Dünya genelinde artan faiz oranları ABD ve Avrupa’da bankaları olumsuz etkilerken, hafta boyunca bankalara ilişkin haber akışı pay piyasalarında sert hareketlerin yaşanmasına sebep oldu.
ABD’de Silikon Vadisi Bankası (SVB) ve Signature Bank’ın iflasıyla başlayan süreç Avrupa’da İsviçre merkezli Credit Suisse bankasının en büyük ortağı Suudi Ulusal Bankası’nın sermaye artırımı yapmayacaklarını duyurmasıyla daha da şiddetlendi.
Söz konusu haber akışıyla Credit Suisse’in hisse fiyatında yüzde 30’a varan düşüşler görülürken, İsviçre Merkez Bankası, krizin önüne geçmek için 54 milyar dolarlık yardım paketi açıkladı.
ABD ise ABD Hazine Bakanlığı, ABD Merkez Bankası (Fed) ve ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC), bankacılık krizinde adı geçen bankalardan biri olan First Republic Bank’ın 11 büyük bankadan 30 milyar dolarlık mevduat aldığını duyurdu.
Söz konusu gelişmelerin piyasalardaki risk algısını bir süreliğine yatıştırdığı görülse de haftanın son işlem gününde krizin henüz bitmemiş olabileceğine yönelik endişelerle pay piyasalarındaki satış baskısı güç kazandı.
Para politikalarına ilişkin belirsizlikler geçen hafta önemli oranda artarken para piyasalarındaki beklentilerde de ciddi oynaklık ortaya çıktı.
Fed’in gelecek hafta alacağı para politikası kararlarına ilişkin fiyatlamalarda yüzde 62 ihtimalle 25 baz puanlık faiz artışına gidileceği tahmin edilirken, yüzde 38 ihtimalle de bankanın faiz artırmayacağı öngörülüyor.
Analistler, bankanın para politikası adımlarının yanı sıra Fed Başkanı Jerome Powell’ın açıklamalarının da oldukça önemli olduğunu kaydederek, gelecek dönem para politikasına yönelik ipuçlarının piyasaların yönü üzerinde etkili olacağını söyledi.
Tahvil piyasalarında söz konusu risklerle birlikte alış ağırlıklı bir seyir izlenirken, ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 55 baz puan gerileyerek yüzde 4,40’a indi
Emtia fiyatları söz konusu haber akışıyla karışık bir seyir izlerken, Brent petrolün varili geçen hafta yüzde 12 değer kaybıyla Nisan 2020’den bu yana en sert düşüşünü kaydederek, haftayı 72,5 dolardan tamamladı.
Artan risk algısıyla güveni liman arayışındaki yatırımcılardan destek bulan altının ons fiyatı ise haftalık yüzde 6,5 değer kazancıyla 1.988 dolara çıktı.
ABD’de Fed haftası belirsizliklerle karşılanıyor
ABD’de pay piyasaları geçen hafta karışık bir seyir izlerken, Fed’in çarşamba günkü kararları ve Powell’ın toplantı sonrası yapacağı açıklamalar dünya genelinde yatırımcıların odağına yerleşti.
Geçen hafta ülkede açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) verileri enflasyonda düşüş eğiliminin devam ettiğine işaret ederek risk iştahını desteklese de haftanın devamında açıklanan verilerde enflasyon baskısının bir süre daha yapışkan kalabileceği sinyali endişeleri artırdı.
Buna göre, ABD’de TÜFE şubatta aylık yüzde 0,4 ve yıllık yüzde 6 artarak piyasa beklentilerine paralel gerçekleşti. Ülkede ÜFE ise şubatta aylık bazda yüzde 0,1 azalırken, yıllık bazda yüzde 4,6 artışla beklentilerin altında gerçekleşti.
ABD’de konut başlangıçları, şubatta yüzde 9,8 artışla 1 milyon 450 bine yükselerek beklentileri aşarken, ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı, 11 Mart ile biten haftada 192 bine gerileyerek öngörülerin altında kaldı.
Bu gelişmelerle, geçen hafta New York borsasında, S&P 500 yüzde 1,43 ve Nasdaq endeksi yüzde 4,41 değer kazanırken, Dow Jones endeksi yüzde 0,15 geriledi.
20 Mart ile başlayan haftanın veri takviminde, salı ikinci el konut satışları, perşembe Chicago ulusal aktivite endeksi ve yeni konut satışları, cuma ise dayanıklı mal siparişleri ile imalat sanayi ve hizmet sektörü Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri takip edilecek.
Avrupa’da ECB piyasalardan korkmadı
Avrupa borsalarında geçen hafta satış ağırlıklı bir seyir öne çıkarken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) piyasalardaki karışıklıklara karşın üç temel politika faizini 50’şer baz puan artırdı. Avrupa’da ECB Başkanı Christine Lagarde’ın salı ve çarşamba günü yapacağı açıklamalar yatırımcıların odağına yerleşti.
