featured

Ve Atlas vazgeçti

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Abone ol Sosyalistlerin ‘kapitalizmin taş bebeği’, kapitalistlerin ise örgütlenmeyi reddettiği için ‘ütopik anarşist’ diye isimlendirdiği yazar Ayn Rand, Atlas Vazgeçti ile öteki tüm eserlerinde hep bireyciliği savundu ve ‘İnsan başkalarının amaçlarının ve refahlarının bir aracı değildir, her insan kendi hatırına yaşamalıdır, ne kendisini başkalarına ne de başkalarını kendisine feda etmelidir’ dedi.

Hayır yorulmamıştı. O kanlı savaşa girerken, eğer kazanamazsa galipler tarafından cezalandırılacağını biliyordu zaten. Savaşı kaybetmiş ve kendisine verilen cezayı çekmeye başlamıştı işte. Savaşı hatırladı. Tam on bir yıl süren o korkunç, kanlı savaşı. Zeus, kendi öz babası Cronos’a savaş açınca, Titanlar olarak kimi destekleyeceklerini uzun uzun düşünmüşler ve sonunda, o güne kadar birçok iyiliğini görmüş oldukları Cronos’un ordusuna katılmaya karar vermişlerdi. O da kardeşleri Menoitios, Epimetheus ve Prometheus ile silahlarını kuşanıp, Cronos ordularının en ön safında kıyasıya dövüşmüştü. Zeus’un en seçkin askerleri olan Poseidon ve Hades gibi ölümsüzlerle, Tepegözler ve Yüzkollular gibi devlerle on bir yıl boyunca göğüs göğüse çarpışmış ve sonunda yenilmişti.

Yeni kral Zeus, onları öldürmemiş ama dehşet verici cezalara çarptırmıştı. Kardeşi Prometheus’u Kaf Dağı’nın tepesine zincirlemişti. Dev bir akbaba her sabah gelip onun göğsünü parçalayarak ciğerini yiyor, ciğer yeniden büyüyor ve akbaba da yeniden gelip, aynı şeyleri yapıyordu. Bu ebediyete kadar sürecekti. Meneitios, canlı canlı Yeraltı tanrısı Hades’in yanına gönderilmişti ve Hades’e ona sürekli olarak işkence yapması için emir verilmişti. Zavallı Epimetheus’a verilen ceza ise her zaman kötülük taşıyan bir kadın olan Pandora ile evlendirilmek olmuştu.

Zeus sonunda onun cezasını da vermiş ve onu sonsuza kadar gök kubbeyi omuzlarında taşımaya mahkum etmişti. İşte o zamandan beri binlerce yıldır burada, ‘dünyanın bittiği yer’ olarak bilinen bu Herakles Sütunları’nın karşısında, uçsuz bucaksız gökyüzünü omuzları üzerinde taşıyordu.

Hayır yorulmamıştı. Gökyüzünü binlerce yıl daha taşıyabilirdi. Nedir, son zamanlarda aklına üşüşen sorular artık onu rahatsız etmeye başlamıştı. Kainatı böyle taşıdığı için onun bir parçası olan dünyada da her şey dengede ve uyum halinde kalıyordu.

Peki vazgeçse ne olurdu? Bir anda gökyüzünü taşımaktan, dünyayı dengede tutmaktan vazgeçiverse ne olurdu? Şöyle bir silkinse ve taşıyıp dengede tuttuğu bütün o evren ve dünyayı temelinden bir sallasa neler olurdu?

İşte tam bunları düşünürken kesin kararını verdi. Vazgeçti. Gökyüzünü ve dünyayı taşımaktan bir anda vazgeçti. Yorulduğu için değil, merak ettiği için vazgeçti ve binlerce yıldır gık demeden omuzlarında taşıdığı gökyüzünü  fırlattı attı.

Köşe yazısının tamamını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

Haber Kaynağı www.muhalif.com.tr

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
Ve Atlas vazgeçti

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Ulusal24 Haber Merkezi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!