Türkiye’de çeşitli illerde görülen şap hastalığı sebebiyle tüm hayvan pazarları kapatıldı. Şehirlerarası hayvan nakli yasaklandı. Tarım ve Orman Bakanlığı, şap hastalığı görülen işletmelerde tedbirlerin alındığını bilgisini de paylaştı. Şap hastalığını taşıyan ilk vakanın tespit edilmesinden sonra herkesi büyük bir korku sardı. Veteriner Hekim Barış Ulutaş, Türkiye’de şap hastalığından kaynaklı riskler için uyardı.
Veteriner Hekim Barış Ulutaş, şap hastalığının ilk belirtilerinin sığırlarda ateş, iştahsızlık, depresyon ve süt veriminde azalma olduğunu söyleyerek ilk 24 saate dikkat çekti.
“Sığırlarda ateş, iştahsızlık, depresyon ve süt veriminde azalma şap hastalığında ilk bulgular olarak kabul edilir. 24 saat içerisinde hayvanlarda salya akışı başlar ve dil-dişetinde veziküller şekillenir. Keseciklere interdigital bölgede, koroner bölgede, meme derisinde, ağız ve burun mukozasında rastlanabilir. Veziküllerin yırtılması ile geniş ülseratif yaralar şekillenebilir .Dildeki yaraların lezyonların genellikle birkaç günde iyileşmesine karşın ayaklardaki ve nazal bölgedeki lezyonlar çoğunlukla ikinci bakteriyel enfeksiyonlara maruz kalırlar. İkinci bakteriyel enfeksiyonlar sonucu hayvanlarda pneumoni (akciğer iltihabı) ve mastitis görülebilir, tırnak düşebilir.”
“Dikkatli gözlenmesi gerekiyor”
Koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvanlarda şap hastalığının seyrinin daha hafif olduğunu ifade eden Ulutaş, klinik bulguların dikkatli bir şekilde gözlenmesi gerektiğini belirtti.
“Koyun ve keçilerde hastalık daha hafif seyirlidir. Hastalık koyunlarda genellikle topallık ile karakterizedir ve topallık süreklilik gösterir. Ağızdaki lezyonlar sığırlardaki lezyonlardan daha küçük ve daha kısa sürelidir. Genellikle hastalığın yol açtığı ekonomik kayıplar sığırlarınkinden daha düşüktür ve klinik bulgular ancak dikkatli bir gözlemle belirlenir.”
Ekonomik kayıplara sebep olabilir
Şap hastalığının, diğer hayvanlara da çok hızlı bir şekilde yayılacağını söyleyen Ulutaş, “Şap hastalığının ölüm oranı düşük olmakla birlikte genç hayvanlarda virüsün kalpte yerleşmesi sonucu ölümle sonuçlanabilir. Hastalığın bulaşma oranı ise yüksek olup, et ve süt verimlerindeki hızlı düşüşe bağlı ekonomik kayıplar da neden olur” dedi.
Şap hastalığı insanlara da bulaşıyor
Şap hastalığının daha önce hiç görülmeyen yeni tipi olan SAT-2 varyantı, hayvanlar arasında çok hızlı bir şekilde yayıldığı gibi insanlara da bulaştığını söyleyen Veteriner Hekim Barış Ulutaş, çiğ et keserken dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu.
“Şap hastalığı hayvanlardan, insanlara bulaşabilir. Şap virüsünün sıcaklığa karşı bir duyarlılığı vardır. Yüksek sıcaklıklarda çok kısa süre içerisinde inaktivite olma durumu bulunur. Şap hastalarına yakalanan hayvanların eti, sütü ve ya teması ile insanlara bulaşabilir. Ayrıca çiğ et keserken , temizlerken temas ile bulaşma ihtimali de bulunur. Şap hastalığının insana bulaşma yollarından biri de solunum yoludur. Havada bulunan bu virüsü nefes alış verişimizdeki solunum sistemi ile birlikte vücut içine alınabilir.”
Tüm hayvanlara denetim şart!
Türkiye’de büyük bir paniğe sebep olan şap hastalığını önlemek için veterinerlere büyük görev düştüğünü söyleyen Veteriner Hekim Ulutaş, şap hastalığı vakalarının yetkili kuruluşlara bildirilmesinin zorunlu olduğunu söyledi. Bu sebepten ötürü bağımsız kurum, kuruluş ve kişiler tarafından da denetlenmesi gerektiğinin altını çizdi. Şap hastalığının yayılmasını önlemek için yapılması gerekenleri de 4 maddede sıraladı.
1- Hayvan sahipleri, ticari işletmeler, maddi ve manevi endişelerden dolayı bu hastalığı göz ardı edebilir. Bu sebepten ötürü de hastalık önlenemez bir duruma gelebilir.
2- Ülkemize yurtdışından hayvan giriş ve çıkışlarını denetleyebilme yetilerinin daha gelişmiş olması önemlidir. Yurt içinde bu hastalığı görmeseniz de dışarıdan popülasyona giren enfekte hayvan sürüyü ciddi bir şekilde tehdit edebilir.
3. Yurt içindeki tüm hayvanları veteriner hekimler tarafından hazırlanmış ve belirlenmiş aşı programlarının uygulanmasıdır.
4. Bu hastalıkta şap virüsünün epidemiyolojik durumu ve elde edilen tecrübeler ile tek başına yeterli bir önlem olmayabilir. Diğer yöntemler ve veteriner hekimlerin belirlediği stratejiler ile tedbir alınabilir. (Aydan Durak/Posta.com.tr)