Medicana International Ankara Hastanesi Üroloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Kenan Öztorun, idrar içerisindeki minerallerin kristalleşmesinin böbrek taşına yol açtığını belirterek, idrardan kan gelmesi, idrar yapma sıklığında artış, idrar yolu enfeksiyonu ve ağrılı idrar yapmanın böbrek taşının belirtileri arasında yer aldığını bildirdi.
Hastaneden yapılan açıklamaya göre Öztorun, en sık görülen böbrek hastalıkları arasında bulunan böbrek taşının belirtileri hakkında bilgi verdi.
Taşın idrar yolunu tıkaması nedeniyle ağrı görülebileceğine işaret eden Öztorun, “Ağrı genellikle sırt, karın veya göbek bölgesinde hissedilir ve idrar yapma sırasında ağrı artar. ‘Renal kolik’ adı verilen bu ağrı oldukça şiddetlidir. İdrardan kan gelmesi, idrar yapma sıklığında artış, idrar yolu enfeksiyonu ve ağrılı idrar yapma böbrek taşının belirtileri arasında sıralanır.” bilgisini paylaştı.
Böbrek taşı hastalığının tanısı için muayenenin önemini vurgulayan Öztorun, tanı konulması sürecine ilişkin şu ifadeleri kullandı:
“Hastalığa tanı koyma sürecinde kan ve idrar tetkikleri ile görüntüleme yöntemlerinden faydalanılmaktadır. Ultrasonografi, direkt grafi ve düşük dozlu ilaçsız ince kesit tomografi üriner sistem taş hastalığı tanısında kullanılan en sık ve önemli radyolojik görüntüleme yöntemleridir. Bazı özel durumlarda kontrastlı görüntüleme tetkikleri, böbrek fonksiyonu ve idrar kanalı darlığı konusunda şüphe varlığı durumunda da sintigrafik incelemelere başvurmak gerekebilmektedir.”
Şok dalgası tedavisi yaklaşık 40 dakika sürüyor
Böbrek taşı rahatsızlığının, vücut dışı şok dalga tedavisi ve açık operasyonlar ve lazer uygulaması başta olmak üzere, birbirinden farklı yöntemlerle tedavi edilebileceğini kaydeden Öztorun, çapı 2 santimden küçük olan taşlar için en uygun tedavi yöntemlerinden birinin vücut dışı şok dalga tedavisi olduğunu belirtti.
Öztorun, bu işlem sırasında, böbreğe, ciltte herhangi bir kesi veya delik aracılığıyla girilmediğini belirterek, “Vücut dışı şok dalga tedavisi yaklaşık 40 dakika sürüyor, özellikle çocuk hasta grubunda etkinliği oldukça yüksek.” değerlendirmesini yaptı.
Lazer ile kapalı taş ameliyatının da kesi ya da delme işlemi gerektirmeyen operasyonlar arasında yer aldığına dikkati çeken Öztorun, şu ifadeleri kullandı:
“Küçük bir teleskop yardımıyla idrar yoluna girilerek üretra ve mesaneye geçiliyor. Üreteroskopik taş cerrahisinde böbrek ile mesane arasında yer alan idrar kanalında (üreter) taşın lazer ile kırılarak temizlenmesi gerçekleştirilir. Lazer ile kapalı böbrek taşı ameliyatında ise esnek üreterorenoskop ile böbrek içerisinde yer alan taş lazer aracılığıyla kırılmaktadır.”
