14. Ege Kadın Buluşması 18-19 Mart 2023 tarihlerinde Denizli ’de, kadının medeni haklarının tartışmaya açıldığı, boşanma güvencesi olan nafaka hakkının süreye bağlanmak suretiyle kaldırılmak istendiği, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Yasa’nın siyasette pazarlık konusu edildiği, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılmasına karar verildiği, inanç ve ibadet özgürlüğünün sorgulandığı, deprem bölgesinde kadınların ve çocukların en temel ihtiyaçlarının dahi giderilemediği ve şiddete uğradığı bir süreçte gerçekleşmiştir.
Ege’nin sekiz ilinden kadın ve çocuk hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın emeğinin değerlendirilmesi alanlarında ulusal, bölgesel ve yerelde çalışma yapan sivil toplum örgütlerinden, yerel yönetimler, barolar ve üniversitelerden oluşan toplamda 102 bileşenimizin temsilcisi olan 202 kadın katılmıştır.
İşbirlikleri için Bozkurt ve Merkezefendi Belediyeleri ile Denizlisporlu Kadınlar Derneği ’ne destekleri için Balçova, Buca, Çiğli, Efeler, Konak, Serinhisar ve Turgutlu Belediyelerine teşekkür ederiz.
Katılımcıların verdiği önergeler üzerine yapılan oylamada 15.Ege Kadın Buluşması’nda Koordinatörlüğe Av. Nazlı YOLAÇ,
15. Ege Kadın Buluşması İl Sekreteri olarak da;
*İZMİR: Şengül BAYSAK
*DENİZLİ: Fikret ÇINAR
*KÜTAHYA: Münüre Kara
*UŞAK: Hatice ATALAN
*MUĞLA: Yüsra MİSKİOĞLU
*MANİSA: Hacer ÖZ
*AFYONKARAHİSAR: Şerife AKSOY ÜNAL
*AYDIN: Gülsevil ERGÜNOĞLU seçilmiştir.
14. Ege Kadın Buluşması’nda sekiz başlık altında kurulan atölyelerde kadın ve çocuk sorunlarını değerlendirerek çözüme ilişkin taleplerimizi belirledik, ortaya çıkan sonuç bildirgesini siz değerli basın mensupları aracılığıyla Ege’nin sekiz ilinde eşzamanlı olarak kamuoyu ile paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.
ANAYASA ve İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
Başta STK’lar olmak üzere ilgili tüm kesimlerin katılımı olmadan ve özgür bir tartışma ortamı yaratılmadan anayasa ve yasa değişiklikleri yapılmamalıdır. Bugün sorun uygulamadadır.
“Başörtüsüne güvence” adı altında kabul ettirilmeye çalışılan 41. madde değişiklik teklifi, başörtülü ve başörtüsüz tüm kadınların kıyafetleri üzerinden eğitimden çalışma hakkına dek tüm temel haklarını yok edebilecek tehlikeler taşımaktadır. Anayasal laiklik ilkesine açıkça aykırıdır.
Laiklik, bilimselliğin, inanç ve ibadet özgürlüğünün güvencesidir. Laiklik ilkesine dokunulmamalıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı tüm din ve inançlara eşit mesafede olmalıdır. Dinin siyasi ve ekonomik güç olmasının, birtakım din adamlarınca kişisel zenginlik ve siyasi nüfuz amaçlarıyla kullanılmasının önüne geçilmelidir.
İnanç ve ibadet özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. maddesine uygun olarak düzenlenmelidir. Kamu güvenliği, genel sağlık, genel ahlak gibi nedenlerle demokrasiyi ve hakkın özünü sınırlamamak koşuluyla inanç ve ibadet özgürlüğüne karışılmamalıdır.
Yetişkin kadınların başörtüsü konusu, öncelikle kadınların dayanışması sonucunda çözülmüştür. Çözülmüş bir konunun, erkekler tarafından yeniden ve yeniden siyaset malzemesi haline getirilmesi kabul edilemez. Anayasalar kıyafet yönetmelikleri değildir, kadınların kıyafetleri ile ilgili düzenlemelerin anayasalarda yeri yoktur.
Temel haklar referanduma sunulamaz.
Anayasal eşitlik ilkesi tartışmaya açılamaz, ailede her konuda eşitlikten vazgeçilemez, erkeğin aile reisliği geri getirilemez.
Medeni yasa devre dışı bırakılarak, cümle oyunları ile erkek çok eşliliğinin önü açılamaz.
