Gazeteci olarak uzmanı olmadığım konularda yazıp, konuşmak adetim değildir normalde ama Gazze’de olup bitenlerle ilgili elbette benim de fikirlerim var. Daha çok da duygularım var.
Olay 7 Ekim’de başlarken yani Hamas İsrail’e karşı saldırı başlatırken, İsrail’in sabıkasını görmezden gelerek eleştiride bulunanlar dışarıda kalmak üzere birçoklarının kastı bugün yaşadıklarımızdan duydukları endişe idi. Elbette içlerinde İsrail’in kabarık sicilini görmezden gelerek meseleyi İslami terör kapsamında görenler de vardı. Ama neticede her şeye rağmen Hamas’ın yaptıklarının bedelini sonunda Gazze’deki sivillerin ödeyeceğinden endişe edenler haklı çıkmış durumdalar ne yazık ki.
İşin kötüsü bu kadarla da kalmayacak gibi. Her ne kadar İsrail yönetimi farklı açıklamalarla kendisiyle çelişmek pahasına hastane bombalamasının sorumlusu olmadıklarını iddia etse de bu iddia neredeyse dünyadaki hiç kimse tarafından inandırıcı bulunmuyor. ABD yönetimi hariç, zaten onların da inanmış gibi yapması İsrail yönetimine yetiyor. Yani İsrail ve Amerika şöyle diyor aslında, “Evet biz yaptık, ama biz yapmadık dediğimizde bize bedel ödetebilecek kimse yok”
Çok basit bir örnek vereyim bu konuda size, eğer birileri bedel ödetebilecek olsa nasıl Rusya ve kulüp takımları uluslararası müsabakalardan men edilmişse İsrail için de aynısı yapılabilirdi. Oysa mesela Euroleague’de Maccabi Tel Aviv deplasman maçlarına çıkmaya devam ediyor üzerine de maçta İsrail bayrakları ile saygı duruşunda bulunuyor. İsrail’i kınayan Fransız Futbolcu Karim Benzema’nın vatandaşlıktan çıkarılması bile gündeme geliyor.
Ama ölenler mavi gözlü Hristiyanlar olmayınca en fazla kınama yayınlanıyor. Avrupa İsrail’i protesto etmek isteyenlere bile izin vermiyor. Hastane katliamının ardından bile İsrail’i eleştirmek batı dünyası için hala suç, hala tabu. Alman Başbakanı 2. Dünya savaşının diyetini ödemek için olsa gerek kınamaya bile cesaret edemedi katliamı.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.