Kırmızı çizgin ne? Nerde dur diyebilirsin? Nereye ne kadar neye izin verensin?
İdare ederek yaşamak nereye kadar sürer? Bir son var mıdır? Sona geldiğini ne zaman anlarsın?
İdare ederek yaşandığında bunu yapan kişi ve başkalarının her şeyine evet diyen bir kişi sizce kendine ve karşısındaki kişiye iyilik mi yapıyordur?
İnsanlar isteklerini, duygularını, hissettiklerini söylemekten neden korkarlar? Söylersen ne olur? Nedir seni bu kadar korkutan, susturan, sindiren şey?
Bu şekilde yaşayanlar hayatın bir noktasında ya çok fazla içerledikleri için kendilerini hasta ederler ya da bir yerlerde, hayatın bir noktasında öfke patlaması yaşayarak kendilerine ve başkalarına daha çok zarar verirler.
Genelde öfke patlamaları da öyle bir anda çıkar ki haklıyken haksız duruma düşerler. Asla anlaşılamaz olurlar. Bazen de o öfke patlaması herkesi kendine getirir.
‘Sus, konuşma, cevap verme, büyüklere cevap verilmez, dil pabuç kadar, terbiyesiz, saygısız, hiç sevmiyorum seni’ gibi buna benzer sözlerle büyütülen çocuklar sizce hayatlarına nasıl devam eder?
Yasaklar, kurallar, kontroller, duygusal ya da fiziksel şiddette dahil olmak üzere böyle bir bilinçle büyütülen çocuklardan ileride nasıl adamlar, nasıl kadınlar ortaya çıkar sizce?
Bütün bunlara herkes ve her şey dahil olarak soruyorum. Ne için kimi, neyi idare ediyorsunuz? Sebep? Bunu kendinize neden yapıyorsunuz?
Şimdi anlatacağım hikayede, siz de kendinize dönüp bakın, çevrenize bakın, yok canım ben o kadar değilim demeden olayın bütününe bakarak okuyun ve almanız gereken öğrenmeniz gereken ne varsa alın. Sonra hayatınızı gözden geçirin derim.
Bir aile var. Baba dünyanın en sessiz, her şeye evet diyen, herkesi idare eden bir kişi. Anne sinirli, agresif, sorun çıkaran umursamaz bir kadın. Bu ailenin bir kız bir de erkek çocuğu var. Şu an ikisi de orta yaşta.
Kadın babasının aynısı, erkek annesinin kopyası. Baba kızını anne oğlunu kendisi gibi yetiştirmiş.
Anne evde olay çıkardığında baba kızını alıp annen bu aralar sinirli, sen sesini çıkartma, daha fazla olay olmasın, ne diyorsa yap, sen üzülürsen ben daha çok üzülürüm bu yüzden sus, cevap verme, idare edelim, üzmeyelim anneyi , kavga çıkmasın diyen bir baba. Unutma, esas güç sessiz kalmaktır.
Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.