Herkes istediğiyle evlenebilmelidir. Evlilik eşitliği ilkesi, LGBTİ+ evliliklerini de kapsamalıdır. Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği hiçbir alanda bir ayrımcılık nedeni olmamalıdır.
Özgür ve katılımcı bir yasa yapma ortamını sağlayacak siyasi reformlar yapılmadıkça;
Yasalara dokunma, değiştirme, uygula
Anayasaya uymayanlar anayasa yapamaz
Toplumun özgür ve aktif katılımı olmadan anayasa yapılamaz Demeye devam edeceğiz.
İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya devam edeceğiz.
Türkiye’nin sözleşmeden çıkışı ile ilgili davalar Danıştay’da sürüyor. Türkiye’nin sözleşmeye tekrar taraf devlet olması için hukuki ve siyasi mücadelemiz sürüyor, sürecek.
Ancak Anayasa’nın 90. Maddesi ve halen yürürlükte olan sözleşmenin 6251 sayılı onay yasası nedeniyle İstanbul Sözleşmesi’nin hükümleri yasa olarak halen yürürlükte ve iktidar ya da yerel yönetim, herkesin yasayı uygulaması gerekiyor. Sözleşmede de belirtildiği gibi, şiddetle mücadelenin yolu hayatın her alanında kadın erkek eşitliğinden geçiyor.
Anayasa’nın 90. Maddesi, 6251 sayılı onay yasası ve 6284 sayılı şiddet yasasında da belirtildiği gibi İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir ve her alanda etkin bir biçimde uygulanması sağlanmalıdır.
6284 sayılı şiddet yasasına dokunulmamalı, yasa ile ilgili tüm mekanizmalara yasayı sahiplenen profesyoneller atanmalı ve yasa etkin bir biçimde uygulanmalıdır.
Eşitliğin sağlanması ve şiddetin önlenmesi için tüm bakanlıklar arasında koordinasyonu sağlama görevi de olan bir Kadın ve Eşitlik Bakanlığı acilen kurulmalı, yeterli bütçe ve kadro verilmelidir.
İstanbul Sözleşmesi’ndeki profesyonellerin eğitimi maddesi de dahil tüm maddelerinin uygulanması gerekiyor. Bu profesyonellerin eşitlik bilincinin olması, anadil, cinsel yönelim gibi alanlarda ayrımcılık yapılmamalı medya ve spor kulüplerinde toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmalıdır.
KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE İÇİN ACİL UYGULANMASI GEREKEN BÜTÜNLÜKLÜ POLİTİKALAR
1- Eşit yurttaşlık hakkımızı aşındırmaktan vazgeçilmeli, eşit temsil sağlanmalıdır.
Uluslararası sözleşmelerle ve yasalarla güvence altına alınan eşit yurttaşlık haklarımız yokmuş gibi davranılmamalı,
Eşitliğe, demokrasiye ve temel insan haklarına dayalı bir hukuk devleti olmanın gereği, toplumsal cinsiyet eşitliği sağlanmalı ve kimseye cinsiyeti, cinsel yönelimi ya da cinsiyet kimliği nedeniyle ayrımcılık yapılmamalı,
Kadınların hayatın her alanında eşit temsilini sağlamak eşitliği hayata geçirmek için somut adımlar atılmalı
2- Kazanılmış haklarımızı gasp etme girişimlerine derhal son verilmelidir.
İstanbul Sözleşmesi etkin bir şekilde uygulanmalı,
6284 Sayılı şiddetle mücadele yasasına yönelik saldırılar durdurulmalı ve yasa etkin uygulanmalı,
Kadın ve Eşitlik Bakanlığı derhal kurulmalı,
Nafaka hakkına ilişkin değişiklik önerileri ve daraltıcı yöndeki uygulamalardan vazgeçilmeli,
Çocuk istismarcılarının affı başta olmak üzere çocuk yaşta, zorla evlilikler engellenmeli,
Medeni Kanun’da düzenlenen miras hakkı, velayet hakkı, boşanma sürecindeki mal paylaşımı hakkı gibi hakları aşındırmaya yönelik girişimler engellenmeli
3- Evde, işte, sokakta, tüm toplumsal yaşamda şiddetsiz bir yaşam sürme hakkımız için acil eylem planı uygulanmalıdır.