Bankadan yapılan açıklamada, enflasyonun çok uzun süre çok yüksek seviyelerde kalacağının tahmin edildiği kaydedilerek, piyasalardaki belirsizlikler nedeniyle kararların veri odaklı alınmaya edileceği bildirildi.
Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan Lagarde, bankacılık krizine ilişkin sorulara, finansal istikrarı korumak için ellerinde önemli araçlar bulunduğu ve gerekmesi halinde bunları kullanmaktan çekinmeyecekleri şeklinde cevap verdi.
Fiyat istikrarı ile finansal istikrarın farklı araçlarla idare edilebileceğini belirten Lagarde, para politikasına ilişkin belirsizlikler nedeniyle bankanın makroekonomik veri akışını yakından izleyeceğini ifade etti.
Analistler, Avrupa özelinde bankacılık sektörüne ilişkin endişelerin güçlü kalmaya devam ettiğini belirterek, Credit Suisse’in satılabileceğine yönelik haber akışının yakından takip edildiğini ifade etti.
Geçen hafta İngiltere’de FTSE 100 endeksi yüzde 1,01, Almanya’da DAX endeksi yüzde 1,33, Fransa’da CAC 40 endeksi yüzde 1,43 ve İtalya’da MIB 30 endeksi yüzde 1,64 geriledi.
Gelecek hafta pazartesi, Almanya’da ÜFE ve Avro Bölgesi’nde dış ticaret dengesi, salı Almanya’da ZEW beklentiler endeksi, perşembe Avro Bölgesi’nde tüketici güven endeksi ve cuma bölge genelinde imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI verileri takip edilecek.
Asya bu hafta pozitif ayrıştı
Asya borsalarında geçen hafta alış ağırlıklı bir seyir öne çıkarken, dünya genelinde faizlerin beklenenden daha az yükseleceğine yönelik fiyatlamalar bölgede varlık fiyatlarını destekledi.
Çin Merkez Bankası (PBoC) hafta içinde 1 yıllık kredi faiz oranlarında değişikliğe gitmese de, piyasaya beklentilerin üzerinde likidite sağladı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ülkesinin kontrollü şekilde büyümesini destekleyeceklerini belirtirken, PBoC Başkanı Yi Gang’ın görevine devam edeceğinin duyurulması, mevcut politikaların devam edeceği şeklinde yorumlandı.
Öte yandan, Çin’de perakende satışlar yıl başından bu yana yüzde 3,5 artarak beklentilere paralel gerçekleşirken, sanayi üretimi yüzde 2,4 artışla öngörülerin sınırlı da olsa altında kaldı. Ülkede konut satışlarının da hızlanması konut sektörüne ilişkin endişelerin azalmasına sebep oldu.
ABD Başkanı Joe Biden, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüşmeyi planladığını bildirdi.
Analistler, iki ülke arasında son dönemdeki gerilim dikkate alındığında söz konusu ziyaretin piyasalarda olumlu karşılandığını dile getirdi.
Japonya’da çekirdek makine siparişleri yıllık yüzde 9,5 artışla beklentileri geride bırakırken, sanayi üretimi yıllık yüzde 3,1 geriledi.
Dünya genelinde tahvil faizlerindeki harekete paralel geçen hafta Japonya’nın 10 yıllık tahvil faizi yaklaşık 20 baz puan gerileyerek yüzde 0,30’a indi.
Söz konusu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,20, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,73, Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 1,64 ve Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 0,75 yükseldi.
20 Mart ile başlayan haftanın veri takviminde cuma günü Japonya’da TÜFE verileri takip edilecek. Japonya’da piyasalar pazartesi günü tatil nedeniyle kapalı olacak.
Yurt içinde gözler TCMB’ye çevrildi
Yurt içinde geçen hafta BIST 100 endeksi yüzde 4,61 düşüşle 5.136,44 puandan kapanırken, gelecek hafta gözler perşembe günkü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) para politikası kararlarına çevrildi.
Geçen hafta yurt içinde açıklanan verilere göre, Türkiye’nin cari işlemler hesabı, ocakta 9 milyar 849 milyon dolar açık verirken, altın ve enerji hariç cari işlemler hesabında 2 milyar 602 milyon dolar fazla oluştu.
Dolar/TL ise haftayı bir önceki haftalık kapanışın yüzde 0,3 üzerinde 19,0186’dan tamamladı.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye’nin kredi notunu “B” ve not görünümünü “negatif” olarak teyit etti.
Analistler, BIST 100 endeksinde teknik açıdan 5.100 ve 5.000 seviyelerinin destek, 5.200 ve 5.340 puanın ise direnç olarak öne çıkabileceğini söyledi.
Gelecek hafta yurt içinde perşembe günü ayrıca tüketici güven endeksi verileri takip edilecek.