Coğrafi işaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri açısından kökeninin bulunduğu bölge ya da ülke ile özdeşleşmiş ürünü gösteren ve garanti altına alan bir kalite işareti olarak kabul ediliyor. Yöresel ürünlerin kalite standarlarının korunması ve gelecek nesillere aktarılması, taklitlerinden sakınılması, yerelliğin dünya ile buluşması ve tescillenmesi de coğrafi işaret uygulaması ile yapılıyor. Bu işaret, hem bölge insanının emeğine hem de tanıtımına ve imajına değer katıyor.
TÜRKPATENT verilerine göre; yetiştiği coğrafyadan aldığı karakteristik özellikleriyle eşsiz bir lezzet olarak görülen Edremit zeytinyağı, 2023 yılı içerisinde AB’de tescil edilen 5. coğrafi işaretimiz olmasının yanı sıra Milas zeytinyağının ardından korunma hakkı elde eden ikinci zeytinyağı oldu.
“Bu yıl Avrupa Birliği’nde tescil edilecek beş coğrafi işaretli ürünümüz daha var”
AB coğrafi işaret tescili için başvuruda bekleyen 40 ürünümüz var. AB tarafından başvuruları uygun bulunan coğrafi işaretler, AB Resmi Gazetesi’nde 3 aylık itiraz süresinin dolmasının ardından tescil ediliyor.
Avrupa Birliği nezdinde mevcut durumda 14 tescilli coğrafi işaretimizin bulunuyor. Türk Patent ve Marka Kurumuna göre 2023 yılı bitmeden Ayaş Domatesi, Edremit Körfezi Yeşil Çizik Zeytini, Ezine Peyniri, Maraş Tarhanası ve Safranbolu Safranı’nın tescilinin gerçekleşmesiyle Avrupa Birliği’nde tescilli coğrafi işaretlerimizin sayısı 19’a yükselecek.
“Coğrafi işaretli ürünlerin %10’u gelişmekte olan ülkelerde bulunuyor”
Yöresel lezzetlerimizin AB tarafından resmi olarak tescillenmesinin öneminden bahseden Destek Patent Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Yamankaradeniz, “Coğrafi işaretler açısından çok zengin bir ülkeye sahip olduğumuz için yöresel ürünlerimizin tescil ile koruma altına alınarak gelecek nesillere aktarılması ve hak ettikleri ekonomik değere ulaşması ülkemiz adına büyük önem taşıyor. Dünyada 10 bini aşkın coğrafi işaretli ürün bulunuyor. Pazarın büyüklüğü ise yaklaşık 200 milyar doların üzerinde. Coğrafi işaretli ürünlerin %10’u gelişmekte olan ülkelerde bulunuyor. Özellikle Fransa, İtalya ve İspanya bu alanda lider konumunda. Coğrafi işaretler AB’ye yıllık 75 milyar dolar, dünyaya ise yıllık 200 milyar doların üzerinde katma değer sağlıyor. Türkiye’de toplam coğrafi işaret tescil sayısı ise şu an için 1466. Bu veriler gösteriyor ki, tarım ve hayvancılık ülkesi olarak özellikle tarım kooperatiflerimize büyük iş düşüyor. Bu gücün ekonomik değere dönüşmesi, Türkiye’nin ekonomik büyüme hikayesinde bir kaldıraç rolü üstlenmesi, ihracatımızı güçlendirmesi mümkün. Bugüne kadar çok önemli adımlar attık. Fakat, yöresel değerlerimizin AB’de coğrafi işaret tescil süreci giderek hız kazansa da önümüzde uzun bir yol olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz. Zira coğrafi işaretli ürünlerin markalaşmasındaki süreç yavaş ilerlemektedir. Bu nedenle yerel dinamiklere daha organize olup, bu coğrafi işaretli ürünlerin markalaşması ve bu standartların yaygınlaşması üzerine ağırlık verilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Böyle bir başarı hikayesi ile bölgesel kalkınma çok ileri bir noktaya taşınacaktır” dedi.