Ordu’nun Fatsa ilçesinde yaşayan Osman Çetin, 60 yıldır her gün sabahın ilk saatlerinde çay ocağının kapısını açıyor. Sabah namazı sonrası müşterilerine tavşankanı çay demleyen Çetin, Türk tarihinin eski ancak tükenmeyen mesleği çaycılığı yaşatmaya çalışıyor. Çetin ömrünü adadığı demlik, kazan ve müşterilerine ilk günlü aşkla hizmet etmeyi sürdürürken, eskiden kullanılan kömürlü ocakların lezzetinin ise bir başka olduğunu belirtiyor.
“60 yıldır aynı mahalledeyim”
Mesleğe ilk olarak 1962 yılında bir kahvehanede çalışarak başladığını belirten Osman Çetin, “Onlarla birlikte askere gidene kadar 2 yıl çalıştım. 1966 yılında askerden gelince kendi yerimle birlikte aynı mahallede çalışmaya başladık. 60 Yıldır Mustafa Kemal Paşa Mahallesi’ndeyim” dedi.
“Eskiden çay farklı olurdu”
“Eskiden çok ve daha kaliteli çay ocakları vardı. Kahvemiz ve çayımız farklı olurdu” diyen Osman Çetin, “Kömürlü ocaklar vardı, artık hepsi sanayileşti. Şuanda elektrikli ve gazlı ocaklar kullanılıyor. Bu da çayın kalitesini düşürdü. Çayımız ne kadar kaliteli olursa olsun 50 sene önceki tat şuanda yok. Ne kadar gayret de etsek eskiyi tutmuyor” şeklinde konuştu.
“Mesleğimi değiştirmeyi hiç düşünmedim”
60 yılını verdiği çay ocağını işlettiği sürede hiç farklı meslekleri yapmayı düşünmediğine dikkat çeken Çetin, “Ben hiç meslek değiştirmeyi düşünmedim, istesem değiştirirdim. Şimdi de gücümün yettiği yere kadar gideceğim ama ben işimi severek yapıyorum. Fatsa’da da beni tanırlar. Sıcak-soğuk fark etmeden çalışırım. Bu gönül işini bu şekilde devam ettirmeyi düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
“Gençler bu geleceği yaşatsınlar”
Gençlerin, az bir zaman da olsa çay ocaklarında vakit geçirmelerinin geleneği dürdürmek adına önemli olduğuna değinen Osman Çetin, şunları söyledi:
“Gençler toplanıp arkadaşları ile buluşacakları zaman çay ocaklarını tercih etsinler. Çay ocakları bizim geçmişimize dayanan çok güzel bir kültür merkezi. Ufak da olsa her zaman bize lazım olan yerler. Gidecekleri yerlere yine gitsinler ama az da olsa zamanlarını çay ocaklarına ayırsınlar. Bu geleceği öldürmeyelim.”
