Ela EROZAN GÜRSEL
Singapur’da Yaratıcılık üzerine 25 yıldır çalışmalar yapan Frederik Haren, ufak çaplı bir Finlandiya girişimi olan Solar Foods’u keşfettiğinde ve sarı mucizevi tozun tadına baktığında, geleceğin tadına baktım diye yazmış Linkedin paylaşımına.
“Bu safran sarısı toz geleceğin en büyük problemlerinden biri olan açlığı yok etme gücüne sahip, bir yandan da bu büyük buluşun inovatörleri ürünlerinin potansiyelinin büyüklüğünü bir o kadar büyük bir tevazu içinde anlattılar ki, saygı ve hayranlık duymamak imkansız. Protein üretimi bir bilim kurgu filminden fırlamış gibi kabullerimizi zorlamakta: fotosentezden 20 kat et üretiminden 200 kat daha etkili bir biyosüreç. Biraz hava, biraz su, biraz elektrik ve de karşınızda 1 kg Solein!”
Havadan protein yaratmak inovasyondan çok, simyacılık veya sihirbazlık ürünü gibi görünebilir. Ancak dünya kaynaklarının kısıtlılığı, açlık sınırında insan sayısının günden güne artması ve iklim değişikliğinin etkileri yeni gıda teknolojilerinde beklentiyi yükseltiyor ve de yıkıcı inovasyonların çıtasını yükseltiyor.
Solar Foods’un yeni inovasyonu Solein bir hava proteini (air protein). Yani aslen ne bitki ne de hayvan. Doğada görülen mahsullere benzer ancak klasik şekilde hasat edilmeyen tek hücreli bir mikroorganizma. Fermantasyona benzer biyolojik bir süreç sonucunda karbondioksit, hidrojen ve oksijen gazlarıyla ve eser miktarlarda bir takım başka besinlerle beslenerek elde edilen Solein yepyeni bir protein kaynağı. İtalyan lokantalarında makarnanın veya pizzanın üzerine eklediğimiz parmesan peynirin toz halini andırıyor. Tüm ana aminoasitleri içeren bir protein tozu. Solein, piyasaya verildiğinde, et veya süt gibi mevcut protein ürünlerinin yerine, ya da atıştırmalık yiyecek ve içeceklere, makarna, ekmek ve benzeri yiyeceklerin içinde tamamlayıcı besin olarak kullanılabilecek. Tanıdık yiyeceklerin tadını değiştirmeden besin değerlerini arttırarak yiyeceğin içinde eriyip gidiyor.
Solar Foods’un kurucu ortaklarından ve teknolojisinin mimarı bilim adamı Pasi Vainikka, Solein’in üretim sürecinin klasik tarımın kısıtlamalarından etkilenmediği gibi, sürdürülebilirlik, ulaşılabilirlik ve transparanlık açılarından büyük potansiyele sahip olduğunu vurgulamakta. Örneğin, ürün zorlu coğrafi şartlardan bağımsız olarak üretilebilecek. Çölde veya Antarktika’nın ortasında protein üretmek mümkün olacak.
Soleinin besin değerleri, % 65-70 protein, 5-8% yağ, 10-15% liften oluşmakta. Makrobesin bileşimi kurutulmuş soya veya yosuna benzetilmekte. Mikrobesin açısından demir ve B vitamini içermekte. Solar Foods’un amacı, yiyecek markalarına satış yapmak. Besleyici, fonksiyonel ve sürdürülebilir özellikleriyle gıda firmalarının besin kalitesine katkı sağlamayı hedefliyor.
Firma 2024 yılında ticarileşme seviyesinde üretime geçmeyi planlıyor. İlk ticari ölçekte üretim tesisi Factory 01, 2024’te Finlandiya’da üretime başlayacak. Bugün Singapur’da gerçekleştirdiği pilot üretimi haftada 5kg ile sınırlı.
Singapur alternatif protein endüstrisinde global merkez
Solein için yeni gıda başvurularını (Avrupa Birliği, İngiltere) birçok ülkede yapan Solar Foods, ilk onayını geçtiğimiz günlerde Singapur gıda otoritelerinden aldı. Gıda endüstrisinde yeni bir gıdanın onay alması, ticarileşme ve yatırımcı bulma açısından birçok kapıyı açacak Solein için. Bu açıdan Singapur hem etkili, transparan yapısıyla ve de alternatif protein pazarındaki stratejik konumuyla büyük önem taşımakta. Ayrıca, Singapur bilimsel altyapısı ve güvenilirliğiyle, daha yavaş hareket eden Avrupa Birliği ve Amerika’daki gıda otoritelerine emsal teşkil ederek Solein’in global gıda pazarına sağlam bir giriş yapması için de doğru adres.
Good Food Institute Asia’nın verilerine göre, Singapur yeni gelişen alternatif protein sektörünün Asya’da bir numaralı merkezi. Bugün 36 alternatif protein girişimi toplamda 213 milyon dolarlık yatırım toplamış durumda. Geçtiğimiz aylarda Singapur ilk ve tek ülke gıda otoritesi olarak Amerikalı Eat Just firmasının alt markası olan Good Meat’e ilk laboratuvarda üretilen tavuk nugget ve tavuk göğüsün ticari satışına izni vermişti.
Singapur alternatif proteinlerin üç ana kategorisinde de (bitki bazlı, fermantasyon ve kültive) onaya tabii olarak ticari satışa izin vermekte. Bitki bazlı ürünler (buğday, soya, bezelye, baklagiller, yosun ve spirulina) gerçek etlerle aynı fiyat kategorisine ulaşmayı hedefliyor. Gıda endüstrisinde thinktank Food Frontier Beyonce Meat ve Impossible’nin de içinde olduğu, 17 uluslararası bitki bazlı protein imalatçısının Singapur’da faaliyet gösterdiğine dikkat çekiyor. Solein’in de kullandığı fermantasyon teknolojisi, maya gibi tek hücreli organizmaların karbon veya nitrojen kullanarak spesifik bir protein üretmeleri sağlanmakta. Bu teknik Perfect Day gibi firmaların hayvan bazlı olmayan süt ürünleri üretmesine imkan vermekte. Kültür et üreticileri ise, laboratuvar ortamında yetiştirilen balık, karides, tavuk hücrelerinden elde edilmekte.
Singapur’un yeni teknolojilerde Asya’nın hatta dünyanın en iddialı merkezi olma vizyonunun dışında, halkın gıda ihtiyaçlarını gidermesi ve ada-ülkenin yakın gelecekte kendini doyurur hale gelmesi, gıda kısıtlamalarından etkilenmemesi ve de fiyat enfl asyonuna karşı direnebilmesi için, gıda teknolojilerine yatırım yapmak hükümetin öncelikleri arasında sayılmakta. Bugün Singapur’da ülkenin gıda ihtiyacının %90’ı ithal edilmekte.
Peki, yaratıcılık uzmanı Haren nasıl bulmuş geleceğin tadını? Singapur’da Solar Foods tesislerini gezdikten sonra, tatma şansı bulduğu sarı tozun kıvamını una benzetmiş. Hemen hemen tatsız belki biraz odun, biraz havuca benzeyen hafif raiyalar var. Belki tadıyla kendimizden geçmeyeceğiz ama diğer alternatif proteinlerle gıda sektörünün geleceği olumlu görünüyor. Bizim ve çocuklarımızın açlığın son bulduğu bir dünyada yaşamamız dileğiyle.