Seçime katılabilecek partiler belirlendi. Tam 36 partinin yarışa kabul edildiği ilan edildi.
Müthiş bir ideolojik çeşitlilik göze çarpıyor. Faşistten goşiste, ayrılıkçıdan fütuhatçıya, Türkçüden ümmetçiye, yeşilden pembeye her görüş, her renk var.
İdeolojik yelpaze kanatlarının böyle çoğalmasını, kusurları pek çok olan demokrasimizin bir başarısı saymalıyız. Bölgesel temsil gibi ideolojik temsilin güçlenmesi temsili demokrasinin iyi işlemesini sağlar.
SİMETRİK PARTİLER
İdeolojik tayfın zenginliği kimseyi yanıltmasın: Bu kez seçimin ana eksenini ideolojik tercihler oluşturmuyor. Bu kez sistemi oylayacağız. Daha doğrusu tek adam sistemini. Daha bile doğrusu, tek adam Recep Tayyip Erdoğan’ı.
İdeolojik oyuncuların çok kalabalık olsa da, dar anlamda ideolojik olmayan, iki taraflı bir seçim yapacağız 14 Mayıs’ta. İlerici-gerici, dinci-laik, sağcı-solcu gibi ideolojik pozisyonun anlamsız olduğu bir seçim.
Bu kez ideolojik cepheler yok, ideolojinin bir kenara konduğu öbekler ya da gruplar var!
Her iki büyük öbekte de simetri kaygısı göze çarpıyor; etnik partiye etnik parti, dinci partiye dinci parti, milliyetçi partiye milliyetçi parti, vb. vb. O zaman geleneksel siyasal yaftalar etkisini kaybediyor; yobaz, din düşmanı, gerici, ilerici gibi. Tartışmanın başka platformlara çekilmesi gerekiyor…
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.