Kalbimizi genç tutmanın üç yolu
Prof. Dr. Çetin Erol, kalbimizi genç tutmanın püf noktalarını anlattı… Birlikte okuyalım:
“Ölümlerin yüzde 55’i kalp kaynaklı”
Ülkemizde ölümlerin yüzde 55’i kardiyovasküler olaylardan kaynaklanmaktadır. Yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, diyabet, sigara, sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam tarzı ve aşırı kilo önemli risk faktörlerinin kontrol altına alınması kalp krizi ve inmeyi önleyebilir. İşte, bütün bu olumsuz faktörlerin ortadan kaldırılması, kalbin daha yavaş yaşlanmasına yardımcı olur…
“Risk faktörlerini ortadan kaldırmalıyız”
Kalp ve damar hastalıkları kapsamında, koroner kalp hastalıkları ve inme başta olmak üzere, kalbin ve damar sisteminin tüm hastalıkları bulunmaktadır. Koroner kalp hastalıkları, kalbi besleyen koroner damarlarda, sıklıkla ateroskleroza bağlı daralma soncunda gelişmektedir…
İnme ise, merkezi sinir sisteminin beslenmesini sağlayan damarlardaki bozukluk sonucu ortaya çıkmaktadır. Dünyada her yıl en az 7.1 milyon kişi yüksek tansiyon nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Yüksek tansiyon herhangi bir şikayete yol açmayan bir risk faktörüdür ve sıklığı gittikçe artmaktadır. Sistolojik hipertansiyon (büyük tansiyonun yükselmesi) kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümleri ve inme oranını artırmaktadır… Kan basıncı düzeylerindeki 4-5 mmHg gibi minimum azalmalar bile inme, damar hastalıklarına bağlı ölümler, kronik kalp yetmezliği ve toplam koroner alter hastalığı oranlarında anlamlı azalmalar sağlamaktadır…
“Sigara kalbin düşmanı”
Dünyada her yıl en az 4.4 milyon kişi, yüksek kolesterol nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Kolesterol ile ateroskleroz arasında ilişki iyi bilinmektedir. Ateroskleroz koroner kalp hastalıklarının en yaygın nedenidir…Kanda toplam kolesterol düzeyleri, Batı toplumlarıyla karşılaştırıldığında genelde düşük olmakla birlikte, Türkiye’de 12 milyon kişide yüksek kolesterol düzeyleri mevcuttur. Yani, 200’ün üstündedir…
Otuz yaş üzerindeki bireyler değerlendirildiğinde ise, erkeklerin yüzde 28’i, kadınların yüzde 35’inin, kolesterol düzeyleri yüksektir. Kolesterol düzeylerinde her 50 mg. lik yükselme, koroner hastalığı riskini yüzde 36 oranında artırmaktadır…
Dünyada her yıl en az 4.9 milyon kişi sigara kullanımı nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Sigara kullanımı koroner arter hastalığı için düzeltilebilen en önemli risk faktörüdür. Sigarayla ilişkili ölümlerin yüzde 35-40’ını koroner kalp hastalıkları oluşturmaktadır. Günde 1-4 adet sigara içen insanlarda bile koroner kalp hastalığı riski artmaktadır…
Sigara kullanımı aynı zamanda, başka damar hastalıkları ve inme riskini de artırmaktadır. Sigara dumanına maruz kalmak bile, koroner damar dolaşımında bozukluğa yol açmaktadır…
Sigara içimi ülkemizde en yaygın risk faktörüdür. Türkiye’de 17 milyon kişinin sigara içtiği, yılda 100 bine yakın insanımızın sigaraya bağlı nedenlerden öldüğü bilinmektedir. Ülkemizde kal krizi geçiren erkeklerin yüzde 55’inin sigara içtiği saptanmıştır…
“Bel çevrenizi ölçün”
Dünyada her yıl en az 2.6 milyon kişi fazla kilo nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Egzersizin kalbi koruyucu etkileri arasında yağlanmayı, diyabet sıklığını ve kan basıncını azaltması ve damar fonksiyonları ile kan yağları üzerindeki olumlu etkileri yer almaktadır…
Yapılan bir çalışma, düzenli egzersizin yüksek tansiyonlu hastalarda, ortalama 5 mmHg’lık kan basıncı düşüşü sağladığı, HDL (iyi) kolesterol düzeylerini artırdığı ve trigliserid düzeylerinde azalma oluşturduğu ve diyabet hastalarında kan şekeri kontrolünü kolaylaştırdığı gösterilmiştir…
Obezite ve abdominal obezite (karın bölgesinde şişmanlık) kadın ve erkekte çok sık görülmektedir. Erkeklerimiz için 94 santimin üzerindeki bel çevresinin karın bölgesindeki şişmanlığı ifade ettiği bilimsel olarak kesinlik kazanmıştır…
Türkiye’de 30 yaşını aşkın beş kadından üçü (bel çevresi 88 cm) ve erkeklerin yarısı abdominal obezite kapsamına girmektedir. Bel çevresinin, belirtilen bu değerlerin üzerine çıkması diyabet olasılığını kadınlarda 3 kat, erklerde 1.42 kat yükseltmektedir. 11 santimlik bel genişlemesi koroner kalp hastalığı riskini yüzde 37 oranında yükseltmektedir…
Kalbi genç tutmanın yolu…
Kalbinizin yaşı biyolojik yaştan farklı olabilir. Yani, gerçek yaşınız ileri olmasına rağmen kalbinizin yaşı daha genç olabilir…
Ancak bunu sağlamanın yolları var. Şu üç önemli faktörü yerine getirdiğimizde kalbimizi daha genç tutabiliriz: Dengeli beslen, Egzersiz yap, sigarayı bırak.
Her üçünün de yapılması tamamen bizim elimizde. Bunun için insanların uyarılması, bilinçlendirilmesi ve bunlara uygun bir yaşam tarzının uygulanması şarttır…
Düşük kalorili, dengeli bir diyet kalbin yaşlanmasını geciktirir. Yani gereğinden fazla yememek gerekiyor. Devamlı yapılan fiziksel bir egzersiz inme riskini yüzde 25, koroner kalp hastalığı riskini yüzde 40 azaltıyor…
Bunun için tek yapılması gereken her gün 30 dakika tempolu yürümek. Sigara mutlaka kesilmeli, bunun için her türlü tedbir alınmalıdır. Kişinin yaptıracağı bazı tetkikler ile (kolesterol düzeyleri, efor testi vb.) 10 yıl içinde kalp krizi geçirme ve inme riski, yani diğer bir değişle ‘Kalbin yaşı’ hesaplanabilir ve gerekli önemler alınabilir.”
Kalp hastalıkları ve inme, dünyada en çok ölüme sebep olan hastalıklardır. Yılda 17.5 milyon insan bu yüzden ölüyor. Hastalıkları ortaya çıkmadan önlemek, koruyucu ve önleyici tedbirleri almak en önemli hedef olmalıdır. Kalbin sağlıklı olması, ömrün uzun olmasının en önemli şartıdır.”