Şişmanlık, şeker ve karaciğer hastalıklarını tetikliyor
Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre Avrupa Birliği ülkelerinde şişmanlık artık mücadele edilmesi gereken bir hastalık haline geldi…
Obezite ülke olarak bizimde önemli sağlık sorunlarımızın başında yer alıyor. Günümüzde obeziteye bağlı olarak gelişen Tip 2 diyabet görülme sıklığının giderek artması, bu hastalığın ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu ortaya koyuyor. Dünyada yaklaşık 300 milyon diyabetik hasta bulunuyor ve 2030 yılına kadar yarım milyara ulaşacağı tahmin ediliyor. Öte yandan obezite sonucunda meydana gelen hipertansiyon, reflü, yağlı karaciğer ve siroz obezite ile ilişkili hastalıklardan sadece birkaçını oluşturuyor.
SİROZA YOL AÇIYOR
Tip 2 diyabet heterojen bir hastalıktır ve kesin sebepleri net olarak ortaya konulamamıştır. Obez bir kişinin diyabet olma riski zayıf bir insana göre 90 kat daha yüksektir. Diyabetik hastaların sadece yüzde15’i zayıf hastalardır. Obez diyabetik hastalar, az da olsa kilo verdiklerinde bile şekerleri çok daha iyi kontrol edilebilmektedir. Obezite nedeniyle ameliyat edilen diyabetik hastaların diyabetlerinde ve obezite bağlı hipertansiyon, hiperlipidemi (kanda çeşitli yağların yüksekliği) ve uyku apnesi (uykuda nefes durması) gibi yandaş hastalıklarda da önemli düzelmeler olmaktadır.
Diğer önemli hastalık ‘Yağlı Karaciğer Hastalığı’dır… İnsülin direnci olan kişilerde karaciğerde biriken yağ aynı alkole benzer bir etki yapıp kronik karaciğer hastalığı ve tedavi edilmezse siroza yol (karaciğer yetersizliği) aşabilmektedir.
KİLO VERMEK ETKİLİ BİR YÖNTEM
Diyabet ve yağlı karaciğer hastalığı tedavisinde kilo verme ise çok etkili ve maliyeti çok düşük bir tedavidir. Diyetisyen yardımı ile yapılacak diyet ve egzersiz programı son derece faydalı sonuçlar vermektedir. Bir diğer yöntem obezite ameliyatlarıdır. Bu tedaviler sonucunda kilo vermenin yanı sıra hastalarda insülin direnci de azalır.
OBEZİTEYE BAĞLI HASTALIKLAR
Diyabet. Yağlı karaciğer hastalığı
Siroz. Uyku apnesi.
Reflü Hastalığı, endometrium Kanseri
REFLÜ NEDİR?
Pek çok insanda yemekten sonra hazımsızlık, ekşime ve yemek borusunda yanma yakınmaları mevcuttur. Bu rahatsız edici durum yemek borusuna ve hatta ağıza kadar gelen yemek ve mide asidi ile belirgindir. Bu durum bazı kişilerde geçici olup, belli bir sürede ortadan kalkar. Ancak bazı kişilerde de oldukça rahatsız edici, sık sık oluşan ve oldukça ağrılı bir hastalık halini alır. Bu hastalığı “Gastroözofageal reflü” olarak adlandırıldı. Toplumda oldukça sık oranda gözlenen bir hastalıktır.
REFLÜNÜN BELİRTİLERİ NELERDİR?
En sık belirtisi göğüste yanmadır. Bazı insanlar bu yanmayı midesinde, boyunda, omuzlarda ya da hatta sırtta ve kolda dahi hissedebilir. Kalp ağrısından bazen ayırt edilemez. Genellikle bu nedenle doktora başvururlar.
TİP 2 DİYABET NEDİR?
Erişkinlerde görülen diyabet türüne (şeker hastalığı) Tip 2 diyabet denir. Pankreas insülin üretir, fakat insülin direnci nedeniyle vücut bunu gerektiği gibi kullanamaz. Daha çok 40 yaş üzerindeki kişilerde ortaya çıkar.
İNSÜLİN DİRENCİ NEDİR?
Az yiyor ama kilo veremiyorsanız… Yeterli yeseniz de çabuk acıkıyorsanız… Sık sık tatlı yeme isteğiniz varsa… İşte tüm bunların sebebi insülin direnci olabilir. İnsülin direnci son yıllarda sık görülen bir rahatsızlıktır. İnsülin direnci, Tip 2 diyabetin gelişmesine zemin hazırlayan önemli bir sorundur. Şeker yani glikozu enerji olarak kullanabilmemiz için insülin hormonuna ihtiyaç vardır. Pankreastan salgılanan ve karaciğer, kas, yağ dokusu gibi dokularda insülin hormonuna karşı duyarsızlık gelişmesi sonucu insülin direnci oluşur.
İNSÜLİN DİRENCİNİN BELİRTİLERİ?
Kontrolsüz kilo artışı, kilo vermede zorluk, sık tatlı yeme isteği, yemek sonrası sık acıkma, yorgunluk hissi, bel çevresinin giderek genişlemesi, karaciğerde yağlanma ve kadınlarda adet düzensizlikleri.
