Anlaşma, 2030 yılına kadar gezegenin yüzde 30’unu koruma altına almayı ve gelişmekte olan dünya için yıllık 30 milyar dolarlık yardım sağlamayı taahhüt ediyor.
Zirve Başkanı Çin Çevre Bakanı Huang Rungiu tarafından duyurulan anlaşma kabulünün, Montreal’de gece geç saatlerde gerçekleştirilen genel kurul oturumunda sağlandığı öğrenilirken, anlaşmadaki 23 hedef arasında, çevreye zarar veren tarım sübvansiyonlarının kesilmesi, böcek ilaçlarından kaynaklanan risklerin azaltılması ve istilacı türlerle mücadele de yer alıyor. Gelişmekte olan ülkeler için daha fazla finansman talep ederek metni desteklemeyi reddeden Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin itirazının geri çevrildiği belirtilirken, çevreciler ise söz konusu metnin, Paris Anlaşması kadar değerli olduğunu savunuyor.
Tarihteki en büyük kara ve okyanus taahhüdü
Campaign for Nature’dan Brian O’Donnell anlaşmayı, “tarihteki en büyük kara ve okyanus koruma taahhüdü” şeklinde değerlendirirken, “Geyikler, deniz kaplumbağaları, papağanlar, gergedanlar, nadir eğrelti otları ve ağaçlar, kelebekler, vatozlar ve yunuslar, bu anlaşmanın etkili bir şekilde uygulanması halinde hayatta kalacak milyonlarca tür arasında yer alıyor” diyor. Çevrecilerin temel talebi olarak kabul edilen “yerli halkın” haklarının korunmasının da eklendiği metin, zengin ülkelerden gelişmekte olan dünyaya mali yardımlarını, 2025 yılına kadar yıllık 20 milyar dolara, 2030 yılına kadar ise yıllık 30 milyar dolara çıkarmalarını istiyor. Doğanın korunması amacıyla gelişmekte olan ülkelere yapılan mali yardımların 10 milyar dolar civarında olduğu ifade edilirken, Brezilyalı delege Braulio Dias, gelişmekte olan ülkelere daha fazla yardım için “kaynak seferberliği” için çağrıda bulundu.
Amerika Birleşik Devletleri Başkan Joe Biden’ın desteğine karşın, Cumhuriyetçi senatörlerin metni kabul etmemesi sebebiyle biyoçeşitlilik sözleşmesini imzalayan ülkeler arasında ABD bulunmuyor. Washington ise gelişmekte olan ülkelere yardımcı olmak için GEF’e ödeme yapanlar arasında yer alıyor. BM Biyoçeşitlilik Sözleşmesi’ne 1996 yılında taraf olan Türkiye ise 2024 yılında gerçekleştirilmesi planlanan BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 16. Taraflar Konferansı’na (COP16) hazırlanırken, 2024-2026 yılları arasında da sözleşmenin dönem başkanlığını yürüten taraf olacak