Merhaba Sevgili Okur, yazarınız yine hem günlük yaşamın rutinlerini rayına oturtmak hem de kişisel dünyasındaki dehlizlerde yeni araştırmalara dalmak için gereken dikkat ve planlamayı yapmak için kolları sıvamış durumda.
Ben seviyorum bu sistemi. Şikayet etmiyorum, zamansızlıktan yakınmıyorum. Çünkü yaş arttıkça (artık yazarınız dolu dolu 36 oldu efendim) hiçbir şeye zaman bulamayacağının, zamanın ancak bizim seçimlerimizle evrilen bir olgu olduğunun farkına vardım. Seçtiğimiz her şey için zaman yaratılabilir. Ama bir ara yaparız dediğimiz hiçbir şey için zaman bulunmaz.
İşte bu sınırları net şekilde belli olan durumda hayatta kalmak için birçoğumuzun belli bir zaman yönetimi stratejisi var. “Zaman” sadece günümüzde değil tüm varoluş boyunca en değerli şey oldu. Bugün yapay zekadan, borsadan, teknolojiden çok daha değerli çünkü para ile satın alınması mümkün değil. İşte bu kadar değerli bir hazinenin sahibiyken, size bu serveti yönetme konusunda oldukça işe yaracak ipuçları ile karşınızdayım.
1- Dikkat Dağınıklığı
Bakınız sevgili okur, bu öyle sinsi bir düşman ki. Yeri gelir size ne yaptığınızı, az önce ne dediğinizi, hangi iş için koşturduğunuzu unutturur. Bütün gün uğraşır, yazar ve çizersiniz ama akşam olunca ardınıza bir bakarsınız ki bir arpa boyu yol alamamışsınız. Ne başladığınız iş bitmiştir, ne de diğerlerini yarım bırakıp öncelik verdiğiniz iş yürümüştür.
Bir işten bir diğerine sıçramak size zaman kazandırmaz, sadece ortada kaos oluşturur ve bunu erken dönemde fark etmezseniz gün sonunda bir iş yığının üzerinde oturmuş olduğunuzu görürsünüz.
Başladığınız işin en azından ne kadarını tamamlayacağınızı belirleyin ve o noktaya gelmeden lütfen yeni bir işe başlamayın. Bu basit kural iş dünyasında da, sosyal hayatta da ev düzeninde de her zaman işe yarar.
Bazen ofiste zorlu bir işe başlamak için kollarınızı sıvarsınız, ama önce bir fincan kahve almak için kahve makinesine doğru gidersiniz. Kahvenizle dönerken o sırada masanın üzerinde bekleyen bülteni incelemeye başlarsınız ve bültenle ilgili başka bir kişinin yanına giderken o sırada telefonunuz çalar ve sizden başka bir iş için destek istenir. O iş ile ilgili çalışmak için aslında dünden yanıtlanmayan mailleriniz olduğunu görürsünüz ve birkaçını yanıtlamak isterken ekranda görülen çerez reklam dikkatinizi çeker ve tıklamak gibi ölümcül bir hata yaparak kendinizi alışveriş sitesinde bulursunuz. Hiç ihtiyacınız olmayan ürünler arasında gezinirken aslında gerçekten ihtiyacınız olan bir yağmur botuna bakarsınız. Tam o sırada az önce yanıtladığınız maile cevap gelir, ve diğer departmanlar arasında dönen dialogları takip ederken aslında güne başlamak için seçtiğiniz zorlu iş için hiç adım atmadığınızı fark edersiniz ve vakit öğleyi çoktan bulduğu için günün en verimli saati geçmiş, karnınız hafif acıkmış ve olmayan dikkatiniz de dağılıp gitmiştir. Böylece hiçbir işi verimli şekilde tamamlamadan günün 3’te birini harcamış olursunuz.
Çözümü oldukça basittir. Dikkat dağınıklığını önlemek için başladığınız işi yaparken gürültü etkenlerini optimize edin ve farklı bir işe geçmek için bir aşama belirleyin. Çok elzem olmadıkça yerinizden kalkmayın, gereksiz sitelerde zaman harcamayın ve dikkatinizi dağıtacak telefon görüşmelerini erteleyin.
2- Plansızlık
Yaptığınız işin hiç önemi yok. İster büyük bir şirketi yönetin, ister ev idaresi yapın isterseniz de koca bir ülkenin lideri olun eğer plansız olarak ilerliyorsanız kör bir kuyuda yol almaya çalışıyorsunuz demektir.
O gün yapılacak işleri önceden planlamak, aşamaları belirlemek, görev dağılımları oluşturmak, her bir iş için süre belirlemek en basit zaman yönetimi stratejisidir.
Üstelik bilinçaltınız, tamamlanmış görevleri gördüğünde diğerlerini de tamamlamak için sizleri motive edecek ve gün sonunda iş listenizin tamamlanmış öğeleri size başarmışlık duygusunu yaşatacaktır. Bu tatmin, diğer işlerinizi de planlı yürütmek için bilinçaltınıza komut verecektir.
3- Hedef Belirlememe
Tüm işler için hedef belirlememiş olmak, gün sonunda dağınık bir iş gücüne neden olur. Bütün iş listenizin ana hedefi, görev dağılımları net olmalı ve belli periyodik olarak raporlama yapılmalıdır. Raporlanmayan iş, yapılmamış sayılır. Bir işi takip etmek, ne kadar geliştirilebilir olduğunu görmek, eksik yanlarını belirlemek ve ilerlemek için raporlama olmazsa olmazdır.
Kilit görevlere odaklanmak, potansiyel olarak günün en verimli olduğunuz zamanını kullanmak için iyi bir seçim olabilir. Kısa vadeli görevleri, uzun vadeli olanlar ile doğru şekilde dağılım yapmamak da rehavet oluşturabilir. Zamanı belirlenmeyen bir görev oluşturduğunuzda inisiyatif almalı ve o iş için bir çerçeve oluşturmalısınız.
Ve hadi biraz da Lifestyle gündem…
Kar yağacak biraz mikroplar kırılacak diye sevindik ama kar gelmedi. Neyse küresel ısınmanın boyutunu düşününce, mevsim normallerine erişen soğukluğa da sevinir olduk.
Seçimler yaklaştıkça adayların astrolojik harita yorumları da YouTube’da viral olmaya başladı.
Aile dizisi sebebini asla anlayamadığım bir şekilde erken final yapma kararı aldı, valla eğer kimsesiz Cihan son bölümde ölürse çok üzülürüm.
Büyük bir hızla yayılan hastalıklar için Sağlık Bakanımız birkaç gün önce yoğun bakım doluluk oranının%80’lerin üzerinde olduğunu bildirdi, aman lütfen hepimiz dikkat edelim. Birçok kaynak bunun basit bir bahar nezlesinden çok daha ciddi boyutta olduğunu yazıyor.
Mini kolonya şişeleri çantalara girsin, kalabalık alanlar için maskeler takılsın, eller daha fazla yıkansın ve bünyelere giren mandalina-portakal yüzdesi orantısızca artırılsın. Öpüşme yok, sarılma yok, bağışıklığı güçlendireceğim diye bilinçsizce takviye kullanmak yok. Bolca tavuk suyuna çorba, ev turşusu, ev sirkesi, tarhana ve en önemlisi pozitif düşünce ile hastalıklara karşı gardımızı alıyoruz.
Kendinize çok iyi bakın sevgili okur. Yazarınız yeni gündemlerle karşınızda olacak.