Çelik’in açıklamalarından satır başları şöyle:
Meclis’te yaptığı konuşmada yüce meclise saygısızlık yaptığı görülmektedir. Milletvekillerimize dönüp sizin nasıl vekil seçildiğinizi biliyoruz diyor. Evet bizim vekillerimiz nasıl vekil oldu herkes biliyor, seçildiler. Ama sizin nasıl genel başkan olduğunuz bellidir. Milletin iradesi ile seçilen vekillere bunu söylemesi milletle kavgadan başka bir şey değildir.
Bütün dünyada diktatörlerin bir özelliği vardır, diktatörler halktan korkarlar ve tankların arkasına saklanırlar. 15 Temmuz gecesi Sayın Cumhurbaşkanımız milli iradeye sahip çıktı ve kendisini öldürmek isteyen tankların arasından geçip geldi. Darbeci tanklar kime yol veriyorsa, diktatör odur. Kılıçdaroğlu tankları geçip, televizyondan seyretti. O darbeciler o gün kimi öldürmek istediler, Türkiye’nin seçilmiş cumhurbaşkanını öldürmek istediler.
Kılıçdaroğlu darbeye darbe diyemeyen birisidir.Türkiye’de diktatörlük olsaydı, Kılıçdaroğlu diktatörlük de diyemezdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş bu köklü partinin bu duruma düşürülmesi acıdır.
‘Karşımızda bir lig yok’
Zihni sinir projesiyle karşı karşıya kaldık. Bu toplantıda Türkiye’ye çare olabilecek projeler ortaya çıkmadı. Bu derece başarısız bir tabloyla karşı karşıya kalmak, bizim lehimize diye düşünebilir ama biz Türk demokrasisinin geleceği açısından da düşünerek bu derece niteliksizliği vahim olarak nitelendiriyor.
Yassı Ada kodlarından hala çıkamamak ve bunu milletin önüne şampiyonlar ligi diye getirmek kabul edilemez. Karşımızda bir lig yok.
Bir de siyasi açılım yaptılar. Anayasa değişikliği teklifi getirildi. Tamamen apolitik, siyaset karşıtı bir tablo ortaya çıkıyor. Millete verilen hakkı şeklen korumuşlar. Ama seçilen cumhurbaşkanına öyle sınırlamalar getirmişler ki… Hem halk seçecek hem hiçbir işlevi olmayacak. Ahmet Necdet Sezer ile Bülent Ecevit arasındaki krizi gördük. Devlet mekanizmalarını ikiye bölersiniz. Eski vesayeti ortaya çıkaracak bir tablo sunuyorsunuz.
‘Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı tarafsız kalmaz’
En vahimi de, bu söylemden vazgeçerler diye bekledik, diyorlar ki Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Cumhurbaşkanı’nı 6’lı masa yönetecek, 6’lı masa ile birlikte Türkiye’yi yönetecek. Türk devlet sisteminde ve anayasal düzende, 6’lı masa diye bir mekanizma yok. Bu paralel bir mekanizma olur. Cumhurbaşkanı ya da Başbakan seçilse bile, hayır diyorlar, 6’lı masa üzerinden geçecek. Bir Türk ruhbanlar konseyi gibi bir şey… Buna milletimizden herhangi bir teveccüh olmayacağına inanıyoruz. Bu Türkiye’nin önüne konulmuş bir vizyonsuzluktur. Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı tarafsız kalmaz.
Kayda değer tek bir değerlendirme çıkmadı. ABD’de Washington Post’ta PYD ele başına makale yazdırdılar. Bu DEAŞ ele başına makale yazdırmaktan farklı değildir. Bu askeri operasyonlarını yapmamız hem egemen bir ülke olarak, ülkemizin geleceği için zorunludur. Bunu yapmaktan vazgeçmeyeceğiz. Türkiye’nin askeri operasyonlarına karşı çıkanlar ne yaparlarsa yapsınlar. Biz mücadelemizi vermeye devam edeceğiz, yoksa sınırlarımızda terör devletleri kurulacaktır. Ülkemizi tehdit eden kim varsa vururuz.