Her 200 bin nüfusa en az bir cinsel şiddet kriz merkezi kurulmalı,
7/24 çalışacak etkin bir Alo Şiddet Hattı açılmalı,
KADES uygulamasının ücretli internete ihtiyaç duyulması nedeniyle etkin kullanılamamasının önündeki engeller kaldırılmalı,
Nüfusu 100.000’in üzerindeki belediyeler konukevi açma zorunluluğuna uymalı,
Her mahalleye kreş, yaşlılar ve engelliler için bakım hizmetleri veren kurumlar açılmalı
Şiddete uğrayan kadınların bağımsız bir yaşam kurmak için ihtiyaç duyduğu barınma, eğitim, sağlık, istihdam olanakları sağlanmalı
4- Eğitim eşitlikçi, ayrımcılıktan uzak, bilimsel, laik, parasız hale getirilmelidir.
Eğitimde eşit muamele ve eşit fırsatlar sunulmalı,
Müfredat ve okul ortamı cinsiyetçi normlardan, kalıp yargılardan arındırılmalı,
Her çocuğun kişisel becerilerinin geliştirilmesine, özgürce seçimler yapmasına fırsat verilmeli,
Özellikle kız çocuklarını örgün eğitimin dışına iten, çocuk yaşta evlendirmelerin ve çocuk işçiliğinin önünü açan 4+4+4 parçalı eğitim sistemine son verilmeli,
Eğitim müfredatı eşitlikçi, insan haklarına saygılı, ayrımcılıktan arındırılmış bir içerikte, toplumsal cinsiyet eşitliğini gözeten, bilimsel yaklaşımlarla hazırlanmalı.
5- Eşit istihdam, işyerinde kreş açılması ve iş yaşamında şiddeti ve tacizi önleme mekanizmaları için etkin politikalar uygulanmalıdır.
Bakım hizmetleri kurumsallaştırılmalı, yaygınlaştırılmalı
Cinsiyet ayrımcılığı yapmadan her işyerine ve her mahalleye ücretsiz kreşler açılmalı
Cinsiyetçi kalıp yargılarla mücadele eden zihniyet değişimi yaratılmalı
İş yerinde şiddeti ve ayrımcılığı önlemek için etkin politikalar uygulanmalı ILO 190 imzalanmalı,
6- Gerek yerinden edilme nedeniyle başka şehirlere yerleştirilen gerekse de afet bölgesinde kalan, afetten etkilenen kadınların şiddete maruz kalmaması için toplumsal cinsiyet eşitliği bakış açısıyla acil önlemlerin alınması gerekmektedir.
Afet sürecinde görev alan tüm personel toplumsal cinsiyet bakış açısı ile hizmet sunması için toplumsal cinsiyet eğitimlerinden geçirilmeli, bu eğitimleri almamış olanlar sahada görevlendirilmemeli,
Geçici ya da kalıcı barınma yerlerinde kadın ve çocukların güvenliği için aydınlatma dahil her türlü önlem alınmalı,
Tahliye edilen sığınakların yerine depreme dayanıklı yeni sığınaklar açılmalı, sığınak ihtiyacı her şehrin yerelinde çözülmeli,
Cinsel sağlık ve doğurganlık haklarının göz önünde bulundurulması için gerekli sağlık taramaları yapılmalı, hijyen ürünlerinin öncelikli ücretsiz temini sağlanmalı,
Şiddetle mücadele merkezleri arasında iletişim, koordinasyon kurulmalı,
Sadece afetten etkilenen kadınlara 7/24 hizmet veren bir acil telefon hattı kurulup yaygınlaştırılmalı,
Geçici barınma alanlarında bağımsız çocuk koruma örgütlenmelerinin çalışma yapmasının önü açılmalı, çocukların iyileşme süreci için gerekli alan ve malzeme sağlanmalı, çocukların yaş ve eğitim durumlarına göre telafi eğitimleri alması sağlanmalı, çocuk yaşta erken ve zorla evlendirmeleri engellemek için önlem alınmalı
Hamile ve emzikli kadınların sağlık hizmetlerine mümkün olduğunca bulundukları yerde ve ücretsiz erişimi sağlanmalı, bunun için gezici sağlık ekipleri oluşturulup, sayıları arttırılmalı,
Düzenli sağlık taraması yapılmalı ve kadınların cinsel sağlık ve doğurganlık hakları ile ilgili bilgilendirme eğitimleri almaları sağlanmalı
Doğum kontrolü araçlarına ücretsiz erişimleri sağlanmalı, istenmeyen gebelikleri sonlandırmak isteyen kadınların devlet hastanelerinde sağlıklı kürtaj hakkına erişmeleri kolaylaştırılmalıdır.
Habere ait etiket tanımlanmamış.