Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“20 sezonluk gereksizce uzatılmış, keyifsiz bir dizinin final sezonu sonunda geldi çattı. Emin olun çok az kaldı.
Beğenmediği herkese saldıran, hakareti ve iftirayı kendine hak sayan, ülkeye nifak tohumlara eken zihniyetin neden olduğu toplumsal gerilim artık tehlikeli bir seviyeye ulaştı.
Türkiye artık bu gerilimi taşıyamıyor. Geçtiğimiz hafta, Ankara’da bir eğlence mekanında yaşananlar bu gerilimin sonucudur. Sanata ve sanatçıya düşman bir iktidarın yönettiği ülkemizde, sırtını iktidara yaslayan herkes kendini her şeyin sahibi zannediyor.
Bize de katleden bir sanatçının ardından üzülmek düşüyor. Onur Şener’e Allah’tan rahmet, ailesine ve sanat camiamıza baş sağlığı diliyorum.
Kendisini dev aynasında görenlerin şiddete sığınan acizliğine lanet olsun.
İnsanlıktan nasibini alamayanların evlere, ocaklara, yüreklere düşürdüğü yangınlara lanet olsun. Hayat iyilerle kötüler arasında bitmek bilmeyen bir mücadelenin özetidir. Tarih kötü işler yapanları nefretle, iyi işler yapanları da minnetle not eder. İnsanın yaradılışından bu yana kötülüğü rehber edinenler hep oldu. Ölümler, katliamlar, soykırımlar, işgaller kötülerin verdikleri hasarlardır.
Bugün bile ne yazık ki soğuk savaş zihniyetinin yıkıntılarına sığınan, sıfır toplamlı oyunların hesabını yapan, en temel toplumsal sözleşmeleri bile kendi çıkarlarına uydurmaya çalışan kirli zihniyetlerin sebep olduğu acılara şahit oluyoruz.
Rusya’nın 24 Şubat 2021’de Ukrayna’ya yönelik, özel askeri operasyon adı altında başlattığı haksız işgalin üzerinden 7 ay geçti. Güya başkent Kiev bir haftada alınacaktı değil mi?
Peki ne oldu, Rus ordusu Ukrayna topraklarında çamura saplandı. Putin ise çizilen karizmasını toparlamak için son çareyi sopalı referandumlar sonucunda bazı yerleri ilhak etmekte buldu.
Biz daha önce bu filmi Kırım’da izledik. Nasıl ki o gün ilhakını tanımadıysak bugün de tanımıyoruz.
Rusya’nın uluslararası toplum tarafından kınanan bu saldırganlığını Rus halkı da desteklemiyor. Rusya, ilhak ettiği Ukrayna topraklarını her türlü imkan ile koruyacağını söyledi. Yani gerekirse nükleer silah da kullanmakla tehdit etti.
Bu tehdit sadece Ukrayna için değil ülkemiz için de kabul edilemez bir tehdittir.
Uluslararası toplum daha somut ve net adımlar atmalıdır.
Çağdaş değerlerden nasibini alamamış rejimlerin kendi düzenlerinin devamı için nelere kalkışabileceklerinin bir diğer acı örneği de İran’da yaşanıyor. Tarihin en köklü medeniyetlerinden biri olan İran’da çağ dışı baskı ve zulüm manzaralarını görmek hepimizi derinden üzüyor. Mahsa Amini’nin başörtüsünden saçı çıktı diye ahlak polisi tarafından acımasızca öldürülmesinin ne yüce dinimizde ne devlet yönetiminde ne de insan haklarında yeri yoktur.
Geçmişte ilimin merkezlerinden olmuş bir medeniyet, nasıl olur da ilimden, bilimden bu kadar uzağa savrulabilir?”