelik 165 saldırı gerçekleşmesine rağmen ABD, Lübnan’daki saldırıda ilk kez askerlerini kaybetti.
Suriye, Irak ve Ürdün sınırlarındaki askerden arındırılmış bölgede bulunan Amerikan hava üssünde askerlerin üçü yaşamını yitirdi 40 asker yaralandı. Aralarında ağır yaralıların olduğu bilgisinin de duyurulduğu olaya ABD’nin vereceği yanıt, Gazze’deki savaşın Ortadoğu’ya yayılma tehlikesini de gündeme getirdi.
Biden Yönetimi ne yapacak?
ABD İran’ı vuracak mı?
Geçtiğimiz hafta sonu yaşanan olaydan bu yana ABD’den çok net yanıt gelmedi.
ABD Başkanı Biden, bu saldırının yanıtsız kalmayacağını, mutlaka ağır bir misillemesi olacağını söyledi.
Çünkü ABD istihbarat kaynaklarına göre, saldırı İran’ın desteklediği Kataib Hizbullah Grubu’nun izini taşıyordu.
Aslında, olayı İran tarafından desteklenen Irak’taki “İslami Direniş” örgütü üstlendi. Örgüt, Filistin’e destek olmak için Suriye, Lübnan ve Akdeniz’deki ABD ve İsrail hedeflerine karşı operasyonlar düzenlediğini açıkladı.
Bu bilgiler ışığında ABD’nin İran’a saldırmasının an meselesi olduğu yorumları yapılırken, Pentagon’un Sözcüsü Sabrina Singh, “İran ile savaş istemiyoruz” açıklaması yaptı. Yine de ABD’nin bu saldırıyı yanıtsız bırakmayacağını tekrarladı.
İRAN MESAFE KOYUYOR
Saldırıdan sonra Tahran’dan gelen açıklamalar, İran’ın olayla ilgisi olmadığını tekrarlıyordu.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasser Kaani, bölgedeki silahlı direniş gruplarının karar süreçlerinde bağımsız olduklarını, İran’ın bu süreçlere dahil olmadığını açıkladı.
İstihbarat Bakanı İsmail Hatip ise bu grupların “Saldırgan Amerika”ya karşı nasıl cevap verecekleri konusunun örgütlerin kendi tasarruflarında olduğunu söyledi.
İran’ın açıklamalarına rağmen, ABD’de gerek kamuoyu, gerek siyasi ve askeri çevreler İran’ı hedefe oturtmuş durumda.
Bu yıl seçim yılı olması nedeniyle konu seçim malzemesi de yapılıyor. Özellikle Cumhuriyetçi siyasetçiler Senato’da Biden’ın zaman kaybetmeden İran’a saldırı kararı alması konusunda ısrarcılar.
ABD NE YAPACAK
Gazze’de İsrail’in giriştiği saldırıya kayıtsız şartsız destek veren ama çatışmayı İsrail ile sınırlı tutmaya çalışan Washington, İran’ı vurarak bölgeyi büyük bir ateş topuna çevirmeyi göze alabilir mi?
Birçok yorumcu ABD’nin bunu istemeyeceği görüşünde.
Hem çatışmaların bölgeye yayılma riski, hem de İran’ın Hürmüz boğazını kapatarak, Rusya’ya konan ambargo nedeniyle sıkıntıya düşen Batı ekonomilerinin daha da zorlanması tehlikesi var.
Pekiyi ABD neler yapabilir?
İran’ın desteklediği silahlı örgütlerin liderlerini, ya da üst düzey bir İranlı yetkiliyi hedef alarak öldürebilir.
Daha önce de denediği bu caydırma yönteminin sonuç vermediği ortada. Amerikan hedeflerine saldırılar yine devam etti.
Ya da İran’a saldırır. Bu, belli hedefleri gözeterek de olsa savaşın yayılması demektir.
Bu iki seçenek dışında, Biden’ın üzerinde gittikçe yoğunlaşan baskıların hafiflemesini ve İran’a güçlü bir mesaj gönderilmesini sağlayacak başka bir yol görülmüyor şimdilik.
Üstelik sadece ABD’de değil, İran’da da bu yıl seçim yılı.
İç siyasi rekabet, dışarıdan gelen tehlikeler karşısında, krizlerin tırmandırılması sonucuna yol açar. İktidar da, muhalefet de bu gerilime benzin döken davranışlardan kaçınmaya özen göstermezler.
Bu nedenle durum bölgede her zamankinden daha kırılgan ve tehlikeli bir dönemeçte.
Irak savaşı ile başlayıp Suriye ile devam eden otuz yılı aşkın süreçte, gerek ABD’de gerek uluslararası çevrelerde sıranın İran’a gelmesi için gün sayan çevrelerin sayısı hiç de az değil.
TÜRKİYE UZAK DURABİLİR Mİ
İsrail’in Gazze’ye saldırısı Türkiye kamuoyunu, ideolojik ve siyasi ayrım gözetmeksizin çok tepkili bir duruma getirdi. Irak ve Suriye savaşlarının Türkiye’nin başına açtığı dertler ortada. Gerek göç, gerek sınırlarımızdan Türkiye içine sızan silahlı İslamcı örgütlerin baskısı, bu örgütler arasında çıkan çıkar çatışmalarının Türkiye’nin sınır ötesi varlığını hedef haline getirmesiyle ilgili sorunları zaten yaşıyoruz.
İran bölgenin güçlü bir devleti.
Savaşa sürüklenmesi sadece ekonomik değil, tahmin edilebilir ve de edilemeyen krizleri tetikler.
Bu sefer, Ukrayna’da olduğu gibi dengeci politikaları kurmak ve sürdürmek de zor olabilir.
İran’da Pandora’nın kutusu bir kez açılırsa, içinden neler çıkacağı belli olmaz.
İran’ı istikrarsızlaştırmak için Pakistan’ı da ateşe atmak var o kutunun içinde, büyük Azerbaycan hayallerini pompalayan senaryolar da.
Türkiye ve Rusya’nın böyle karmaşanın içine çekilmesi de.
Bu yüzden;
Bir zamanlar krizler karşısında Türkiye’nin çok kullandığı bir sözcükle herkese “teenni” dileğinde bulunmaktan başka seçenek kalmıyor.