İsmail Kılıçarslan, İsrail’in Gazze’ye saldırıları konusunda hassas davranmamakla suçladığı Zeki Demirkubuz’un kendisine küfür etmesine yanıt verdi.
Yeni Şafak yazarı, “Benimkisi biraz, yayında da tam tamına söylediğim gibi, ‘gönül umduğuna küser’ öfkesiydi ama yine de bana yakışmadı Demirkubuz’un vicdanından bir şey beklemek. O köprülerin altından çok sular aktığını Gezi sürecinden beri biliyorum zira” dedi. Kılıçarslan, “Demirkubuz’dan da samimiyetle özür dilerim. Milyonlarca insanın karşısında ‘kırılgan egosunu ortaya saçmak’ ve kendisiyle yüzleşmek zorunda kaldı” ifadesini kullandı.
Kılıçarslan’ın yazısının “Zorunlu bir özür” başlıklı bölümü şöyle:
“TVNET’te yayınlanan Siyaseten programında, Gazze konusunda derin bir sessizliğe gömülen yönetmen Zeki Demirkubuz’un vizyona girecek yeni filmini boykot etme çağrısı yaptım. Demirkubuz, sinli kaflı, habasetle yoğrulmuş küfürler savurarak karşılık verdi bu çağrıma.
Hem kendimden hem de Demirkubuz’dan samimiyetle özür dilemek isterim huzurlarınızda.
Kendimden özür dileme nedenim şudur. Büyük Kürdistan haritasıyla açılan PKK propagandası Bakur belgeselini savunan, verdiği söyleşide, “Solculara ve Kürtlere yapılan zulüm, bugün cemaate yapılıyor” diyen Demirkubuz’dan Gazzeli bebekler adına bir şey bekledim ve ona öfkelendim. Oysa “kayıtsızlık” takınabileceğim en iyi tavır olurdu. Benimkisi biraz, yayında da tam tamına söylediğim gibi, “gönül umduğuna küser” öfkesiydi ama yine de bana yakışmadı Demirkubuz’un vicdanından bir şey beklemek. O köprülerin altından çok sular aktığını Gezi sürecinden beri biliyorum zira.
Demirkubuz’dan da samimiyetle özür dilerim. Milyonlarca insanın karşısında “kırılgan egosunu ortaya saçmak” ve kendisiyle yüzleşmek zorunda kaldı. Bir bakıma “poz”u bozuldu belki de. Kendisini tehdit ettiğimi falan düşünmesine de ayrıca üzüldüm. Sözü meydanda, kalbi elinde adamlarız en nihayetinde. Değil ekmek yiyip tuz yaladığımız insanları, hiçbir hukukumuz olmayanları bile tehdit etmez, onlarla namusluca kavga etmeyi tercih ederiz vesselam.
Elbette bu namusa hem Demirkubuz’un küfrü konusunda hem de onun üzerinden bana küfürler savuran yüzlerce insan konusunda hukuk önünde hakkımı aramak dâhil. Kazandığım davaların tüm gelirlerini Gazze’mizin yetimlerine bağışlayacağım inşallah.
Bu arada gelen binlerce destek için de herkese müteşekkir olduğumu belirtmek isterim.
“Madem İsmail böyle yaptı, Demirkubuz’un filmine mutlaka gideceğiz” yazan “bizim mahalle”nin insanlarına ise söyleyecek hiçbir şeyim yok. Sevdikleriyle haşrolsunlar. Hesabı bana ya da bir başkasına değil, Hesap Gününün Sahibi’ne verecekler. Gerçi bir Masumiyet ya da Kader değildir bence tabii ama “iyi film” diyorlar zaten Hayat için. O yüzden iyi seyirler dilerim. Patlamış mısırla Coca Cola almayı da ihmal etmeyin sakın.”
Ne olmuştu?
Kılıçarslan, geçtiğimiz günlerde TVNET canlı yayınında Gazze için “yarım cümle kurmamak”la suçladığı Demirkubuz’un yeni filmini izlememe çağrısı yapmış “Gazze hakkında yarım cümle kurmayan, dünyadaki her şeye duyarlı, ama Gazze’deki bebeklerin ölümüne dair kendi etkileyebileceği kitleye yarım cümle mesaj ulaştırmayan Zeki Demirkubuz’la ilgili yapmamız gereken şu; 15 Aralık’ta vizyona girecekmiş yeni filmi, o filme gitmeyerek boykot etmemiz gerekir. Ben Zeki Demirkubuz filmi izlemeden duramam diyen genç entelektüel arkadaşım, bekle korsanı çıksın Zeki Demirkubuz’a para kaptırma” demişti.
Demirkubuz, konuya ilişkin olarak verdiği yanıtta, Kılıçarslan’ı etiketleyerek “Gazze halkına yapılan zulüm konusunda hissettiklerimi sorgulamaya kalkanı s*kerim. Filmini, gişesini, korsanını, boykotunu, tehditini ayrıca s*kerim” diye yazmıştı.