Türkiye’de sermaye piyasasının gelişmesi ve derinleşmesine yönelik en önemli etkinliklerden biri olan 6. Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi ‘Finansın Ötesi: Dünyanın Geleceğine Yatırım” temasıyla İstanbul’da gerçekleşti. Kongrede, Türkiye’de ve Dünya’daki yatırım alışkanlıklarından ve dijitalleşen yatırımlardan söz edilirken, özellikle sürdürülebilir finans, gelişen finansal teknolojiler ve yeni nesil fintech girişimleri üzerine yapılan açıklamalar dikkat çekti.
Finansın geleceğinde girişimcilik ekosisteminin etkisinin de konuşulduğu panelde söz alan Magnus Kurucu Ortağı Ercan Gümüş, sektördeki iş birliğinin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “İklimin, insanların, dünyanın sürekli değiştiği çağımızda yatırım artık sadece finansal olmaktan çıktı. Çağımızın yatırımları, geleceğimizi değiştirecek teknolojilere ve sürdürülebilir uygulamalar üzerine yoğunlaşıyor. Bu yılın gözde temaları sürdürülebilir finans, Web 3.0 teknolojileri ve girişim sermayeleri oldu. Girişimcilerin en önemli görevi korkuyu gidermek, güven ortamı tahsis etmek. Burada kurumlara çok iş düşüyor. Kurum, o girişime güvenerek markasını onun yayına koyduğu zaman güven tahsis etmiş oluyor ve birçok kapı işte o an açılıyor” dedi.
“Türkiye’nin borsa durumu avantajlı şekilde değerlendirilmeli”
Gümüş, sözlerine şöyle devam etti:
“Silikon Vadisi’nde her şey daha rahat ilerliyor çünkü orada yatırım almak, şirket büyütmek, satmak, çok olağan durumlar. Türkiye’de durumlar böyle değil. Daha bürokratik işliyor. Buradaki fintechler orayı hedefliyor. Çünkü Türkiye pazarı orada çok iyi bir mutfak olarak kullanılıyor. Türkiye pazarında gerçekleştirdiğimiz başarı hikayelerimizi pazarlıyoruz. Amerika’da, Avrupa’da, Japonya’da, İngiltere’de başarı hikayelerini anlattığınızda büyümek çok daha kolay oluyor. Güzel fintech girişimlerimiz var. Amerika’daki borsanın bulunduğu durumla Türkiye’nin borsa durumu avantajlı şekilde değerlendirilmeli. Ama iş birliği konusunda eksiklikler var. İş birliği konusunda da bu avantajı kullanabilmeli. Türkiye’de “Ben yapabilir miyim, bütün pasta benim mi olsa” gibi birçok noktada tıkanıyoruz.”