Ama son dönemde, sanki İyi Parti, masayı CHP’ye dağıttırmaya çalışıyor gibi bir görüntü oluşmaya başladı. Hemen her gün özellikle CHP liderini hedef alan, dozu artarak devam eden eleştiriler karşısında, “İyi Parti’nin amacı ne? Kendisi dağıtmak istemediği için, masayı CHP’ye mi dağıttırmak istiyor?” sorusu sorulmaya başlandı.
“Masayı CHP dağıtmaya kalksın, kamuoyu baskısıyla masa dağılmasa bile, böyle bir durumda CHP kaybetsin ve biz kazanalım” mı denilmek isteniyor?
Bir muhalefet partisi, bir başka muhalefet partisine, üstelik altılı masada birlikte çalıştıkları bir partiye karşı neden bu kadar yoğun bir kampanya yürütür?
İyi Parti, CHP ile ilgili sorunlarını, aralarında yapabilecekleri görüşmelerle çözmek yerine, neden kamuoyu önünde tartışıyor?
İyi Parti, CHP ve Kılıçdaroğlu’nu hedef alan eleştirilerinin, sadece CHP ve Kılıçdaroğlu’na değil, altılı masaya güveni de sarstığının ve iktidarın kaybedeceği imajını tersine döndürmesine fırsat verdiğinin farkında değil mi?
Siyasi kulislerde, İyi Parti’nin amacının ne olduğuna yönelik bu benzeri çok soru tartışılıyor.
İyi Parti ve CHP arasındaki tartışmalar, daha muhalefetteyken, kendi aralarında anlaşamayan partilerin iktidara geldiklerinde, ülkeyi nasıl uyum içinde yönetebilecekleri sorusunun sorulmasına da neden oluyor. Macaristan’da, muhalefetin kendi içinde uyumsuz olmasının da seçimi kaybettirdiğine dikkat çekenler, İyi Parti’nin amacını kestirmeye çalışıyor.
İyi Parti’nin eleştirilerinin, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını engellemenin ötesinde, cumhurbaşkanı adayının İyi Parti’ye yakın bir isim olması ve mümkünse, Akşener’in aday yapılması olduğunu ileri sürenler de var. Bir başka yorum da, hazırlanacak protokolde, İyi Parti’nin önemli bir pay almak için müzakerede elini yükseltmek ve masanın liderliğini sağlamak amacında olduğu yönünde.
Köşe yazısının tamamını okumak için