Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Finans Merkezi Açılış Töreni’nde açıklamalarda bulunuyor.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satırlar şu şekilde:
Artık son 3 gününün içinde olduğumuz Ramazan-ı Şerifinizi tebrik ediyorum. Deprem bölgesindeki kardeşlerimizi ihmal etmeden yatırımlarımıza hız veriyoruz. Milletimizi hayalleriyle buluşturmayı sürdürüyoruz. Bugün de İstanbul Finans Merkezinin ilk etabının açılış heyecanını yaşıyoruz. Küresel finansın merkezi de daha batıdan doğuya doğru kayıyor. Jeopolitik konumumuz yeni fırsatlar açıyor. İstanbul’ın geçmişte olduğu gibi günümüzde de doğuyla batı arasındaki finansla bağı kurma ponatsiyeline sahip.
“Merkez Bankası’nı İstanbul’a taşıyacağız” dedik önümüze çıktılar. “Ziraat Bankası’nı İstanbul’a taşıyacağız” dedik önümüze çıktılar. İktidara geldiğimizden birkaç yıl sonra bu müjdeyi vermiştik. Demiştik ki, bizler İstanbul’u dünyanın sayılı finans merkezi haline getireceğiz. Tarihte İstanbul nasıl finans merkeziyse günümüzde de öyle olacak. İstanbul Finans Merkezi vizyoner bir projedir. Ülkemizin lokomotif kuruluşlarını İstanbul’a taşımaya karar verdik. İstanbul Finans Merkezi yerli ve yabancı kuruluşların faaliyet göstermesiyle ülkemiz ekonomisine ciddi katkı sağlayacaktır.
İstanbulumuzun Avrupa Yakası’ndan sonra Anadolu Yakası ayrı bir zenginliğe kavuşmuştur. Bu merkez üç kıtanın buluşma noktası olan İstanbul’da yeni bir finansal ekosistem oluşturacaktır. İstanbul Finans merkezi, uluslararası sermaye akışını kolaylaştırarak, yatırım çekmemizi de kolaylaştıracaktır. Türkiye yıllardır dışlandığı bir alanda artık ben de varım diyebilme iradesi ve cesareti göstermiştir.
14 Mayıs mesajı
Malumunuz ülkemiz 14 Mayıs tarihinde yapılacak bir seçim sürecinde bulunuyor. 27 gün sonra, hem kendimizin hem evlatlarımızın geleceği için çok kritik bir karar vereceğiz. İki farklı anlayış arasında mühim bir tercih yapacağız. Seçim dönemleri, siyasetçilerin ve partilerin kantara çıktığı günlerdir. Heybede ne varsa ortaya döküldüğü zamanlardır. Millet herkesin çapı hakkında bir kanaate varır.
2002 öncesi Türkiye’yi bilen insanlarımız, demokratik ve ekonomik kazanımlarında geriye gidişe müsaade etmeyecektir. Ömrünün 40 yılında meydanların nabzını tutan bir siyasetçi olarak, sandığın renginden en ufak bir şüphe duymuyorum. Üzülecek söylemek isterim ki muhalefetin ülkemizi yönetecek hiçbir vizyonunun olmadığı ortaya çıkmıştır. Geçmişte milletimizin neden yoksulluğa mahkum edildiğini de göstermiştir. Her şeyi bedava verme. Batılı tefecilerden 300 milyar dolar dilenme. IMF reçetelerine teslim olma gibi sayısız abuk subuk vaadi burada konuşmaya değer bulmuyorum.
Hedefinde yine Kılıçdaroğlu var
İngiltere’den 300 milyar dolar getirecekmiş demek ki tefecilerle anlaştı, tefecilerden söz aldı. SSK’yı batıran bu değil mi. Savaş Ay hayatta olsaydın da bunları milletimize yine gösterseydin? Bay bay Kemal diyor ki yap-işlet-devret nedir? Ya öğrenemediysen ben ne yapayım bir de seninle mi uğraşacağım? Aç öğren. Milletimiz de muhalefetin içine düştüğü trajikomik durumu kah gülerek kah üzülerek izliyor. Meydanlarda iki anahtar vaadiyle dolaşanların, kendini elindeki anahtarlardan da ettiğini unutmaz. Bu millet sabah akşam ahkam kesen IMF çantacılarının ülkeyi, geride bırakacak vaatlerini çok iyi bilir.
Yedili masanın etrafında olanlar var ya onlardan bir tanesi de Davos’tayız. Davos’ta Kahn IMF’in başında, onla görüşme yapıyoruz. Kendisine dedim ki, ikide bir adamları gönderiyorsunuz ve bunlar Türkiye’yi idare etmek adına konuşuyorlar, taksitlerinizi alıyor musunuz? Türkiye’yi idare etmek bana aittir. 23,5 milyar dolar IMF’e borcumuz var. 2013’e kadar IMF’e ödemeleri yaptık, bitirdik, daha sonra ne oldu. Şu anda CHP’nin sözcüsü zat ve bir de ortağı olan bir ara hazinin başında olan zat kapalı kapıların ardında otellerde oturup IMF adına pazarlık yaptılar. IMF’ten destek almadan bu işi yürütemeyeceksiniz diye.
Ekonomide sıkıntı varmış, yok, biz gayet iyi yolumuza devam ediyoruz. MB’nin de Döviz rezervi 22,5 milyar dolardı. Başbakanlık dönemimde 135 milyar dolara çıkardık. 2013’te IMF ile ilişiği kestik, merkezin döviz rezervi arttı, şu anda da ihtiyacımız yok. Ülke hazinesi tam takır olduğu için IMF’ten alınan borçlarla memur emekli maaşlarının ödendiğini bu millet unutmaz. SHP, CHP dönemleriydi, millete çok çile çektirdiler çok. Geçmişte SSK’yı nasıl batırdığını, millet bunların ülkeyi nasıl soyup soğana çevirdiğini asla unutmaz. 90’lardaki popülist söylemlerin ülkeyi nasıl çöküşe götürdüğünü bu millet unutmaz.
‘Soğan’ çıkışı
Şimdiye kadar ülkemizde hiçbir siyasetçi ‘millet yol mu yiyecek’ demedi. Lafa bak. Önünde de ‘Prof’ yazıyor. Profesörler kızmasın, köprü, otoyol mu yiyecek. Soğandan patatesten haber ver. Sen ne soğanın tadını bilirsin ne de soğanı masaya koyup dağıtamazsın. Ekonomi cahili eser ve hizmet düşmanı olmuşlardır. Dünyayı az buçuk takip eden kimse böyle bir cümle kurmaz. Köprü, viyadük, havalimanları olmasaydı biz Türkiye’nin bir ucundan diğer ucuna nasıl giderdik.
Beni üzen bir şey daha var. Her şeyden önce yol yenebilen meta değildir, bunu bilesin bay profesör. Yol yenmez ama yol sayesinde üretim olur. Üretici mahsulünü satar, turist seyahat eder, nakliyeci malzeme taşır. Yol sayesinde yatırım gelir, sanayi gelişir, istihdam oluşur. 85 milyon birbirine kavuşur, helal rızk götürür. Ekonominin, üretimin, sanayinin belkemiğidir. Yol medeniyettir diyoruz. 25 yıldır ülkemizin ulaşım altyapısına yatırım yapıyoruz. Beyefendiler şunu bilmesi lazım, bu domates de patates de bu yollardan gidiyor. Yollar olmasaydı tüketicinin olduğu yere ulaştıramazdık.