Yener KARADENİZ
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği’nin (İHKİB) moda endüstrisinde sürdürülebilirlik kapasitesini yükseltmek ve sektörde farkındalığı artırmak için yürüttüğü çalışmalar devam ediyor. İHKİB’in iştiraki Ekoteks tarafından geleneksel hale gelen Uluslararası Tekstil Sempozyumu’nun 14’üncüsü ‘Sorumlu Üretim, Sorumlu Tüketim’ temasıyla düzenlendi. 27 konuşmacının yer aldığı sempozyumda yerli ve yabancı akademisyenler, sektör profesyonelleri ve bürokratlar sürdürülebilir üretimi mercek altına aldı.
Etkinliğin açılışında konuşan Ekoteks Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Özdemir, günümüzde tüketicinin sağlıklı tekstil ürünlere büyük bir hassasiyeti olduğuna dikkat çekti. Güvenli ürün ve güvenli üretimin bu anlamda bir motto haline geldiğini belirten Özdemir, bu anlamda tüketicinin daha da bilinçli olması gerektiğinin altını çizerek, “Tedarik zincirinin dönüşümünde en büyük etki tüketiciye ait. Sürdürülebilirlik sadece bir kelimeden ibaret değil. ‘Karbon ayak izimizi düşürdük, suyu geri dönüştürdük, yenilenebilir enerji kullandık’ dediğinizde sürdürülebilir olmuyorsunuz. Bunun çok canlı örneğini yaşadık. Sürdürülebilirlik artık ‘Greenwashing’ dediğimiz gri bir alan oluşturmaya başladı. Belli standartlar oluşmaya başladı. Biz de ülke olarak rekabetçiliğimizi bu standartlara uyarak oluşturuyoruz. Biz bu standartlara uyarken rakip olan ülkeler uymadığında haksız rekabete maruz kalıyoruz” dedi.
İspat izlenebilirlikle olacak
Özdemir, şöyle devam etti: “Biz her şeye dikkat ederken, bunu yapmayan rakiplerimize bu fırsatı vermemeliyiz. Tüketiciyi yanıltma noktasında mecliste kanun verilmiş durumda. Sürdürülebilir ama neye göre sürdürülebilir, organik deniyor ama organik olmadığını geçmişte gördük. Biz bunların hepsine tabiri caizse yeşil yalan diyoruz. Biz Ekoteks olarak sadece test yapmıyor uygunluğunuzu da kontrol ediyoruz. Birçok rakip ülkelerden daha iyi durumdayız şu anda. Tüm standartlarımız AB normlarında. Bu herkes için çok önemli. ‘Sürdürülebilir, organik’ mi diyor; ispatlayacak. Nasıl yapacak; izlenebilirlik yoluyla yapacak. Bunun takipçisi olacağız. Yurtdışından aldığımız ürünleri de içeren bir piyasa araştırması yaptık. Organik denilen ürünün organik olmadığını, GDO’suz denilen ürünün GDO’lu olduğunu, kimyasal içermiyor denilen ürünün ne kadar zararlı kimyasallar içerdiğini tespit ettik. Biz ülkemizde bunları çoktan geride bıraktık ama dışardan gelen ürünlerde bunları yakaladık. Demek ki işimize sahip çıkıp denetimleri sıkılaştıracağız. Kamu zaten bununla ilgili ciddi çalışma yapıyor, şu an mecliste.”
Made in Europe diye önümüzdeki günlerde sektörün karşısına çıkacak bir tehlike olduğunu söyleyen Özdemir, onun için her şeye sahip çıkmamız gerekiyor. Biz kanunlarımızı uygunlaştıracağız diye yapmayanların yanında sivrilmenin de bir anlamı yok. Biz rekabetçiliğimizi korumak adına ne gerekiyorsa yapmak durumundayız. Ama buna rağmen bedel ödüyoruz, siparişlerin sürdürülebilirliği konusunda sıkıntı yaşanıyor” ifadelerini kullandı.
Tarım Bakanlığı organik pamuk konusuna öncü olmalı
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz, konuşmasında sürdürülebilirlik konusunun hayatın her alanında girdiğini belirterek, hem üretici hem de tüketici nezdinde sürdürülebilir üretime olan talebin arttığını anlattı. Öksüz, “Bizler sektör olarak önemli projelere imza attık. Sürdürülebilirlik eğitimleri düzenledik. Eğitimlerde 30 bin dinleyiciye ulaştık. Sustainability Talks etkinliği düzenledik. Önümüzdeki ay da düzenleyeceğiz. Bini fiziki olmak üzere 5 bin katılımcı bekliyoruz. Ayrıca ilk sürdürülebilirlik rehberini yayınlayan sektör olduk. Sürdürülebilirlik konusu bir tercih değil zorunluluk ve sorumluluktur. Dönüşüm sağlamak zorundayız ve buna paralel olarak da tedarik zincirindeki payımızı da artıracağız” dedi. Bu kapsamda organik üretimin önemine dikkat çeken Öksüz, “Haftasonu sektör kurulu toplantısı yaptık ve organik pamuğu konuştuk. Burada artık sertifikayı kendimiz vermemiz gerekiyor. Tarım Bakanlığı bu işte öncü olmalı. Organik pamuk en önemli değerlerimizden biri ve bu sayede ayrışıyoruz. Bu konuda ilk akla gelen ülkeyiz. Bu değerimizi kaybetmememiz gerekiyor. Sertifika konusu halledilmeli” ifadelerini kullandı.
AB’li markalarla işbirliğinde de sürdürülebilirlik yakalanmalı
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada sürdürülebilirliğin sadece üretimle sınırlı kalmaması gerektiğini, tedarikçilerle markalar arasındaki iş birliklerinin de sürdürülebilir olması gerektiğini söyledi. Aynı zamanda İHKİB Başkanlığını da yürüten Gültepe, AB’nin toplam hazır giyim ithalatında Türkiye’nin payının yüzde 8 olduğuna dikkat çekerek, “Sektörde Yeşil Mutabakat hedefl erine hazırlanma konusunda güçlü bir irade mevcut. Devletimiz imkânlar ölçüsünde bizi destekliyor. Avrupalı markalarla da sadece üretimde değil, iş birliklerinde de sürdürülebilirliği sağlayabilmeliyiz. Türkiye gerek uzun yıllara dayanan deneyimi, bilgi birikimi, hızlı ve kaliteli üretimi, coğrafi yakınlığı, uluslararası standartlara uygun sosyal sorumluluk kriterleri ile AB için en uygun tedarik merkezlerinden biri olarak öne çıkıyor. Alıcılarımızın tüm bu özelliklerimizi daha fazla dikkate almaları gerektiğine inanıyorum” şeklinde konuştu.