TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan Devlet Bahçeli’nin satır başları şöyle:
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk 84 yıl evvel irtihal etmiştir. Aziz Atatürk emperyalizmle vuruşa vuruşa, imparatorluğumuzun enkazı altında tomurcuklaşmış yeni Türk devletini ortaya çıkardı. Atatürk demek üstün nitelikli bir dava adamı demektir. Atatürk kurucu bir liderdir, ömrünü Türk milletine vakfetmiştir.
Türk devlet zincirinin halkaları kesinlikle birbiriyle iç içe geçmiştir. Gazi Mustafa Kemal hem Türk tarihinin, Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin asal paydası, ortak kıymetidir. Türk milliyetçiliği, Türkiye’nin bağımsızlığını temin etmekle kalmamış aynı zamanda demokratik yönetimi tesis gayretinin de temel taşı olmuştur.
10 Kasım matem günü değil, yaşanmış onca hadisenin bir idrak günüdür. Atatürk’ün kurduğu partinin hasbelkader başında oturan zatın bile isteye sömürgecilerin eline düşmesi, siyasi koloniye dönüşmesi maalesef Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş esaslarına tümüyle itiraz hatta ihanettir. Mustafa Kemal Atatürk tam bağımsızlık düşkünü, anti emperyalist karakterli bir asker, milletine sevdalı bir siyaset ve devlet adamıdır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetleri MHP ve Cumhur İttifakı’ndadır. Bu milli emanetlere asla leke sürdürülmeyecektir.
Cumhuriyete yıkım projesi diyen arsız ve ahlaksız bölücüler inanıyorum ki milletin iradesiyle yıkılacaklar ve hesap verecekler, Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.
Bizim için milli hafızada yer etmiş her toprak parçası vatandır ve öyle de kalacak. İlelebet nesilden nesile bir dua gibi anlatılarak intikal edecek ve yaşatılacaktır. Artık sızlanmaya gerek yoktur. Türk milleti belini doğrultmuş, daha güçlü bir şekilde silkinip kalkmayı bilmiştir. Dünyanın konuştuğu bir Türkiye tablosu, değer biçilemeyen bir resim gibi karşımızdadır. Mağdurların sesi olan bir Türkiye gerçeği, hepimizde kibre varmayan bir gurur yaşatmaktadır. Ülkemiz doğuyla batı, kuzeyle güney arasında uzadıkça uzayan bir köprü, kucaklaşma sahası, bir yardımseverlik şahikası olarak sivrilmiştir. “
Tahıl koridoru
Türkiye’nin yapıcı arabulucuğuyla, Rusya’nın iyi niyetli tutumuyla çok şükür açlar doyurulacak, ihtiyaçlar giderilmiş olacaktır. Tahıl koridorunaki ısrar ve iradenin, Rusya- Ukrayna arasındaki müzakere ortamını da canlandırması, İstanbul’da kurulacak bir masada barışın yeşermesi samimi dileğimizdir.
Açılan koridordan bugüne kadar 10 milyondan fazla tahıl taşınmıştır. Bu miktarına aslan payını yüzde 47 ile AB ülkeleri alırken yüzde 13’lük kısmı Afrika ülkelerinin hissesine düşmüştür. Gıda fiyatlarındaki artış, enflasyondaki yükseliş dünyayı kavurmaktadır.
Türkiye tahılın ihtiyaç sahibi toplumlara ulaştırılması konusunda bütün ülkelere insanlık dersi vermektedir. Batı kendi karnını, kendi sofrasını düşünürken Türkiye komşusunun ne yiyip ne içtiğiyle ilgilenmekte, çare ve umut kalesi gibi yükselmektedir.
İnsan haklarını sözde değil özde ve samimiyetle savunan ülke Türkiye’dir. Türkiye doğal gazda inşallah merkez ülke konumuna gelecektir.
Cumhuriyetin yeni yüzyılın Türk ve Türkiye Yüzyılı olacağına candan inanıyoruz. Geride kalan yüzyılın karanlık ve kalpazan yüzlerine yeni yüzyılın bakir ve tertemiz sayfalarında dipnot olarak yer bulunmayacağına yürekten kaniyiz. Zaman Türkiye zamanıdır. Zafer ise Türk milletinindir, cumhurun yıldızlaşan bıçkın mücadelesiyle 2023 yılında lider ülke Türkiye ideali ile tezahür edecektir. Elbette yapacağız, hep birlikte yapacağız.
ABD ara seçimleri
ABD halkı, 36 eyaletin valisini seçmekle birlikte Temsilciler Meclisi’nin tamamını ve 100 sandalyenin 35’ini oylarıyla belirleyecektir. ABD, sosyal, ekonomik ve siyasi kördüğümün pençesindedir. Biz ABD’de yapılan ara seçimlerinden kimin kazanacağından çok, demokratik süreçlerin harfiyen işlemesini, sandık sonuçlarına saygı ve riayeti tavsiye ediyoruz.
Önümüzdeki yılların çok kutuplu dünya panoramasında ABD’nin parçalı ve zayıf güç yapısıyla küresel sahnenin dışına doğru itileceğini öngörüyoruz.
İsveç Dışişleri Bakanı’nın ülkesinin terör örgütü PKK – YPG ile arasına mesafe koyacağını söylemesi vaattir.
Çok şükür Türkiye kış konusunda çok rahattır. Aksini iddia edenler zillete düşen müfteriler korosudur. İsveç’te yapılan seçimlerden sonra kurulan hükümetin Türkiye’ye yönelik sıcak mesajları dikkatimizi çekmiştir. Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği meselesi, öne çıkan gündemlerimizden biridir. İsveç ve Finlandiya’nın hangi somut adımlar attıkları ve terörle aralarına nasıl sınırlar koydukları titizlikle incelenmesi gereken bir husustur.
NATO Genel Sekreteri’nin TBMM’de ne yapacağını, nasıl bir karar alacağını dikte etmesi bize göre edepsizliktir. Her defasında ifade ettiğimiz gibi hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Milletvekillerinin NATO Genel Sekreteri’nin beyanatıyla hareket etmesi milli iradenin yok sayılmasıdır. NATO, TBMM’nin üzerindeki bir organ değildir. Biz kararımızı alırken sadece ve sadece Türk milleti ne diyor ona bakarız. NATO Genel Sekreteri boyunu aşan sularda kulaç atmaktan vazgeçmelidir. İsveç ve Finlandiya’nın geçen haziran ayında imzalanmış Madrid muhtırası kapsamında kalıcı adımları varsa ve hükümetimiz bunu tespit etmişse mesele yoktur. Yok hala kuşkular yakın ve yoğunsa, Türkiye kurnazca oyalanıyorsa bilinsin ki İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği karşısında aşılamayacak bir millet iradesi olacaktır.
Adına zillet dediğimiz muhalefet partileri buhrandan buhrana sürüklendikçe milletine ve ülkesine iftiralarla saldırmaya geçim kapısı görecek kadar aşağılık bir seviyeye kapılanmaktadır.
Geldiğimiz bu aşamada sayıları 6 mı 7 mi 8 mi olduğu muamma hale gelen zillet ittifakı değerler anarşisine kapılmış, dedikodunun anaforuna düşmüştür.
Türkiye’nin en ciddi sorunu muhalefetin menfur ve gayrimeşru bir çizgide sabitlenmiş olmasıdır. Zillet ittifakı demokrasinin cellat başıdır.”